Sabancı'dan cari açık uyarısı
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, cari işlemler açığını finanse etmek için gereken kaynağın uzun süre sağlanabileceği yönündeki kaygıların arttığını belirterek, 'Cari işlemler açığı yapısı itibariyle Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomik büyümesi için bir risk faktörü haline gelmiştir' dedi.
Sabancı, TÜSİAD ve Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen 'Finansal küreselleşme: Sırada ne var' konferansının açılışında yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak cari açık konusuna değindi. Sabancı, Türkiye ekonomisinin 2001 yılında yaşadığı krizden sonra güçlü bir büyüme performansı sağlayabilmesinde sermaye girişlerinin neden olduğu kaynak bolluğunun payının yüksek olduğunu belirterek, kriz ertesinde yıllık ortalama yüzde 7.5'e ulaşan ekonomik büyümede sermaye hareketlerinin ne kadar etkili olduğunun anlaşılabilmesinin gelecek döneme ilişkin öngörülerin oluşturulması aşamalarında ciddi yararlar sağlayabileceğini söyledi.
CARİ AÇIK RİSK FAKTÖRÜ HALİNE GELDİ
Cari işlemler dengesinin son yıllarda giderek açıldığını ve bu açığı finanse etmek için gereken kaynağın uzun süre sağlanabileceği yönündeki kaygıların arttığını vurgulayan Sabancı, 'Cari işlemler açığı yapısı itibariyle Türkiye'nin sürdürülebilir ekonomik büyümesi için bir risk faktörü haline gelmiştir' dedi.
Sabancı, mevcut ekonomik yapının ve iktisadi temellerdeki gelişmelerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan bu durumun finansman kaynaklarının nereden ve nasıl elde edildiğinin, bu kaynakların nasıl kullanıldığının derinlemesine analiz edilmesinin gerekliliğinin önemine dikkat çekti.
Özel kesimin açık pozisyonunun yükselme eğiliminde olmasının son dönemdeki tartışmaların odak noktasını oluşturduğunu ifade eden Ömer Sabancı, sıkı mali politikasıyla reel faizlerin düşmesi ve kamu kesimi borçlanma gereksiniminin azalması sonucunda özel sektörün hızlı bir yatırım hamlesi başlattığını ve kriz
ertesinde sabit sermaye yatırımlarını ortalama yüzde 20 oranında artırdığını dile getirdi.
Sabancı, 'AB'ye tam üyelik sürecinde daha da desteklenmesi olası olan bu olumlu ekonomik ortamda yüksek yatırım talebi yurt içi tasarrufların üzerinde gerçekleşerek cari açığın yükselmesine neden olmaktadır' diye konuştu. Yüksek cari açığın azaltılabilmesi konusunda makro istikrarı tehlikeye atmayacak ve diğer temel ekonomik göstergelerde bozulmaya neden olmayacak bir çözümün, ancak uzun vadede üretim yapısındaki değişmelerle mümkün olacağına dikkat çeken Sabancı şöyle konuştu:
'Makro ekonomik istikrarın yanı sıra sürdürülebilir büyüme sürecinin diğer bileşenleri olan rekabet ortamının güçlendirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi yönündeki düzenlemelerin ihmal edilmemesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye'nin ekonomik performansı geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında sıra dışı olarak nitelendirilebilecek derecede bir iyileşme göstermesine karşın rekabet içerisinde bulunduğumuz diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla belirgin bir üstünlük sağlayacak boyuta henüz ulaşmamıştır. Kükresel koşulların gelişmekte olan ülkeler arasındaki rekabeti giderek daha fazla artırdığı ve karmaşık hale getirdiği düşünülürse, gelecekteki kazanımların yitirilmemesi, orta ve uzun vadeli büyüme stratejilerinin bugünden belirlenerek etkin biçimde uygulamaya konulmasına bağlıdır.'
Haber Gönder
