FİNANS

İhracatta serbest düşüş sürüyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Ağustos ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29.80 gerileyerek, 7 milyar 670 milyon dolar oldu. İlk sekiz aydaki ihracat 60 milyar 344 milyon dolar, geriye dönük bir yıllık ihracat ise yüzde 24.41 gerileme ile 97 milyar 730 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ağustos ayı ihracat rakamlarını Hakkari’de açıkladı. İhracat Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29.80 gerileyerek, 7 milyar 670 milyon dolar oldu. İlk sekiz aydaki ihracat 60 milyar 344 milyon dolar, geriye dönük bir yıllık ihracat ise yüzde 24.41 gerileme ile 97 milyar 730 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

EN FAZLA İHRACAT YAPAN SEKTÖR HAZIRGİYİM KONFEKSİYON
Ağustos ayında en fazla ihracat yapan sektör, 1 milyar 110 milyon dolar ile Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektörü oldu. Bunu, 1 milyar 78 milyon dolar ile otomotiv ve 933 milyon dolar ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörleri takip etti. Tarım ve hayvancılık grubu sektörleri, Ağustos ayında 1 milyar 10 milyon dolarlık ihracatla, toplam içerisinde yüzde 13.17 pay aldı. Bu grupta yer alan yaş meyve ve sebze, fındık ve mamulleri, zeytin ve zeytinyağı, tütün, kesme çiçek ile su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörleri Ağustos ayında ihracatlarını artırdı.*****

SANAYİ GRUBUNDA İHRACAT 6 MİLYAR 428 MİLYON DOLAR OLDU
Ağustos ayında toplam ihracatın yüzde 83.81’ini gerçekleştiren Sanayi grubunda ise ihracat 6 milyar 428 milyon dolar oldu. Sanayi grubunda ilk sekiz aylık ihracat 50 milyar 929 milyon doları, son bir yıllık ihracat ise 82 milyar 123 milyon doları geride bıraktı.

Madencilik ürünleri sektörü ihracatı, Ağustos ayında 231 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Sektör 2009 yılının ilk sekiz ayında 1 milyar 483 milyon, geriye dönük bir yılda ise 2 milyar 422 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi.

Türkiye İhracatçıları Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Eğer Türkiye büyük bir ülke olacaksa, Türkiye’nin yaşadığı sorunlar arasında en ciddisi olan Güneydoğu, yani Kürt sorunu çözülmeli” dedi. Demokratik açılımın hem Türkiye'nin iç sorunlarını çözmede etkili olacağını, hem de Türkiye'yi bölgenin en önemli ekonomik ve siyasi aktörü haline getireceğine inandıklarını söyleyen Büyükekşi, üniter devlet yapısı içinde bir çözümün mümkün olduğunu vurguladı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ağustos ayı ihracat rakamlarını açıklamak için gittiği Hakkari'den demokratik açılıma destek verdi. Türkiye’nin büyük ülke olması için Kürt sorununun çözümlenmesi gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, üniter devlet yapısı içinde bir çözümün mümkün olduğunu açıkladı. Ağustos ayı ihracat rakamlarını Hakkari’de açıklamalarının nedeninin “demokratik açılımının ihracat bacağını oluşturmak için Hakkari’de bulunuyoruz” sözleriyle ifade eden Mehmet Büyükekşi, “İhracat Türkiye’nin tüm bölgelerinin kalkınma hamlesinin temelidir. Refahın teminatıdır. Buradaki yaraları saracak, hasta bünyeyi onaracak antibiyotiği biz temsil ediyoruz. Umut ve ilaç, bölgemizin ekonomisini geliştirecek dinamik ihracattır. Biz büyük laflar etmeye gelmedik. Biz buraya, eğer bu sorun çözülürse, büyük işler yapacağımızı söylemeye geldik. Bu sorunu bu güne kadar kullandığımız yol ve yöntemlerle çözemedik. Kullandığımız yol ve yöntemlerin yetmediği bir yerden konuşuyoruz. Herkes için daha fazla demokrasi ile, daha fazla özgürlük ile bu sorunu çözebiliriz. Ülke olarak, millet olarak bu demokratik olgunluğa ve özgüvene sahibiz. Bu sorun bizim yalnızca enerjimizi, kaynaklarımızı tüketmiyor aynı zamanda kendimize olan umut ve inancımızı da zayıflatıyor. İşin özü şudur: Konuşulması bile yasak olan bir meseleyi bu gün tartışabiliyor ve çözüm arayabiliyorsak, bu ciddi bir değişimin ifadesidir. Biz bu değişimin onarıcısı olmaya hazırız. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Onun için buradayız” dedi.*****

“TÜRKİYE BÜYÜK BİR ÜLKE OLACAKSA GÜNEYDOĞU SORUNU ÇÖZÜLMELİ”
Türkiye'nin 20’inci yüzyılın ikinci yarısında enerjisinin önemli bir kısmını içeriye ve yakın coğrafi sorunlara harcadığına dikkat çeken Büyükekşi, yaşanan bu sorunların Türkiye'nin hem demokratik hem de ekonomik olarak geride kalmasına yol açtığını belirtti. Büyükekşi, demokrasi gelişmeyen bir ülkenin ekonomik olarak gelişmesinin, ekonomisi gelişmeden de demokrasisinin kökleşmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Türkiye'nin yaşadığı sorunlar arasında en ciddisinin Güneydoğu, yani Kürt sorunu olduğunu dile getiren Büyükekşi, Türkiye'nin bu problem ile bir yere varmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu sorunun Türkiye'nin kendi dinamiklerini ortaya çıkarmasına engel olduğuna değinen Büyükekşi, sadece sosyal ve siyasi açıdan değil ekonomik açıdan da bu sorunun Türkiye’ye çok yüksek maliyetler yüklediğini belirtti. Büyükekşi, “Eğer Türkiye büyük bir ülke olacaksa, bu sorun muhakkak çözülmelidir” diye uyardı.

“TÜRKİYE ENERJİSİNİ TOPYEKÜN KALKINMAYA HARCAMALI”
Gelinen noktada, Türkiye’nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini ifade eden Büyükekşi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sorunun çözülmesi için bir demokratik açılım süreci başladı. Biz bu demokratik açılıma destek veriyoruz. Çünkü bu ülke doğusuyla, batısıyla bir bütündür. Akdeniz çanağının en büyük sanayi ihracatçısıdır. Bu ülkenin özgüveni tamdır. Bu ülke kendi insanıyla barışıktır. Demokratik açılım ülkenin refahını arttıracak, bölgenin istihdamını geliştirecek, ekonomisini canlandıracak bir açılımdır. Türkiye 20’inci yüzyılı sorunlarla harcadı. Türkiye artık zamanını boşa harcama lüksüne sahip değildir. Türkiye 21’nci yüzyılda tüm enerjisini topyekun kalkınmaya, ekonomisini dönüştürmeye ve yüksek teknolojili üretime geçmeye harcamalıdır.”*****

“ÜNİTER DEVLET YAPISI İÇİNDE ÇÖZÜM MÜMKÜN”
Büyükekşi, bölgeye yatırım fırsatlarının geliştirilmesini ve ticari bağların arttırılması gerektiğini söyledi. Böylece bölgede refah artışının önünün açılacağını ileri süren Büyükekşi, demokratik açılımın bu amaçlara hizmet edeceğini vurguladı. Büyükekşi, TİM olarak, bu açılımın hem Türkiye'nin iç sorunlarını çözmede etkili olacağını, hem de Türkiye'yi bölgenin en önemli ekonomik ve siyasi aktörü haline getireceğine inandıklarını bildirdi.

“Bizi millet yapan değerleri yıpratmadan bir çözüm bulmak mümkündür” diyen Büyükekşi, üniter devlet yapısı içinde bir çözümün mümkün olduğunu vurguladı. Türkiye’nin tüm halklarıyla iç içe geçtiğini kaydeden Büyükekşi, “En son yapılan kapsamlı bir araştırma gösteriyor ki, her iki Türk’ten birinin bir Kürt komşusu, her üç Türk’ten birinin evlilik yoluyla bir Kürt akrabası ve her üç Kürt’ten iki tanesinin evlilik yoluyla bir Türk akrabası mevcuttur. Araştırma veriler de gösteriyor ki, biz etle tırnak gibiyiz, birbirimizin tamamlayıcıyız, bu ülkede hep beraber, binlerce yıldır olduğu gibi kardeşçe bir arada yaşayacağız. Hedefimiz; dünyanın en güçlü ekonomilerinden birisi olan Türkiye için büyük çözümü ortaya koymak olmalıdır” dedi.

“KÜRESEL KRİZDE İYİLEŞME SİNYALLERİ GÖRÜYORUZ”
Büyükekşi, küresel krizde iyileşme sinyalleri gördüklerini belirterek, bu sinyallerin yarattığı iyimserlik havasının doğru yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Bu çerçevede içeride Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin ülke ekonomisi için son derece önemli olduğuna değinen Büyükekşi, “Bazı sektörlerin bu faiz düşüşünü iyi okuması ve değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu oranları bir daha bulamama riskimiz var. Bankaların düşen faiz oranlarını kredilerine yansıtması gerekiyor. Özellikle KOBİ’lere uygulanan faiz oranlarının, Merkez Bankasının düşürdüğü faiz oranları paralelinde, tüm bankalarca gözden geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca krizle beraber azalan kredi desteğinin tekrar eski seviyelerine getirilmesi gerekiyor. Kredı Garanti Fonu da bunu sağlayacak en büyük mekanizmadır. Faiz düşüşünün ekonomiye olumlu etki yapmasını ve dolayısıyla 4’üncü çeyrekte büyümenin pozitif olmasını bekliyoruz. Bununla birlikte 3’üncü çeyrek için de büyüme rakamlarında olumlu gelişmeler bekliyoruz” diye konuştu.*****

“GLOBAL KRİZ NEDENİYLE İHRACAT PAZARLARINDA FARKLILAŞMAYA GİDİLDİ”
Büyükekşi, global kriz nedeniyle ihracat pazarlarında farklılaşmaya gidildiğine işaret etti. En büyük pazarların gelişen ülkeler olmasının ihracatın üzerinde oldukça olumsuz etki yaptığını belirten Büyükekşi, “Biz bu etkiyi azaltabilmek için pazar çeşitlemesi stratejisini benimsedik. Bu stratejinin sonucunda Afrika ve Ortadoğu ile komşu ve çevre ülkelere olan ihracatımızda ciddi genişlemeler meydana geldi” dedi.

İHRACATTA AB’NIN PAYI YÜZDE 48’E GERİLEDİ
Büyükekşi, yılın ilk 7 aylık verilerine göre Avrupa Birliği üye ülkelerine olan ihracatın tüm ihracat içindeki ağırlığının yüzde 52'den yüzde 48'e gerilerken, Afrika ülkelerine yapılan ihracatımızın genel ihracatımızdaki payının yüzde 6'dan yüzde 11'e, Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatımızın payı yüzde 16'dan yüzde 17'ye çıktığını söyledi. Türkiye’nin tek başına Ortadoğu'ya yaptığı ihracatın AB'ye gerçekleştirdiği ihracatın üçte birine yükseldiğine işaret eden Büyükekşi, şöyle devam etti:

”Ülke bazında baktığımız zaman da bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Genel ihracatımızda ciddi gerilemeler varken bazı ülkelere yaptığımız ihracatı oldukça hızlı ve tempolu bir şekilde arttırdık. Türkiye, ihracatının yüzde 80’ini otuz ülkeye yapıyor. Bu ülkelere olan ihracat gelişmeleri genel gidişat hakkında bize bir fikir veriyor. Gelişmiş pazarlarda yüzde 30 - 40 arasında değişen düşüşler kaydedildi. Bu gelişmeyi AB ülkelerinde gördük. Buna karşılık yakın coğrafyada bulunan ve görece küresel krizin etkilerine kapalı ülkelere ise ciddi artışlar kaydettik. Örneğin 2009'un ilk 7 ayında Mısır'a yaptığımız ihracat yüzde 139, Libya'ya yaptığımız ihracat yüzde 55, Irak'a yaptığımız ihracat yüzde 53, Türkmenistan'a yaptığımız ihracatımız yüzde 47, Yemen'e yaptığımız ihracatımız yüzde 36, Cezayir'e yaptığımız ihracatımız yüzde 35 artış gösterdi. Bu rakamlar bize şunu gösteriyor; biz krizin etkilerini hafifletmek için doğru bir strateji izliyoruz. Krizin etkilerini en aza indirmek için doğru pazarlardayız. Gelişmiş pazarlardaki ihracat miktarımız düşüyor ama toplam ithalatları da düşen bu ülkelerdeki pazar payımızı koruyoruz.”

“KOMŞU ÜLKELERE İHRACATI DOĞU VE GÜNEYDOĞU’NUN ATILIMLARINA BORÇLUYUZ”
Komşu ülkelere gerçekleştirilen ihracatı, Doğu ve Güneydoğu illerinin başarılı atılımlarına borçlu olunduğuna dikkat çeken Büyükekşi, rakamların bu başarıyı net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade etti. Büyükekşi, yılın ilk 7 ayında Şırnak'ın yaptığı ihracatın yüzde 119, Mardin'in yaptığı ihracatın yüzde 34, Adıyaman'ın yaptığı ihracatın yüzde 29, Diyarbakır'ın yaptığı ihracatın yüzde 20, Kahramanmaraş'ın yaptığı ihracatın yüzde 4,5 arttığını vurguladı. Hakkari'nin ihracatının ise yüzde 1 gibi ufak bir oranda gerilemesine rağmen, bu kriz ortamında ihracatını stabil tutabildiği için Hakkari ilimizin performansını olumlu bulduklarını söyleyen Büyükekşi, “Günümüzde yaşadığımız krize benze şartların yaşandığı 2001 yılında Hakkari'nin ihracatı 4 milyon dolar iken, 2008 yılında Hakkari'nin 181 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu son derece başarılı bir gelişimi göstermektedir. Bölge illerimizin, bu kriz ortamında, ihracat açısından diğer illerimize göre daha başarılı sonuçlar almalarını son derece memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Her ne kadar potansiyelinin altında olsa da ihracatın, bölgenin ekonomik gelişimi üzerinde son derece etkili olduğu açıktır” dedi. (ANKA)

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler