Türkiye’nin ilk detaylı aylık inşaat sektörü değerlendirme raporu olma özelliği taşıyan ve İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından yayınlanan Mart ayı raporunda kriz sonrasında, inşaat sektöründe meydana gelen değişim vurgulandı.
4. çeyrek konut satışları 116.229 düzeyinde oluşmuştur. Bu veri bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,86, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 25,63’lük bir artışı ifade etmektedir. Oluşan bu seviye şimdilik istenen düzeyde olmamakla birlikte konut satışlarında bir artış trendine işaret etmektedir. Konut satışlarındaki artış eğiliminin düşük faizler nedeniyle devam etmesi beklenmelidir.
Yapı izinlerinde ortaya çıkan sonuçlar da inşaat sektörünün genelinde düşük faiz kaynaklı bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Nitekim yapı izinleri verisinde KDV ve harç indirimleri ile Mart ayında yaşanan iyimserliğe benzer bir görünümün Aralık ayında da yaşandığı gözlenmektedir. Yüzölçümü bazında yapı ruhsatları alımları tüm bina türleri için Mart ayında yüzde 60’lık artış kaydederken, Aralık’ta bu rakam yüzde 53 düzeyinde gerçekleşmiştir. Yine Mart ayında 13,66 milyon m2 yapı ruhsatı alınırken, Aralık ayında bu rakam 13,58 milyon m2 düzeyinde olmuştur.
Bununla birlikte sektörde asıl dikkat çekici unsur trend değişikliğidir. Küresel kriz süreci, Türk gayrimenkul sektöründe trendleri değiştirecek gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Son 15 yıldır, konut endüstrisi ticari gayrimenkul pazarını tetiklerken veya şekillendirirken, konut bölgelerinde alışveriş merkezlerinin, ticari plazaların geliştiği gözlenirken, 2009’dan itibaren bu trendin tersine döndüğünü, artık ticari gayrimenkul projelerinin konut endüstrisini etkilediğini gözlemliyoruz. Yani, havalimanı, alışveriş merkezleri, teknoparklar, fuar merkezleri, yat limanları gibi büyük ticari gayrimenkul projeleri, yepyeni bölgelerin yatırım kapsamına girmesini sağlamaktadır. Bu projelerde görev alacak her düzeydeki insan kaynağı için konut endüstrisinin bu tür iddialı gayrimenkul projelerinin çevresinde yeni bir konseptle şekilleneceğini gözlemleyeceğiz. Bu noktada, bir sonraki aşama ticari gayrimenkul projesi ile konut projesini yürüten inşaat şirketlerinin ortak projeler oluşturması olacaktır. Yani, bir konut projesi ile yat limanının, uluslararası standartta iddialı bir alış veriş merkezi veya ticari plaza projesi ile bir konut projesinin farklı inşaat şirketlerinin ortak sinerjisi ile şekillendiğine şahit olacağız. Sektörde bu trendi iyi okuyan şirketlerin güçlendiği görülecektir. Türk İnşaat Malzemeleri Sanayisi’nde faaliyet gösteren kuruluşların bu trend değişimini göz önüne almaları gerekecektir.