Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, 2009'da Türkiye'nin ekonomi, siyaset ve terör alanlarında yüksek tansiyon riskiyle yüz yüze olduğunu bildirdi.
Koç, "Efsane şirketlerin, dev kurumların birer birer çöküşünün görüldüğü bir ortamda (bize bir şey olmaz) tavrında ısrar etmeyi, krizin varlığı ve yokluğu üzerine tartışma sürdürmeyi, gelişmelerin sorumluluğunu yükleyecek günah keçisi yaratma çabalarını anlamakta güçlük çektiklerini" söyledi.
TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Koç, her ülkeyi etkisi altına alan ekonomik krizin finans ve ekonomi dünyasını yeniden şekillendirmeye hazırlandığını bildirdi.
Yaşananları kapanmakta olan bir dönemin tortuları olarak görmenin yanında açılmakta olan yeni bir dönemin tohumları olarak da görmenin mümkün olduğuna değinen Koç, şunları söyledi: "Bizlere iyimser veya kötümser bakış açısının egemen olmasını, başta ABD olmak üzere gelişmiş dünyanın liderlerinin geleceği şekillendirmedeki gücü ve kapasitesiyle, kendi dışlarındaki güçlerle geliştirecekleri diyalog ve işbirliği belirleyecek.
Bu çerçevede bakıldığında ABD seçimlerinin sonuçlarını tüm dünyadaki siyaseti olumlu etkileyecek ve geleceğe ilişkin güçlü umutlar beslememizi sağlayacak bir gelişme olarak görmek şimdilik aşırı bir yorum olarak algılanmayacaktır sanırım. ABD'de başkanlığı net bir sonuçla kazanan Barack Obama'nın seçim kampanyası sürecinde verdiği mesajlar yeni dönemde ABD'nin yol haritası için önemli ipuçları vermiştir."
Dünya ekonomisinin ve siyasetinin başını çeken ABD'nin küresel işbirliğine daha açık, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede nispi bir huzuru hedefleyen, anlaşmazlıklarda diyalogu ön plana çıkaran buna rağmen tehditlere karşı müteyakkız bir siyasal yapının oluşacağını vaat ettiğini de belirten Koç, "Tabii biz bu ilk manzaraya ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşmak durumundayız" dedi.
Koç, tecrübelerinin, gelişmelerin ne yönde seyredeceğini, oturulan koltuklar ısınmadan, iktidar sahipleri gerçekten muktedir olmaya başlamadan görmenin mümkün olmadığını gösterdiğini ifade etti.
Koç, "Bu da bizi 2009'da da hayatlarımızı henüz hala 3 temel faktörün şekillendireceği gerçeğine getiriyor: Ekonomi, siyaset ve terör... Dünya için geçerli olan bu durum, Türkiye için de sonuna kadar geçerli. 2009'da Türkiye, bu üç alanda yüksek tansiyon riskiyle yüz yüzedir" dedi.
Türkiye'de de terörizmin yaratmaya çalıştığı kışkırtma ortamının zaman zaman başarılı olmanın kıyısına kadar gelebildiğine şahit olunduğunu vurgulayan Koç, 2009 yılının ekonomik ve siyasal gerilim noktalarının terörizme önemli fırsatlar sağlayacağının düşünülebileceğini bildirdi.
Türkiye'nin başında bunca sıkıntı varken bir de böyle bir toplumsal çatışma ile uğraşmak zorunda kalmasının büyük bir talihsizlik olacağını belirten Koç, bu yüzden Türkiye'de yaşayan her bireyin toplumsal gerilim alanlarında tansiyonu düşürmeyi ulusal bir görev olarak görmesi gerektiğini ifade etti.
Tansiyonun düşürülmesi gereken bir başka alanın ise siyaset olduğunu vurgulayan Koç, birkaç istisnai kısa dönem dışında Türkiye'de siyasetin son 20-25 yılda ekonomik gelişimi ve toplumsal dönüşümü sağlayacak bir atılımı şekillendirmek ve yönlendirmek yerine kendi kendini tüketen bir seyir izlediğini bildirdi.
Son yıllarda siyasi tansiyonun sürekli yükseldiğine, kısır çekişmelerin arttığına, ülke gündemini hep aynı konuların işgal ettiğine herkesin şahit olduğunu belirten Koç, "2009 yılında zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı mümkün olan en yararlı biçimde kullanmak istiyorsak siyasi tansiyonun yükselmesine kesinlikle izin vermememiz, ülke gündeminin toplumsal hedeflerimizle uyumlu olmasına özen göstermemiz gerekiyor" diye konuştu.
Önümüzdeki zor yılda siyasetin izlemesi gereken akılcı rotanın en öncelikli unsurunun yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklenmemesi olduğunu belirten Koç, "Ülkeyi rejim tartışmalarına sürükleyecek tutumlardan kaçınmak esas olmalıdır" dedi.