Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ''Şimdi ekonomide yeniden toplanıp önümüze farklı bakma zamanıdır. Geçtiğimiz döneme bakarak geleceğe reçete yazamayız'' dedi.
Sabancı Holding Yıllık Paylaşım Toplantısı'nda konuşan Güler Sabancı, dünyada 2007 sonlarında patlayan tutsat (mortgage) krizinin zaten dünyada varolan yapısal problemlerin ve dengesizliklerin üzerine geldiğini ve henüz tam derinliği ve çapı bilinmeyen bu krizin mali piyasalarda güveni sarstığını söyledi.
Sabancı, beklentileri etkileyen bu durumun karamsarlığa yol açtığını ve ciddi bir küresel yavaşlama, hatta resesyon tehlikesini ortaya çıkardığını vurguladı. Güler Sabancı, ''Şu anda en büyük tehdit küresel büyümenin zedelenmesidir'' dedi.
ABD'de tüm parasal ve vergisel desteklere rağmen büyümenin yavaşlamasının önemli bir sıkıntı olduğuna işaret eden Sabancı, küresel büyümenin düşüşünün sınırlı kalmasının ancak, diğer pazarların, özellikle gelişmekte olan piyasaların kuvvetli büyümesiyle sağlanabileceğini kaydetti.
Sabancı, ''Bir diğer çok önemli gelişme, ABD'de de talep azalmakla beraber, dünya genelinde enerjiye olan talep, petrol fiyatlarının artmaya devam edeceğini ve yalnız petrol değil tüm hammadde piyasalarında fiyat artışları olacağını ve bunun da enflasyonist baskı doğuracağını görmekteyiz'' diye konuştu.
Bütün bunların 2008 yılında dünyada çok ciddi belirsizliklere işaret ettiğini söyleyen Sabancı, böyle bir dünyada Türkiye'nin önündeki fırsat ve tehditleri şöyle sıraladı:
''Öncelikle Avrupa Birliği'ne tam üyelik görüşmeleriyle ilgili sürecin aksatılmadan devam ettirilmesi, farklı bir yapıda olsa da IMF'yle ilişkilerin sürdürülmesi, dünyanın bu belirsizliğinde bizim için önemini korumaktadır. Önemli siyasi krizlerden de uzak durmamız tabii ki gerekli. Önemli siyasi krizlerden uzak durmamız halinde, önemli bir fırsat olarak supreme kriziyle uğraşmak için dünya piyasalarına sürülen likidite fazlası olacağını ve ABD'deki zararlar ve belirsizlikten dolayı bu likiditenin gidebileceği yerlerden birinin Türkiye olabileceğini görüyoruz. Bu durumda, kısa dönemde cari açığın finansmanında katkıda bulunacağına inanıyoruz.''
Petrol ve hammadde fiyatlarındaki artışların getireceği enflasyonist baskılar, yapısal olarak ekonominin verimliliğini artıracak mikro bazlı reformların hala gerçekleştirilememiş olmasının önemli bir tehdit olduğunu söyleyen Sabancı, bunların neticesinde işsizliğin artması tehlikesini de gördüklerini kaydetti.
''ENERJİ ÖZELLEŞTİRİLMELİ''
2007 yılında AB sürecinin yavaşladığını, uzun süren seçim dönemi ve daha sonra yaşanan güvenlik sorunlarının gündemi, ekonomi öncelikli olmaktan çıkardığını ifade eden Sabancı, şunları kaydetti: ''Bugün dünyada da çok farklı yeni bir kriz ve bunun sonucu gelişen dengeler söz konusudur. Şimdi ekonomide yeniden toplanıp önümüze farklı bakma zamanıdır. Geçtiğimiz döneme bakarak geleceğe reçete yazamayız. Yeni döneme farklı bakmalıyız. Bu dönemde üretimi, reel sektörü kalıcı, sürdürülebilir, rekabetçi kılmak için yeni arayış ve çalışmalara girilmelidir.
Acilen yapılması gerekenlerin büyük kısmını birkaç senedir söylüyoruz ve hazırlıklar da yapıldı zaten. Artık bunların bir an önce uygulanmasını bekliyoruz. Bunlar beklemeye tahammülü kalmayan Sosyal Güvenlik Yasası ve düzenlemeleri, yeni Türk Ticaret Kanunu, vergi reformu ve tabii ki kayıt dışı ile mücadele. Bu, sadece denetim yoluyla olmaz, diğer yaptığımız tüm düzenlemelerde bunu yaratan gerçek nedenleri ortadan kaldırmak gerekir. Ayrıca, enerji üretim tesisleri özelleştirilmeli ki,
kısa zamanda kapasite artışı sağlanabilsin.''