İSTANBUL (AA) - SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, "14 sene önce savunma sanayisinde 66 proje vardı, şu anda 600 proje var. Yerlilik oranı yüzde 20'lerdeydi, şu anda yüzde 65'lere dayanmış durumda." dedi.
Bayraktar, Hedef 2023 Büyük Türkiye Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen "Savunma Sanayi" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, İstanbul'daki Havacılık, Bilim ve Teknoloji Fuarı'na (TEKNOFEST) 550 bin kişinin katıldığını hatırlatarak, bu festivalin kendilerini heyecanlandırdığını söyledi.
Festivaldeki katılım sayısının, savunma sanayisindeki paydaşlarıyla birlikte kendileri için gelecek adına "umut verici" olduğunu dile getiren Bayraktar, özellikle gençlerin ilgisinden memnun kaldıklarını aktardı.
Bugün Türkiye'de savunma sanayisinin başarılı örnekleriyle öne çıktığını belirten Bayraktar, bunda; savunmaya çok pay ayrılması değil, ortaya konulan vizyonun etkili olduğunu vurguladı.
Bayraktar, "2000'li yılların başında GSMH'nin yüzde 4'ü savunmaya harcanıyordu, şu anda yüzde 2'si harcanıyor. Ancak 14 sene önce savunma sanayisinde 66 proje vardı, şu anda 600 proje var. Yerlilik oranı yüzde 20'lerdeydi, şu anda yüzde 65'lere dayanmış durumda." diye konuştu.
Şu anda savunma sanayisinde küresel anlamda dijital bir dalga olduğunu, bu dalgada Türkiye'nin, yol haritasını kendi kavramları ile ortaya koyması gerektiğini belirten Bayraktar, kendilerinin de TEKNOFEST İstanbul'da "milli teknoloji hamlesi" kavramını ortaya koyduğunu söyledi.
Bayraktar, bugünden karar alınması halinde gelecek 10 yıllarda başarılı olunabileceğini, savunma sanayi ve teknoloji alanlarında bu sayede başarının yakalanabileceğini kaydetti.
\
- "Gelecek 50 yıldaki ihtiyaç duyulacak ürünlerin üretimine odaklanılmalı"
Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) Genel Müdürü Murat İkinci de Türkiye'nin savunma sanayisindeki atılımlarına değinerek, bu alandaki yatırımların ciddi şekilde arttığını söyledi.
İkinci, "Son 15 yıldır yapmış olduğumuz savunma sanayisi hamlesiyle bugün çok ciddi bir savunma sanayisi altyapısına sahip durumdayız." dedi.
Bu alanda yapılan atılımlar sayesinde ithalatın azaldığını, yerli ve milli ürün kullanımı ve ihracatının arttığını ifade eden İkinci, şu anda savunma sanayisinin ciddi bir kırılma noktasında olduğunu, bu noktada mevcut ürünleri milli olarak geliştirmeden ziyade gelecek 50 yılda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaç duyacağı ve şu anda olmayan teknolojilerin üretimine odaklanılması gerektiğini kaydetti.
STM'nin projelerine değinen İkinci, şirketin, gemi inşasından ihracatına kadar birçok alanda önemli konumda yer aldığını söyledi. İkinci, Pakistan Deniz Kuvvetleri için inşa ettikleri gemiyi yarın teslim edeceklerini aktararak, "Türkiye'nin tek kalemde yaptığı en büyük savunma ihracatı." dedi.
\
- "Savunma ve havacılık ihracatı 10 yılda yaklaşık 4 kat arttı"
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün ise dünya savunma harcamalarının 1 trilyon 730 milyar dolar civarında olduğunun söylendiğini ifade ederek, "Bunun çeşitli alt kırılımları var. Yaklaşık yüzde 40'ı personel harcaması, yüzde 23'ü teçhizat, yüzde 35'i cari harcama olarak gerçekleşiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, yaklaşık 18,2 milyar dolarlık pay ile dünyada 15. sırada yer aldığını belirten Görgün, Türkiye'nin savunma ve havacılık ihracatının 10 yılda yaklaşık 4 kat arttığını bildirdi.
\
- "Yüksek maaşları verebilen bir ekosisteme gitmemiz gerekiyor"
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, yerli teknolojilerin geliştirilmesi için helikopter, uçak ve uydu gibi pek çok proje üzerinde çalıştıklarını ifade etti.
Kotil, "Türkiye, teknolojide başarmak istiyorsa parayla insanı buluşturmak zorunda. Tek başına para teknoloji getirmiyor, tek başına teknoloji üretebilecek insanlar da para olmadan, finans olmadan bir şey yapamıyorlar. Türkiye, insan kaynağını yetiştirme noktasında geri kalırsa maalesef teknoloji geliştirmeden ürün geliştirmiş olma riskiyle karşı karşıya." şeklinde konuştu.
Yetişmiş insan kaynağının cazip şartlar nedeniyle yurt dışına yöneldiğini dile getiren Kotil, şunları kaydetti:
"Zaten şu anda teknolojinin önündeki en büyük dilemma, şirketlerimizin dünyada verilen yüksek maaşı verir hale gelememeleri... Bunun yolu da aslında yalnız devletten proje alan değil, yurt dışından, diğer yerlerden de proje alabilen, dünyada yaygın olarak verilen bu yüksek maaşları verebilen bir ekosisteme gitmemiz gerekiyor.
Uçak yapıyoruz ama rüzgar tünelimiz yok. Biraz garip bir durum... Sağ olsun yönetim kurulumuz destek verdi. Şirketin kaynaklarıyla 2 tane rüzgar tüneli yapıyoruz. Bütün yatırımları inşallah finanse etmenin yolunu buluruz. Her şeyi devletten beklemiyoruz."
\
- Kotil'den rektörlere çağrı
Temel Kotil, Türkiye’nin teknoloji dünyasında karar verici olabilmesi için teknolojiyle ilgili her kurumun en az yüzde 20 büyümesi, üniversitelerin de mühendis yetiştirme oranlarının analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
Kotil, "Teknolojiyi üretecek olan mühendisler gökten gelmiyor. Bunlar üniversitelerde yetişiyor. Mühendis sayısı her yıl kademe kademe artmalı. Türkiye, önümüzdeki 10-20 yılda dünyada ilk 10’a üniversite sokamazsa ben bu teknolojinin tadına varacağımızı hiç sanmıyorum. Sayın rektörlerimiz, dekanlarımız; bölümlerini, üniversitelerini her yıl sıralamada belki de 50 puan, belki de 20 puan, 100 yukarı çıkarması lazım. Özellikle 2 dönemdir rektörlük yapan hocalarımızın da ikinci dönemde çıkaramıyorsa belki başkalarına devretmesi lazım. O kadar keskin konuşuyoruz." ifadelerini kullandı.