Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, küresel dalgalanmaya karşı ihtiyatlı olunması uyarısında bulundu. Yılmaz, “Küresel dalgalanmanın ortasındayız, her an sürprizle karşılaşabiliriz. Tüm ekonomik birimler, ihtiyatlı olmalı, hesabını kitabını ihtiyatlı yapmalıdır” dedi.
2008 yıl sonu enflasyonunun yüzde 4 hedefini aşacağını da açıklayan Yılmaz, yılın ilk enflasyon raporuna göre, 2008 yıl sonu enflasyonunun orta noktası yüzde 5.5 olmak üzere yüzde 4.1 ile yüzde 6.9 arasında gerçekleşeceğini bildirdi.
Yılmaz, Merkez Bankası’nda düzenlediği basın toplantısında 2008 yılının ilk Enflasyon Raporu’nu açıkladı ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Küresel dalgalanmayı değerlendiren Yılmaz, “Bence küresel piyasalardaki dalgalanmaların ortasındayız. Her an için sürprizle karılaşabiliriz. Onun için benim en başta kendime söylediğim ve Merkez Bankası’nın söylediği, diğer ekonomik birimlere söyleyeceğim şey şu; herkes ihtiyatlı olmalıdır. Hesabını kitabını ihtiyatlı yapmalıdır” dedi.
-KRİZİN ÜÇLÜ ETKİSİ OLUR-
Gelinen noktada, Türkiye ekonomisinin küresel finans piyasalarındaki dalgalanmalardan önemli ölçüde etkilenmediğini ifade eden Yılmaz, olası etkileri de anlattı. Küresel dalganın Türkiye üzerinde üç kanaldan etkisi olabileceğini kaydeden Yılmaz, bu etkilerin dış ticaret, kredi ve portföy yatırımlarında olabileceğini söyledi. Türkiye’nin ihracatının yüzde 9’unun ABD bölgesi ile olduğunu, bu nedenle ABD’de yaşanacak bir krizin Türkiye’yi doğrudan etkilemeyeceğini anlatan Yılmaz, buna karşılık ihracatının yüzde 60’ından fazlasını AB’ye yapan Türkiye’nin, ABD ve AB arasındaki ekonomik ilişkide daralma halinde olumsuz etkileneceğini belirtti.
İkincil etkiden kredilerde olacağını kaydeden Yılmaz, hem bankaların hem de reel sektörün dışarıdan borçlandığının altını çizdi. Küresel alanda kredi daralması olursa, içerde de daralma yaşanacağını ifade etti. Verdikleri kredileri dövizle borçlanarak alan bankaların kredilerini yenileyememeleri veya daha yüksek maliyetle borçlanmaya başlamaları sonucunun doğabileceğine işaret eden Yılmaz, “Bu durumda içeride kredi genişlemesi yavaşlayacaktır. Bu dezenflasyon sürecimize katkıda bulunacaktır ancak ekonomik büyümeye negatif etkisi olacaktır, büyümeyi yavaşlatacaktır” diye konuştu.
Üçüncü ve en büyük etkinin portföy yatırımlarında görülebileceğini ifade eden Yılmaz, güvenin sarsılması, risk iştahında azalma durumunda, yabancı çıkışı yaşanabileceğini kaydetti. Yılmaz, olası kriz durumunda söz konusu üç etkinin tek tek değil birlikte görüleceğinin de altını çizdi.
Merkez Bankası’nın, orta vadeli enflasyon ve para politikası görünümünü oluştururken, gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetindeki yavaşlamanın yumuşak bir şekilde gerçekleştiği ve bu çerçevede Türkiye piyasalarının önemli bir portföy şokuna maruz kalmadığı bir senaryoyu temel aldığını da vurguladı. Yılmaz, “Ancak küresel ekonomide sert bir yavaşlama olma riski de göz ardı edilmemelidir” dedi.
-ABD KADAR FAİZ İNDİREMEYİZ-
ABD Merkez Bankası FED’in büyümeyi esas alan sert faiz indirimlerine karşılık Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ihtiyatlı indirimlerde bulunmasına getirilen eleştirileri yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi: “Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranları ile ilgili olarak kararını alırken kendi ekonomisi ile ilgili verilere bakıyor. Dış alemdeki gelişmeler de çok önemli. Ama dışarıdaki gelişmeleri birebir bizim içeriye yansıtmamız ne söz konusu ne de doğru olur. Biz bunu bir bütün olarak alıyoruz. ABD faiz indirdi biz de indirelim, gibi bir yaklaşım söz konusu değil, mümkün değil, olmamalıdır da. Ama bütün bunlar bir veridir, hepsi birlikte değerlendirilmelidir ve bütün bu veriler orta vadeli enflasyon hedefi doğrultusunda bize ne veriyorsa biz ona göre kararlarımızı alırız, böyle de almaya devam edeceğiz.”
-PETROLDE GÜNCELLEME ENFLASYONU 0,5 ARTIRDI-
Yılmaz, Ekim 2007 Enflasyon Raporu’nda 70 dolar olarak esas aldıkları petrol fiyatını 85 dolara çıkardıklarını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı, “Petrol fiyatlarında yapılan bu güncelleme 2008 yılı enflasyon tahminlerimizi 0,5 puan yukarı çekmiştir. Ayrıca, son dönemdeki elektrik ve doğal gaz fiyat ayarlamalarının 2008 yıl sonu enflasyonu üzerindeki doğrudan etkilerinin yaklaşık 0,6 puan olması beklenmektedir” dedi.
-2008 ENFLASYONU TUTMAYACAK-
Kuraklık ve yüksek emtia fiyatları etkisinin azalmakla birlikte bir süre daha devam edeceğini kaydeden Yılmaz, 2008 enflasyon tahminini şöyle açıkladı: “Enerji ve gıda fiyatlarına ilişkin yapılan yukarı yönlü güncellemeler, enflasyonun hedefe yaklaşması için öngörülen sürenin bir önceki Enflasyon Raporu’na kıyasla daha uzun olabileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, gıda fiyatlarında belirgin bir düzeltme olmadığı taktirde, 2008 yılı sonunda enflasyon büyük bir olasılıkla yüzde 4 hedefinin üzerinde gerçekleşecektir. Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2008 yılı sonunda orta noktası yüzde 5,5 olmak üzere yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 arasında, 2009 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 3,7 olmak üzere yüzde 1,8 ile 5,5 arasında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Tahminler üretilirken, 2008 yılında politika faizlerinde sınırlı bir indirim yapılacağı varsayılmıştır. Tahminlerin ana mesajı, 2007 Eylül ayında başlattığımız ölçülü indirim sürecinin devamının olumlu veri ve gelişmelere bağlı olacağıdır. Bir diğer ifadeyle, mevcut tahminler bir önceki Enflasyon Raporu’na kıyasla daha temkinli bir faiz patikasını içermektedir.”
-MALİ DİSİPLİN VE ZAM UYARISI-
İçinde bulunulan dönemde mali disiplinin daha da önem kazandığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: “Orta vadeli tahminlerimiz oluşturulurken kamu harcamalarının bütçe hedefleri doğrultusunda şekillendiği bir çerçeveyi esas almış bulunmaktayız. Bunun yanında, faiz dışı bütçe fazlası hedefine ulaşılabilmesi için ek finansman gereksinimi doğması halinde, bu ihtiyacın dolaylı vergi artışlarıyla değil öncelikle harcama kısıcı tedbirlerle karşılanacağı varsayılmıştır. Dolayısıyla, orta vadeli görünüm, Ocak ayında elektrik ve doğal gaz tarifelerinde yapılan ayarlamalar dışında, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardan kaynaklanabilecek önemli bir etki içermemektedir. Bu varsayımların gerçekleşmemesi durumunda enflasyon ve para politikası görünümünün de değişebileceği unutulmamalıdır.
Enerji fiyatlarında son dönemde yapılan ayarlamalar, kısa vadede enflasyonu olumsuz etkileme potansiyeli taşısa da orta vadede mali disiplini güçlendireceği ve enerji üretimini destekleyeceği için enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacaktır.”