FİNANS

MB'den uyarı: Talep daralması uzun sürecek

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun, 19 Kasım’da yaptığı toplantıda aldığı gecelik borçlanma faizini 50 baz puan indirme kararına, uluslar arası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunların iç ve dış talebi uzunca bir süre sınırlamaya devam edeceği öngörüsünün temel oluşturduğu bildirildi.

Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin özet yayımlandı. Buna göre Kurul’da, uluslar arası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunların iç ve dış talebi uzunca bir süre sınırlamaya devam edeceği görüşü ağırlık kazandı. Kurul üyeleri, içinde bulunulan dönemde iç ve dış talepteki belirgin yavaşlama nedeniyle döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkisinin geçmiş dönem ortalamalarına göre daha sınırlı olacağını öngördü.

Kurul, son gelişmeler çerçevesinde iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın öngörülenin de ötesinde gerçekleşebileceği dikkate alındığında, döviz kurlarındaki hareketlerin fiyatlara geçişinin sınırlı kalma olasılığının arttığına dikkat çekti.

Para Politikası Kurulu, petrol ve diğer emtia fiyatlarında gözlenen sert düşüşlerin enflasyonu olumlu etkileyeceği öngörüsünü yineledi. Bunun yanında, küresel ekonomideki durgunluk nedeniyle diğer ithal malların fiyat artışlarında da belirgin bir yavaşlama gözlendiğine işaret edildi.

Türk lirasında gözlenen değer kaybına rağmen ithal malların yurt içi fiyatlarında belirgin bir artış beklenmiyor. Bu durum, döviz kurundan fiyatlara geçişi sınırlayan bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.

“ENFLASYONDA DÜŞÜŞ TAHMİNLERDEN DAHA HIZLI OLACAK”

Kurul’un toplantı özetinde, enflasyonda beklenen düşünün tahminlerden de hızlı olacağı ifade edilerek, şöyle denildi: “Kurul, son bir ay içinde yayımlanan verileri göz önüne alarak, enflasyondaki düşüşün önceki tahminlere göre daha hızlı olacağını öngördü. Kurul üyeleri, döviz kurunda gözlenen hareketlerin kısa vadede temel enflasyon göstergelerinden bazılarını olumsuz etkileyebileceğini, ancak bu durumun enflasyonun ana eğilimindeki bozulmadan ziyade nispi fiyatlardaki değişim olarak yorumlanmasının daha doğru olacağını ifade etmiştir. Orta vadeli enflasyon görünümünde belirleyici unsurun ekonominin genel arz talep dengesi olduğu göz önüne alındığında, enflasyonun temel eğiliminin aşağı yönlü olacağı ifade edilmiştir.”

Kurul, enflasyondaki düşüşün devamı için para politikası kararlarında temkinli olmanın gerekliliğini vurguladı. Bununla birlikte Kurul üyelerinin, yakın dönemde küresel mali krizin şiddetlenmesinin bir sonucu olarak Türkiye’de de finansal koşulların, para politikası duruşunun gerektirdiğinin ötesinde ek bir sıkılaşmaya maruz kaldığına dikkat çektikleri aktarıldı. Bu çerçevede, kısa vadeli faiz oranlarında ölçülü bir indirime gidilmesinin finansal koşullardaki bu ek sıkılaşmayı kısmen bertaraf edeceği görüşü benimsendi.

Bu değerlendirmeleri dikkate alarak Kurul’un, borçlanma faizlerinin 50 baz puan indirilmesine karar verdiği belirtilerek, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek potansiyel oynaklığı azaltmak amacıyla borç alma ve borç verme faizleri arasındaki farkın 50 baz puan daha daraltıldığı vurgulandı.

Kurul, mevcut konjonktürde finansal sistemdeki akışkanlığın ve kredi piyasalarının etkin biçimde çalışmasının önemine dikkat çekti. Bu doğrultuda, üyeler döviz likiditesi ile ilgili ek önlemlerin devreye sokulması konusunda mutabık kaldı.

Kurul üyeleri, küresel ekonomideki belirsizliklerin yüksek düzeylerde olduğu bu dönemde Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini öncelikli olarak bankacılık sisteminin döviz likiditesini desteklemek amacıyla 30 Ekim 2008 tarihinde kamuoyuna açıklanan plan doğrultusunda kullanmasının önemini vurguladı.

Merkez Bankası’nın, fiyat istikrarını sağlama temel amacı ile çelişmemek kaydıyla, uluslar arası piyasalardaki sorunların ekonomi üzerindeki etkilerini sınırlamak için üzerine düşeni yapmaya devam edeceği vurgulandı.

VERGİ GELİRLERİ DÜŞECEK

Yılın ilk üç çeyreğinde merkezi yönetim bütçesinin yıl sonu hedefiyle uyumlu bir performans sergilediğini değerlendiren Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya paralel olarak gelecek dönemde vergi gelirlerinin düşük performans göstereceği ve bu durumun bütçe gelirleri üzerinde aşağı yönlü bir risk unsuru oluşturacağı tespitinde bulundu.

Kurul, kamu bütçesinde sıkılaştırma gereği doğması halinde bu ihtiyacın dolaylı vergi artışlarıyla değil öncelikle harcama kısıcı önlemlerle karşılanmasının önemine vurgu yaparak bu çerçevenin dışına çıkılması durumunda enflasyon ve para politikasının görünümünün de bundan etkilenebileceğini belirtti.

Uluslar arası finans piyasalarındaki sorunlara karşı ekonominin direncini koruması için basiretli bir para politikasının gerekli olduğunu vurgulayan Kurul, bunun da tek başına yeterli olmadığını, mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, mali disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesinin de en az para politikası kadar önem taşıdığını vurguladı. Toplantı özetinde, “Bu çerçevede, Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır. Özellikle, mali disiplinin kalitesini artırmaya ve verimlilik artışlarının devamlılığını sağlamaya yönelik yapısal reformlar konusundaki gelişmeler gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir” denildi.(ANKA)

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler