Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, gelişmelere paralel olarak Ocak Enflasyon Raporu’nda bahsi geçen erken toparlanma senaryosunun gündem dışı kaldığını belirterek, bu çerçevede iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağını, enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceğini ve şartlara bağlı olarak para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzunca bir süre korumasının gerekebileceğini kaydetti.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Mart ayı toplantı özetini açıkladı. Açıklamada, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ile petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyondaki aşağı yönlü eğilimini desteklediği, desteklerken de aynı zamanda döviz kurundaki hareketlerin kısa dönemli etkilerinin sınırlı kalmasına katkıda bulunduğu belirtildi. Aynı dönemde enerji grubunda enflasyonun azalmasında doğalgaz ve katı yakıt fiyatlarındaki düşüşlerin etkili olduğu, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarında döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak kaydedilen yüksek oranlı fiyat artışlarının gerilemenin boyutunu sınırlandırdığı kaydedilen açıklamada, işlenmemiş gıda fiyatlarının artış hızının gerilemesinde ise fiyatları önemli ölçüde gerileyen taze sebze ve meyve ürünleri belirleyici olduğu, işlenmiş gıda fiyatlarında ise yavaşlama eğiliminin belirginleşerek devam ettiği vurgulandı.
İŞLENMİŞ GIDA FİYATLARINDA GERİLEMENİN SÜRMESİ BEKLENİYOR
Gelecek dönemde işlenmiş gıda fiyatlarının yıllık artış hızındaki gerilemenin sürmesinin beklendiğine işaret edilen açıklamada, Mart ayında ise işlenmemiş gıda fiyatlarının sebze fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle geçici olarak yüksek bir oranda artma ihtimali bulunduğuna dikkat çekildi. İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki bu gelişmenin yanı sıra ay içinde tütün ürünleri fiyatlarında gözlenen artışın da tüketici enflasyonunu olumsuz etkileyeceği, ancak söz konusu bu iki gruptaki fiyat artışlarının geçici nitelikte olması nedeniyle temel enflasyon eğiliminde bir bozulmaya neden olmayacağı değerlendirmesinde bulundurulurken, enerji ve gıda dışı mal grubunun yıllık enflasyonu bir önceki aya kıyasla yükseldiğini, bu yükselişte ise giyim ve altın fiyatlarındaki gelişmeler belirleyici olduğu kaydedildi.
VERGİ İNDİRİMLERİNİN ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ GEÇİCİ
Dayanıklı tüketim malları üretici fiyatlarının ithalat fiyatlarındaki gelişmelerin de etkisiyle son üç aydır azalış gösterdiği kaydedilen açıklamada, “Bu gelişmeye toplam talep koşullarının zayıf seyrinin eşlik etmesiyle döviz kuru hareketlerinin dayanıklı tüketim malları fiyatları üzerindeki etkisi geçmiş dönemlere kıyasla sınırlı kalmaya devam etmektedir. Mart ayı ortasında gerçeklesen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimleri, Mart ve Nisan aylarında dayanıklı tüketim malları fiyatlarını kısmen olumlu yönde etkileme potansiyeli taşısa da, Haziran ayı ortasında ÖTV oranlarının eski seviyesine geri dönmesiyle, söz konusu olası fiyat azalışları yerini artışlara bırakabilecek” denildi.
Bu anlamda, vergi indirimlerinin enflasyon üzerindeki doğrudan etkisinin büyük ölçüde geçici olacağı ifade edilen açıklamada, aynı şekilde söz konusu indirimlerin temel enflasyon göstergeleri üzerinde de geçici olarak aşağı yönlü bir etki yapabileceği kaydedildi.
İŞ GÜCÜ PİYASASINDAKİ VERİLER BELİRGİN DARALMAYI TEYİT EDİYOR
Açıklamada, şöyle denildi: “Sonuç olarak Kurul, Mart ayında yıllık tüketici enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hızlı artış nedeniyle geçici olarak yükselebileceği, sonrasında ise düşüş eğilimine geri döneceği öngörüsünde bulundu. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ediyor. İmalat sanayi kapasite kullanım oranları, elektrik tüketimi ve güncel ihracat verileri doğrultusunda, sanayi üretiminin Şubat ayında da yıllık bazda yüksek bir oranda azalacağı öngörülüyor. İş gücü piyasasına ilişkin veriler de iktisadi faaliyetteki belirgin yavaşlamayı teyit ediyor. Kurul, işsizlik oranındaki bu artışta iş gücüne katılım eğilimindeki yükselişin kısmen etkili olduğunu not ederken, işsizlik oranlarındaki artışın temel belirleyicisinin istihdamdaki yavaşlama olduğuna vurgu yaptı.”
İKTİSADİ FAALİYETTEKİ TOPARLAMA ZAMAN ALACAK
İşsizlik ödeneğinden yararlanan kişi sayısının Şubat ayında da artmaya devam ettiği, bunun iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağını ortaya çıkardığını ifade edilen açıklamada, ayrıca bunun yılın ilk çeyreğinde işsizlik oranının yükselmeye devam edeceğine işaret edildi. Küresel talep koşulları göz önüne alındığında, ihracattaki toparlanmanın uzun bir süre alabileceğin vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi:
“Son dönemlerde alınan para politikası ve maliye politikası kararlarının da etkisiyle önümüzdeki dönemde iç talebin kademeli olarak toparlanma eğilimine gireceği ve firmaların stok eritme sürecinin hızlanacağı öngörülüyor. Kurul üyeleri, bu gelişmenin TL’deki değer kaybının dayanıklı mal fiyatlarına kısmen yansımasına yol açabileceğini belirtti. Bununla birlikte Kurul, genel fiyatlama davranışlarında bozulma gözlenmediği sürece, para politikasının döviz kuru hareketlerinden kaynaklanan nispi fiyat değişimlerine tepki vermeyeceğini vurguladı. Faiz indirimleri 2009 yılı sonunda enflasyonun hedefin belirgin olarak altında gerçekleşme olasılığını azaltıyor. Kurul, bundan sonraki faiz indiriminin ölçülü olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Bununla birlikte, finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin halen yüksek seviyede seyretmesi, aşağı yönlü risklerin tamamıyla ortadan kalkmadığına işaret ediyor.”
“DURGUNLUK UZUN SÜRECEK BEKLENTİSİ GÜÇLENİYOR”
Son dönemde tüketici kredilerinde ve yurt içi talep göstergelerinde sınırlı bir hareketlenme eğilimi gözlense de ticari kredi hacmindeki daralma eğiliminin sürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, küresel ölçekte iktisadi görünümdeki yavaşlama eğilimi sürerken, durgunluğun oldukça uzun sürebileceği beklentisinin güçlendiği kaydedildi.
Bu gelişmelere paralel olarak Ocak Enflasyon Raporu’nda bahsi geçen erken toparlanma senaryosunun gündem dışı kaldığına işaret edilen açıklamada, bu çerçevede iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağını ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceğini öngören Kurul’un, şartlara bağlı olarak para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzunca bir süre korumasının gerekebileceği değerlendirmesinde bulunduğuna dikkat çekildi.
BÜTÇE GELİRLERİ İKTİSADİ DARALMAYA PARALEL OLARAK YAVAŞLIYOR
Bütçe gelirlerinin iktisadi faaliyetteki daralmaya paralel olarak yavaşlamaya devam ettiğine, kamu harcamalarında ise dengeleyici maliye politikasının bir yansıması olarak hızlı artışlar gözlendiğine dikkat çekti. İçinde bulunulan iktisadi konjonktürde maliye politikasında bir miktar gevşeme olmasının beklenen bir durum olduğu ifade edilen açıklamada, 2009 yılında kamu kesimi borçlanma gereksiniminin belirgin olarak yükselmesinin para politikası kararlarının iktisadi faaliyet üzerindeki olumlu etkilerini zayıflatabileceğini belirtti.
Açıklamada, bu çerçevede, kısa vadedeki mali gevşemenin, orta vadede dengeli bir mali pozisyon gözeten ve borç dinamiklerinin sürdürülebilirliğini temin eden güçlü bir çerçeve ile desteklenmesinin önemi vurgulandı.(ANKA)