**
Onları genelde şık takım elbiseler içinde ve ciddi konular konuşurken görürüz. Ama herkes gibi onların da başlarından geçen çok ilginç hikayeleri ve çok ilginç yanları var.**Çanakkale 18 Mart Üniversitesi yeni dönem mezunlarından Deniz Şenokur Türkiye’nin önde gelen işadamlarıyla yaptığı mülakatları kitap haline getirdi. Kitap, ekonomiye yön veren insanların iş alanındaki tecrübelerinin yanı sıra farklı yanlarına da ışık tutuyor.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesinden bu yıl mezun olan Deniz Şenokur, ikinci sınıftayken, iş hayatında nasıl başarılı olunabileceği konusunda insanlara yol gösterebilecek, kariyer yapmalarını kolaylaştırabilecek bir kitap yazmaya karar verdi. Bu amaçla, aralarında Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, TUSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Hürriyet İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Zorlu, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Boydak’ın da bulunduğu iş dünyasının önde gelen isimleriyle röportajlar yaptı. Deniz Şenokur, üniversite son sınıftayken geçtiğimiz 22 Mayıs tarihinde röportajları bir araya getirerek Başarılı Kariyer Öyküleri Bağlamında Başarıyı Yönlendiren Faktörler adıyla kitabını çıkardı.
İş dünyasının önde gelen isimlerinin hayat tecrübelerinin yer aldığı kitap, kariyer yapmak isteyen gençlere ışık tutuyor. Kitapta ayrıca ekonomiye yön verenlerin özel hayatlarına, düşünce dünyalarına yönelik kesitler de yer alıyor.
İşte kitaptan öne çıkan bazı önemli ayrıntılar;*****
ÖZYEĞİN: 15 DAKİKA HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
Hüsnü Özyeğin, iş görüşmesine 15 dakika erken gittiği için hayatının değiştiğini belirterek, “Eczacıbaşı Holding’de yapacağım görüşmeye yaklaşık 15 dakika erken gelmiştim. Şişli’de otobüsten indim ve Çukurova Apartmanı gözüme çarptı. Aklıma Mehmet geldi. Bir gideyim hatırını sorayım dedim. 16 yaşından beri birbirimizi görmüyorduk ve ben 29 yaşındaydım.
Mehmet, bana orada beraber çalışmayı teklif etti ve ilk işime Pamuk Bank’ta başladım. Yani, otobüsten onbeş dakika erken inmiş olmam, bir bakıma o an için hayatımı değiştirdi. Çukurova Grubu’nda 1 Şubat 1974’te göreve başladım. İki ay sonra Çukurova Grubu Pamuk Bank’ı satın aldı. 29 yaşımdayken, Mehmet hemen beni yönetim kuruluna üye aldı. 1977’de de genel müdür oldum” diyor.
FİNANSBANK’IN KURULUŞU SÜRECİ
“1974’de Pamuk Bank’da yönetim kurulu üyesiydim, 1977’de de genel müdür oldum. Sonrasında ise 1984’de Yapı Kredi Bankası genel müdürlüğü izledi bu süreci. 1987 yılının Temmuz ayında Yapı Kredi Bankası’ndan ayrıldım. Sonrasında kendi işimi kurmak istedim. O sıralar Mehmet Emin Karamehmet’ten yüzde 1 hisse istemiştim. Ama Mehmet’in hisseyi vermemesi üzerine, bu süreç başladı ve Finans Bank’ın temelleri atıldı. Eğer bu olay yaşanmasaydı, belki şu gün bile Yapı Kredi’de olabilirdim.*****
KOÇ: İŞSİZ İNSANLARA İMRENDİM
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, işsiz güçsüz insanlara imrendiğini belirtiyor, “ Her zaman işsiz güçsüz sahilde dolaşıp, istediğini, arzu ettiği zaman yapabilen insanlara da hep imrenmişimdir.
Hemen hemen hiçbir gailesi olmayan, iki gömleği, bir pantolonu bulunan yahut dünyanın tadını bizlerden daha fazla çıkaran ve daha mesut yaşayan insanlar gibi olmaya özenmişimdir” diyor.*****
ZORLU: BABAMI ÖRNEK ALDIM
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Zorlu, iş yaşamında babasını örnek aldığını söylüyor. Zorlu, “Çok genç yaşta başladığım iş hayatında, sevgili babamı örnek aldım. Babamla birlikte çalıştığımız dokuma atölyesi, içimdeki çalışma disiplininin yavaş yavaş yeşerdiği yer oldu.
İş hayatıyla ilgili ilk dersleri orada almaya başladım. Babam ‘yapacaksan en iyisini yap’ derdi. Kardeşim Zeki ile bu sözü hayat düsturu edindik. Bugünün işini yarına bırakmadan çalışmanın, hayat disiplininin önemini, ilk o zaman anladım” diye konuşuyor.
ÖNCELİK ÜLKE MENFAATLERİ
Babasının işinizi kaybedin ama ititbar ve güveninizi kaybetmeyin dediğini ifade eden Nazif Zorlu, “Ben de bu uğurda her türlü güçlüğe göğüs germişimdir. Her zaman en iyiyi hedefledik. Ama ‘en’lerden önce, bizim için her zaman doğruluk, dürüstlük, iyi iş yapma ahlakına sahip olmak geldi.
İş hayatına atıldığım günden beri aklımdan çıkarmadığım, babamın her zaman vurguladığı şey, “ne yaparsak yapalım, ülkemizin menfaatlerini ön planda tutmak” gerekliliği oldu. Önceliğimizin, bu ülke için yararlı işler yapmak olduğuna inanarak çalıştık” şeklinde konuşuyor.*****
KIĞILI: BEN MİLLİYETÇİYİM
Kığılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kığılı ise Kığılı isminin telaffuzu ile ilgili şöyle konuyor:
“Kiğılı, telaffuzu zor bir kelime… Kigili– Kığılı vs. çok farklı şekillerde dile getirilmekte. Ama bu durum, aynı zamanda, akılda kalıcılığı da sağlamaktadır.
Ben milliyetçi bir insanım. Elbette koruyacağım ismimi. Mutlaka yabancı bir isim koymam gerekmiyor. Yabancı markalar da bizim pazarımızda isim değiştirip bir Türk ismi ile daha kolay algılansın diye ürünlerini sunmuyor. Bana sıklıkla soruyorlar. Dış ülkelerdeki büyümenizde, marka isminizi değiştirecek misiniz? Ben de çok net cevaplıyorum: Hayır.*****
VUSLAT DOĞAN SABANCI: BİR ARA BANKACI OLMAK İSTEDİM
Hürriyet Gazetesi İcra Kururlu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, lise yıllarında bankacılığa merak sardığını ifade ediyor. Bankacı olmak üzerine hayaller kurduğunu söyleyen Vuslat Doğan Sabancı, şöyle konuşuyor:
“Lisenin son dönemlerinde bankacılığa merak sardım ve medya ikinci plana düştü benim için. Aslında o dönemlerde medya değil, gazeteydi. Bankacı olma üzerine kendime hayaller kurmaya başladım. Üniversitenin ilk döneminden sonra, stajımı bir bankada yapmak istedim ki, bunu ne kadar isteyip istemediğimi görebileyim. O dönem Alternatif Bank vardı Doğan Grubu’nun sahip olduğu ancak, bizim grubumuzun sahip olduğu bir firmada da çalışmak istemedim.
Türk Ticaret Bankası’nın Eminönü şubesine girdim… Türk Ticaret Bankası’nda 3 ay geçirdim. Bu dönem çok kalıplar içinde oldu. Kendi yaratıcılığını kullanmanın çok kısıtlı olduğunu gördüm. Çok ezbere ve rutin işlere dayalı bir meslek olduğunu gördüm. Sonuç itibari ile bankacılığı sevmediğimi bir daha da hayatım boyunca da yapmak istemediğimi düşündüm. Asla da o kararıma bir daha geriye dönüp bakmadım.*****
ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ: ‘ÇALIŞTIKÇA İYİ OLUYORUM’
TUSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, hiçbir zaman kariyerle ilgili uzun vadede plan yapmadığını belirterek, “Sadece önüme gelen işi en iyi yapma gayreti içerisinde oldum. Çalışmayı çok sevdim, Hatta bazen grip olurum ve işe giderim. Bak derler Arzu, şimdi gripsin, ama şurada birkaç saat geçirsen iyileşeceksin. Ben arkadaşlarımla toplantılara girdikçe, konuştukça, çalıştıkça hakikaten bazen bana iyi geldiğini görürüm” diyor.
TUSİAD Başkanlığı görevini kabulü sırasında çocuklarıyla da konuştuğunu ifade eden Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Önce istemediler. Buna karşılık, ben de onlara benim yorulmayacağımı, bu işten büyük keyif duyacağımı ve kendimi iyi hissedeceğimi söyledim. Bunun üzerinde konuştuk ve sonunda onların da rızasını aldım “ şeklinde konuşuyor.