İSTANBUL (AA) - MMC Türkiye Başkanı Tayfun Bayazıt, "2019 Yılı Küresel Riskler Raporu'nda en öncelikli risk olarak artan jeopolitik ve jeo-ekonomik gerilimler ön plana çıkıyor." dedi.
Her yıl Dünya Ekonomi Forumu'nda açıklanan Küresel Riskler Raporu'nun tanıtımı TÜSİAD ve Marsh ve Zurich iş birliğinde, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, MMC Türkiye Başkanı Tayfun Bayazıt ve Zurich Sigorta Türkiye CEO'su Yılmaz Yıldız'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Tayfun Bayazıt, etkinlikteki konuşmasında, 2019 Yılı Küresel Riskler Raporu'nda en öncelikli risk olarak artan jeopolitik ve jeo-ekonomik gerilimlerin ön plana çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunun yanı sıra 2018'de olduğu gibi çevresel ve teknolojik riskler de hem olasılık hem de etki bakımından top riskler sıralamasında dikkat çekiyor.
Dünya, küresel politik ekonomiyi derinden değiştiren bir küreselleşme döneminin ardından bir ayrışma dönemine geçiş yapıyor. Global ölçekte birçok hükümetin yürüttüğü ulusalcı politikalar toplumsal kutuplaşma ve jeopolitik gerilimlerin artmasına yol açıyor. Bölünmeler derinleşiyor ve 'yerel olarak siyasi rakiplerden ya da dışarıdan çok taraflı ya da uluslar üstü kuruluşlardan kontrolü geri almak' fikri giderek daha çok ülke tarafından benimseniyor."
ABD Başkanı Donald Trump’'ın "Önce Amerika" siyasetinin, Brexit belirsizliğinin kutuplaşmayı derinleştirdiğine dikkati çeken Bayazıt, dünyadaki güçlerin bir çoğu için ticaret ve yatırım ilişkileri açısından 2018 yılının çok zor bir yıl olduğunu dile getirdi.
Bayazıt, "Ticari anlaşmazlıkların geçen yıl hızla kötüleşmesi ve jeo-ekonomik gerilimlerin sürmesi nedeniyle bu yılki ekonomik büyümenin önünde bir engel teşkil edeceği de raporda belirtilen bir diğer önemli nokta. 2019 yılında büyük güçler arasındaki jeopolitik gerilimlerin artmasıyla bu yöndeki büyüme çabalarının daha da çıkmaza gireceği belirtiliyor." ifadelerini kullandı.
Raporun son 5 yıllık görünümünde, öne çıkan 2 riskin "çevresel" ve "teknolojik" riskler olduğuna dikkati çeken Bayazıt, bu yıl ki raporda en etkili beş küresel riskten dördünün iklimle ilgili olduğunu aktardı.
Tayfun Bayazıt, teknolojinin de küresel risk ortamının şekillenmesinde derin rol oynamaya devam ettiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İş dünyasının geçirdiği hızlı dijital dönüşüm ile birlikte iş süreçlerinin ve üretim operasyonlarının tamamen bilişim sistemlerine bağlı çalıştığı ve daha fazla verinin bu sistemler içerisinde tutulduğu bir dünyadayız. Dolayısıyla siber riskler ve bilişim teknolojilerine yönelik bütün tehditler de artıyor. Veri sahtekarlığı ve siber saldırılarla ilgili endişeler Küresel Riskler Raporu'nun olasılık bakımından ilk beş riskinden ikisi.
Küresel Risk Algı anketine katılanların yaklaşık üçte ikisi, sahte haber ve kimlik hırsızlığı ile ilgili risklerin 2019'da daha da artmasını bekliyor. Araştırmalar, daha güçlü siber saldırıları oluşturmak için yapay zekanın potansiyel kullanımlarına işaret ediyor.
Önümüzdeki yıllarda dijitalleşmenin kaçınılmaz bir şekilde hayatımızın her alanına sızmasının ardından teknolojik risklerin daha da artacağı aşikar."
Bayazıt, değişimi yönetmek için mevcut süreçler ve sorumlulukların dışına çıkarak yeni çözüm yollarının aranması gerektiğini bildirdi.
- "Önümüzdeki dönemde doğayla, teknoloji ile ve bunların getirdiği risklerle epey uğraşacağız"
Zurich Sigorta Türkiye CEO'su Yılmaz Yıldız, 2017 ve 2018 raporuna bakıldığında, risklerde çok büyük değişiklik olmadığını anımsatarak, "İlk 10 riskin 7'si iklim ve iklim ve doğanın etkileri ile ilintili. Geri kalanı siber dünya ve siber güvenlik ile ilintili. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde doğayla, teknoloji ile ve bunların getirdiği risklerle epey uğraşacağımız gözüküyor." ifadelerini kullandı.
On yıl önceki risklere bakıldığında risklerin biraz daha farklı olduğuna dikkati çeken Yıldız, git gide iklim ve siberin hayatı etkilemeye devam ettiğini söyledi. Yıldız, "Farkındalık git gide artmaya başladı ama temel sıkıntı, iklim değişikliği ve son dönemde yaşadığımız olağanüstü hava olayları, bunun getirdiği gıda, göç, su kaynaklarının azalması gibi konular, global iş birliğini gerektiriyor." diye konuştu.