FİNANS

İhracatta rekabet üstünlüğü "Ricardo" modeliyle sağlanacak

Türkiye İhracatçılar Meclisi, ülkelerin ticarette karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu ürünlerin belirlenmesine yardımcı olan ünlü İngiliz iktisatçı David Ricardo'nun metodolojisini, Türkiye'nin ihracatına uyarlayacak - Meclis, söz konusu modeli tüm sektörlere ilk kez uygulayarak, ihracat kapasitesinin artırılmasına katkı sağlayacak - TİM Genel Sekreteri Kerem Alkin: - "Dünya ithalatına konu olan ilk 200 ürün içinde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğumuz 47 ihraç ürünü belirledik" - "Avantajlı olduğumuz ürünlere ağırlık vermemiz durumunda bu ürünlere yönelik 1,8 trilyon dolarlık dünya talebinden daha fazla pay alabiliriz"

AYSU BİÇER - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ülkelerin ticarette karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu ürünlerin belirlenmesine yardımcı olan ünlü İngiliz iktisatçı David Ricardo'nun metodolojisini, Türkiye'nin ihracatına ilk kez uyarlayarak, dış satım kapasitesinin artırılmasına katkı sağlayacak.

Ricardo'nun teorisi, bir ülkenin bazı malları daha verimli ve düşük maliyetle üretiyorsa bu ürünlerde uzmanlaşması ve kaynaklarını israf etmemesini gerektiriyor.

Söz konusu teorinin Türkiye'nin ihracatına adapte edilmesine dair adımlar atan TİM, ülkenin küresel ticarete konu ürünlerin hangilerinde daha avantajlı konuma sahip olduğuna ilişkin çalışmalar yürütüyor.

- "İhracatta yeni kanallar açılması gerekiyor"

TİM Genel Sekreteri Kerem Alkin, Ricardo'nun metodolojisinin ihracata uygulanmasına ilişkin AA muhabirine, ihracat alanında "Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Endeksi (RCA)" kullanılarak nokta atışı pazar ve ürün hedeflemesi yapabildiklerini söyledi.

Türkiye'nin, avantajlı olduğu ürünlerde yüksek ithalat yapan bazı ülkelerdeki payı artırması gerektiğini dile getiren Alkin, bu kapsamda yeni ihracat kanallarının açılmasının önemine işaret etti.

Yaptıkları araştırmalara göre, küresel ticarete konu ilk 200 ürün içerisinde Türkiye'nin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip 47 ürünü ihraç ettiğine dikkati çeken Alkin, "Avantajlı olduğumuz ürünlere ağırlık vermemiz durumunda bu ürünlere yönelik 1,8 trilyon dolarlık küresel talepten daha fazla pay alabiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin bu söz konusu 47 ürün grubunda geçen 2017'de yaptığı ihracat 66 milyar dolar." dedi.

Türkiye'nin anılan ürünlerin dünyadaki ithalatından yüzde 2,8 pay aldığını ifade eden Alkin, "Bu oran yüzde 0,87 olan toplam ticaretimizin küreselden aldığı payın 3 katını aşıyor. Sadece bu hesaplamayla bile avantajlı olduğumuz ürünlere ağırlık vermemiz durumunda ihracatımızda önemli bir yükseliş sağlayabilmemiz mümkün." diye konuştu.

Aynı araştırmayı dünyada ithalata konu olan tüm ürünler için de geliştirerek ihracatçılara sunduklarını söyleyen Alkin, Türkiye'nin ithalatı yapılan ilk bin ürünün 285'inde avantajlı konumda bulunduğunu dile getirdi.

Dünyadaki 33 ülkenin Türkiye'nin üretim avantajına sahip 15 ürünü başka ülkelerden aldığının vurgulayan Alkin, bu durum için Portland çimentosu örneğini verdi.

Alkin, Türkiye'nin karşılaştırmalı üstünlüğü bulunan söz konusu ürün konusunda 2017'de küresel ölçekte 6,3 milyar dolarlık ithalat yapıldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Toplam 217 ülke Portland çimentosu ithalatı yaparken, toplam ithalatın yüzde 75'ini sadece 40 ülke gerçekleştirdi. Türkiye ise 2017'de 53 ülkeye 351 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. ABD ve Sri-Lanka en büyük ithalatçılar olarak öne çıkarken, ABD pazarındaki payımız yüzde 7. Sri-Lanka’da ise pazar payımız bulunmuyor. Ancak Fransa ve İran’ın Sri-Lanka pazarına giriş yapabildiklerini görebiliyoruz."

- "Öne çıkabilecek ürünlerimizle ilgili strateji oluşturmalıyız"

Küresel bir köy haline gelen dünyada coğrafi yakınlıktan çok, arzın nerede daha iyi talep gördüğüyle ilgili bir denge kurmak gerektiğini belirten Alkin, ABD, Avustralya, Güney Kore ve Kanada gibi uzak ülkelere, yakın olanlar kadar ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.

Gürcistan ve Rusya gibi geleneksel pazarlarda fiyat rekabeti kavramının ötesine geçilmesi gerektiğini ifade eden Alkin, "Polonya, Meksika ve Çekya gibi gelişen pazarların taleplerinde hangi ürünlerimizin öne çıkacağını belirleyerek strateji oluşturmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Alkin, artık doğru analizlerle, akademik çalışmalara dayanan, etkili stratejilerle yürüyen bir ihracat ekosistemini perçinlemeye yoğunluk verecekleriniz sözlerine ekledi.

- Ricardo modeli nedir?

David Ricardo'nun ortaya attığı, 1960'larda da ABD'li akademisyen Prof. Dr. Bela Balassa tarafından geliştirilen modelin temelinde "uzmanlaşma" kavramı yer alıyor.

Model, ülkeler için karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları belli mal ve hizmetlere göre dış ticaret yapmalarını öneriyor.

TİM'in hakkında raporlar hazırladığı model, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü tarafından halen kullanılıyor.

Model, akademisyenlerce hedef pazarlar ile avantajlı ihraç ürünlerinin eşleştirilmesinde en pratik ve sonuç veren model olarak kabul ediliyor.

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler