Tarım Kredi Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, "Kamu kurumlarının gıda tedarikinde üretici birlikleri ve kooperatifler özellikle ihalesiz doğrudan alım noktasında sisteme bir alternatif olarak eklenirse, kamu kurumları herhangi bir üretici birliğinden gıda alma imkanına kavuşacak." dedi.
Poyraz, AA Ekonomi Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Girdilerin tedariki noktasında olduğu gibi ürün değerlendirmesi konusunda da kabiliyetlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirten Poyraz, "Son bir yılda bu konuda ciddi çalışma yaptık. Daha önce ürünleri Tarım Kredi şirketlerinin ihtiyaçları için alıyorduk. Şimdi piyasanın ihtiyaçlarını da karşılamaya başladık. 2018'de yaklaşık 900 kooperatifimizle alım yaptık. 2017'de 450 milyon liralık alım yaparken, geçen yıl bu tutar 772 milyon liraya çıktı." diye konuştu.
Poyraz, piyasadaki dalgalanmaları önlemede devreye girecek bir organizasyon yapısına sahip olmaları gerektiğine işaret ederek, kamunun gıda alımlarının da enflasyonist baskı oluşturduğunu bildirdi.
Milli Savunma Bakanlığı ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ile protokol imzaladıklarını anımsatan Poyraz, şöyle devam etti:
"Kamuda 4 milyon civarında devlet memuru, sözleşmeli personel ve işçi çalışıyor. Bunlar kurumlarından yemek hizmeti alıyorlar. Başta hastaneler olmak üzere, cezaevleri ve üniversitelerde gıda tedariki konusunda ihaleler yapılıyor. İhalede rekabet var, fiyatlar aşağı düşüyor diye düşünebilirsiniz, ancak ihaleyi alan şirketlerin sözleşme şartlarını yerine getirebilmesi için ürünler yüksek fiyattan temin edilebiliyor. 'Bozucu bir etki yapalım, piyasaya biz girelim.' gibi bir iddiamız yok, ama kamu kurumlarının gıda tedarikinde üretici birlikleri ve kooperatifler özellikle ihalesiz doğrudan alım noktasında sisteme bir alternatif olarak eklenirse, kamu kurumları herhangi bir üretici birliğinden gıda alma imkanına kavuşacak. Burada eleştiriler gelebilir ama şu anki sistemde kooperatiflerin desteklenmesi ve güçlenmesi için her ülkede olduğu gibi ufak tefek pozitif ayrımcılık yapılması gerekir. Şu anda buna çalışıyoruz. Kısa sürede Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile görüşeceğiz. Kamuoyundan da gelecek değerlendirmeler çerçevesinde hem Hazine ve Maliye hem de Ticaret bakanlıklarımız bu konuda bir karar verecektir."
- "Ürünler çeşitlenebilir"
Poyraz, "Tanzim satışlarda, piyasada fiyat artışı konusunda dikkati çeken ürünler yer aldı. Ürün çeşitliliği noktasında bir talep oluşursa onları da göz önünde bulunduracağız." ifadelerini kullandı.
Tanzim satışlarda fiyat belirleme konusunda üreticileri mağdur edecek bir fiyatlama yapılmadığına işaret eden Poyraz, "Piyasa şartlarında ne gerekiyorsa üreticilerin razı olacağı fiyatlar üzerinden alım yaptık ve her iki belediyemize sevkıyatını gerçekleştirdik. Şu anda bizim yapmaya çalıştığımız şeyi, istisnai olan bir durumun normale dönüşmesi noktasında, devletin kurum ve kuruluşları, kooperatifleriyle tüketici hakkını korumada kısmi bir müdahale gibi görmek, sosyal sorumluluk olarak düşünmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Zincir marketlere sağladıkları ürünlere de değinen Poyraz, başta hububat ve bakliyat olmak üzere tedariki, depolanması ve sevki kolay ürünler üzerinde çalışma yaptıklarını söyledi.
Poyraz, farklı firmalardan 6 bin markete ulaştıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Sloganımız olan 'Bütün marketler bizim.' ifadesiyle tüm marketlerle irtibata geçtik ve buralara bir kısmını kendi ürettiğimiz, bir kısmını da işlettiğimiz ürünleri verdik. 'Her ürün için ayrı bir tesis kuralım.' diye bir iddiamız yok. Şu anda Türkiye'de ciddi yatırımlar var. Özel sektörün yaptığı ama eksik kapasiteyle kullanılan yatırımlar bulunuyor. Buralarda ortaklarımızdan aldığımız ürünleri işletiyoruz. Geçen sene 20 bin ton buğday aldık, anlaştığımız firmaya teslim ettik. Oradan makarna aldık, marketlere teslim ettik. Önümüzdeki dönemde hemen hemen her kalemde bunların sayısını artıracağız. Tüketicinin mutfağında kullandığı hangi ürün varsa kooperatif ürünleri olarak piyasada bulunmak istiyoruz."
(Bitti)