Uluslar arası Para Fonu (IMF) tarafından hazırlanan Avrupa Bölgesel Ekonomik Görünüm Raporu'na göre Türkiye 2008'de, Avrupa'daki yükselen piyasa ekonomilerinin ortalamasından daha düşük bir enflasyon düzeyi yakalayacak. Rapora göre Avrupa'daki eski sosyalist yeni yükselen piyasa ekonomileri "ekonomik özgürlük endeksi"nde Türkiye'yi geçerken Türkiye'deki kamu sektörünün ağırlığı vurgulandı. Raporda, "Özellikle Belarus, Rusya ve Türkiye'de kreditör haklarının korunmasının iyileştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır" da denildi.
"Finansal Sistemlerin Güçlendirilmesi" başlıklı 75 sayfalık raporda Türkiye AB'ye yeni katılan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri grubunda ele alındı. Rapora göre yükselen Avrupa ekonomilerinde 2007 yılında büyüme yüzde 6.3, gelecek yıl ise yüzde 5.7 olacak. Türkiye'nin 2007 ve 2008 yıllarındaki reel GSYİH büyümesi yüzde 5 ve 5.3 olarak tahmin edildi.
TÜRKİYE SOLLAYACAK
Yükselen Avrupa ekonomilerinde bu yıl tüketici fiyatlarıyla ortalama yüzde 6.8 büyüklüğünde enflasyon bekleniyor. Aynı ülkelerde 2008 enflasyonu ise yüzde 6 olarak tahmin edildi. Bu yıl tüketici fiyatlarıyla enflasyonun yüzde 8.2, gelecek yıl ise yüzde 4.6 olmasının beklendiği Türkiye böylece gelecek yıl Avrupa "yükselenlerini" geçecek.
KURUMLAR GÜÇLENDİRİLMELİ
Raporun "Yükselen Avrupa'da Finansal Kalkınmanın Sürdürülmesi" başlıklı bölümünde ise şöyle denildi: "Mali kalkınma 'yükselen Avrupa'da değişik düzeylerde ilerledi. Burada makroekonomik istikrar ve kurumsal kalitedeki yükseklikle hukukun üstünlüğünün ana güçler olduğu görülüyor. Son dönemdeki ilerlemeyi başarırken, kökleşmenin sağlanması, likit, çeşitli ve istikrarlı mali piyasalar için daha ileri reformlara gereksinim duyuluyor. Bu; etkinlik, risk çeşitlendirmesi ve dış sermaye akışlarındaki olası değişkenliklere karşı esneklik kazanmada yarar sağlayacaktır. İlerideki AB bütünleşme sürecinin AB ülkelerinde reformları sürükleyici unsur olması mümkündür. AB ülkesi olmayan yükselen ekonomilerde, hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi işleyen bir kamu menkul kıymet piyasası, daha güçlü ortak yönetim ve kredi verenlerin haklarının korunması ve kurumsal yatırımcıların ortaya çıkabilmesi için daha olumlu bir çevrenin teşvik edilmesi dahil, finansal kalkınmayla ilgili kurumların güçlendirilmesi üzerinde odaklanılmalıdır. Reformlar ülke koşullarına göre oluşturulmalıdır."
MALİ ÇALKANTIDAN SÜREKLİ BÜYÜMEYE
Raporun "Mali Çalkantıdan Sürekli Büyümeye" bölümünde Avrupa'daki yükselen piyasaların son mali çalkantıyı, hızlı kredi büyümesi ve kimi durumlarda yüksek dış borç gibi hassasiyetlere karşın atlattıkları belirtildi. Geçtiğimiz yıllarda kredilerde görülen artışın riskli kar arayışını sınırladığı belirtilen raporda, bu ülkelerde karmaşık mali araçların boyutlarının gelişmiş ekonomilere göre önemli ölçüde küçük olduğu, interbank piyasalarının görece daha dar ve kimi ülkeler için döviz kurlarının "para politikası aktarım mekanizmasında" daha büyük bir rol oynadığı belirtildi. Avrupa ekonomisinin süren mali piyasa çalkantısını güçlü temelleri dolayısıyla zararsız bir şekilde atlattığı belirtilen raporda, "Çalkantı geçerse büyüme üzerindeki etkisi yönetilebilir hale gelir. Yükselen Avrupa, mali piyasa çalkantısı dolayısıyla şu ana değin büyük ölçüde yara almamış durumdadır. Yine de büyüme 2008'de hemen hemen tüm Avrupa'da gevşeyecek" denildi ve şöyle devam edildi
"Para piyasası koşulları başlangıçta az sayıda ülkede oldukça sıkıydı ve dalgalı kur özellikle Türkiye, Macaristan ve Romanya'da baskı altına girdi. Bununla birlikte sözkonusu baskılar, orta büyüklükte bankaların bir süre için likidite temininde güçlükler yaşadığı Rusya ve döviz kuru baskısının sürdüğü Romanya hariç, hızlı bir şekilde hafifledi. Döviz kuru sabitlemeleri şimdiye kadar dalgalı kurdan daha az etkili olmuştur. Borsalar başlangıçta diğer birçok ülkede, en dikkat çekici şekilde de Türkiye ve Polonya'da hızlı düştü ancak o dönemden bugüne toparlandı."
"POLİTİKACILAR BELİRSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA"
Birçok yükselen Avrupa ekonomisinde enflasyonist baskıyla başa çıkma ve dış mali risklerin baskın endişe kaynağı oluşturmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, merkez bankalarının şimdiye kadar piyasalardaki aşırı hassasiyetleri azaltmada etkin oldukları bildirildi. IMF uzmanları, Avrupa merkez bankalarının sıkı kredi koşullarının büyüme ve enflasyon üzerindeki olası etkisi ışığı altında tutumlarını yeniden değerlendirdiklerini belirtirken Türkiye ve benzer ekonomilerin merkez bankalarının ihtiyatlı tutum içinde olduklarını kaydettiler.
TÜRKİYE CARİ İŞLEMLER AÇIĞINDA ÖNDE GELENLERDEN
Raporda Türkiye'nin cari işlemler dengesinin GSYİH'nın yüzdesi olarak 2007'de yüzde -7.5, gelecek yıl ise yüzde -7.0 olacağı kaydedildi. Rakam, yükselen Avrupa ekonomilerinde bu yıl ortalama yüzde -1.9, gelecek yıl ise yüzde -2.9 olacak.
Rapordaki rakamlara göre, Türkiye'de bu yıl genel kamu dengesi ise GSYİH'nın yüzde -0.8'i olacak. Rakamın gelecek yıl yüzde -0.5'e yükselmesi bekleniyor. Türkiye'yle aynı grupta bulunan Arnavutluk, Belarus, Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna da ise bu yıl genel kamu dengesi GSYİH'nın ortalama yüzde 1.2'si, gelecek yıl ise yüzde 0.6'sı kadar "fazla" verecek.
ESKİ SOSYALİST ÜLKELER EKONOMİK ÖZGÜRLÜK ENDEKSİNDE TÜRKİYE'Yİ SOLLADI
Raporda Fraser Enstitüsü'nün "Ekonomik Özgürlük Endeksi"nin Avrupa ülkeleri için düzenlenmiş biçimi yer aldı. Kamu sektörünün boyutu, hukuk sistemi, mülkiyet hakları, güçlü para politikası, ticaret özgürlüğü ve işgücü piyasasıyla işverenlere yönelik "düzenleme"ler ölçülerek gerçekleştirilen Ekonomik Özgürlük Anketi'nde Türkiye Avrupa'da sondan beşinci bulunuyor. 2005 itibarıyla Türkiye'nin önünde bulunduğu ülkeler şunlar: Arnavutluk, Bosna Hersek, Rusya ve Ukrayna.
Birinciliği dünya dördüncüsü İsviçre'nin aldığı dünya özgürlük endeksinde Türkiye'yi geride bırakan kimi Avrupa ülkeleri de şöyle (Avrupa sıralaması): Estonya (3), Kıbrıs (12), Macaristan (13), Malta (18), Slovak Cum. (19), İsrail (22), Çek Cum. (24), Bulgaristan (27), Yunanistan (28), Polonya (29), Moldova (30), Hırvatistan (31), Romanya (32), Makedonya (33), Slovenya (34).
Raporda yer alan 2006 "Kurumsal Kalite" endeksinde ise Türkiye Avrupa'nın yükselen ekonomilerinin ortalamasının hemen üstüne çıkarken, Dünya Bankası'ndan alınan "Kredi Verenler ve Alanların Yasal Hakları Endeksi"nde dünya sıralamasının en gerilerinde yer aldı.