Türkiye'de işsizlik konusunda yapılan araştırmada, işsizliğin erkek nüfustaki işgücü artışı ile istihdam kayıplarından kaynaklandığı bildirildi.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından yapılan yazılı açıklamada, BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Gökçe Uysal-Kolaşin, Araştırmacı Mehmet Alper Dinçer tarafından Türkiye'de işsizliğe ilişkin araştırma gerçekleştirildiği belirtildi.
Global ekonomik krizin ve Türkiye'deki makroekonomik konjonktürün etkisi ile işsizliğin hızla arttığına dikkatin çekildiği araştırmada, yükselen işsizlik rakamlarının ardında işgücü piyasasına yeni ve yeniden giren kadınların etkisinin dikkate değer olduğu kaydedildi.
Araştırmada, aralık 2007'den Aralık 2008'e kadarki dönemde, erkeklerde işgücünün 528 bin kişi arttığı, istihdamın ise 160 bin kişi azaldığı, diğer taraftan işgücünde olan kadınların sayısının neredeyse 500 bin kişi artarken aynı zamanda istihdam edilen kadınların sayısının da 250 bin kişi arttığı dile getirildi.
Araştırmada, "Kadınların işgücü piyasasına katılımının artması tek başına işsizlik artışını açıklamaz. Eğitim seviyesi düşük erkeklerde istihdam kayıpları ve işsizlik artışı önemli boyuttadır" denildi.
Açıklamaya göre, işsizlerin sayısında ve işsizlik oranındaki artışın bir kısmının "ek çalışan etkisi" ile açıklanabileceği vurgulanan araştırmada, şu bilgilere yer verildi: "Türkiye'de ek çalışan etkisi daha çok kadınlarda kendini gösteriyor. Bunun başlıca nedeni Türkiye'de kadınların işgücüne katılımının çok düşük olmasıdır. Çalışmayan ama çalışabilir çok sayıda kadının mevcudiyeti geniş bir potansiyel işgücü oluşturmakta ve kriz koşullarında güçlü bir 'ek çalışan etkisi' yaratmaktadır. Nitekim, bu son krizde kadınların işgücüne katılımının hızla
arttığını gözlemliyoruz."
"SON BİR YILDA KADIN İŞGÜCÜ YÜZDE 14 ARTTI"
Araştırmada, erkeklerin işgücü seviyesindeki artışın ocak ile aralık 2008 döneminde belirgin bir değişiklik göstermediği, buna karşılık işgücündeki kadın sayısının aynı dönemde hızlanarak arttığına işaret edilerek, aralık 2007'den aralık 2008'e geçen bir yıllık dönemde tarım dışı kadın işgücüne 499 bin kadının eklendiği ve kadın işgücünün yüzde 14 arttığı bildirildi.
Ocak 2008'den beri istihdamda olan kadınların sayısının arttığı dile getirilen araştırmada, şunlar kaydedildi:
"Artan işsizlikte işgücü piyasasına yeni(den) giren kadınların etkisi kuşkusuz mevcut. Ancak istihdam rakamları da bu kadınların bir bölümünün iş bulabildiğini gösteriyor. Tarım dışında kadın istihdamı Ocak 2007'den itibaren yıllık olarak giderek yükselen bir tempoda artmıştır.Tarım dışı erkek istihdamı ise ağustos ayından itibaren (sanayi üretiminin yıllık bazda düşmeye başladığı dönem) gözle görülür ölçüde önce yavaşlamakta, ardından durağanlaşmakta ve sonunda istihdamda düşüş başlamaktadır. Buna karşılık tarım dışı sektörlerde istihdam edilen kadınların sayısı özellikle temmuz ayından itibaren büyük çapta artmıştır. Aralık 2008'de tarım dışı kadın istihdamının artış oranı yüzde 9'a yükselmiştir. Kriz dönemi için bu yoğunlukta istihdam artışı olağanüstüdür. Aralık ayında bir yıl öncesine kıyasla tarım dışı erkek istihdamında net iş kaybı 160 bini bulurken, aynı dönemde kadın istihdamı 259 bin artmıştır."
İŞSİZLİK ARTIŞININ ANA KAYNAĞI
"İşsizlik artışının ana kaynağının eğitim seviyesi düşük erkekler olduğu" ifade edilen araştırmada, bir önceki yıla kıyasla, kent istihdam seviyesinin erkeklerde lise ve altı eğitim seviyelerinde düştüğü, kadınlarda ise her eğitim seviyesinde kent istihdam artışının devam ettiği vurgulandı.
Araştırmada, "Bu artış özellikle eğitimsiz (lise altı) ve yüksek eğitimli kadınlarda yoğunlaşmıştır. Krizden en az üniversite mezunlarının etkilendiği açıkça görülmektedir. En büyük istihdam artışı ile en düşük işsizlik artışı bu iki grupta görülüyor. Eğitim seviyeleri itibariyle yapılan analiz kriz sırasında özellikle vasıfsız erkeklerin işlerini kaybetmekte olduklarını gösteriyor. Vasıfsız işgücü arasında kayıt dışılığın yaygın olduğu dikkate alındığında, istihdam kayıplarının işten çıkarmanın maliyetinin sıfıra yakın olduğu bu kesimde yoğunlaşması doğaldır" görüşleri aktarıldı.
Türkiye'de kadınların işgücüne katılımının yüzde 26,1 ile AB ülkelerine kıyasla çok düşük kaldığına vurgu yapıldı.