FİNANS

Sene sonunu beklemeden kar dağıtılabilir mi?

Şirketlerin ortakları ya da hissedarları her sene sonunu iple çeker. Pay sahibi oldukları kurumun sene sonunda kâr açıklamasını ve bu kârın ne kadarının ceplerine gireceğini düşleyerek kâr dağıtım tarihini beklerler. Koca bir senenin sonuçları üzerinden ne kadar kâr payı hak ettikleri belirlenip, genel kurul tarafından da tasdik edilerek kesinleştikten sonra paylarına düşen dilimi alırlar.

Kâr payı dağıtımı, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan esaslara göre belirlenir. Türk Ticaret Kanunu’nda safi kazancın yıllık bilançoya göre hesap ve tespit olunacağı, ortakların yıllık bilançoya göre elde edilmiş safi kârdan pay alabilecekleri ifade edilir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nda kâr paylarının ancak safi kârdan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılacağı hükmü yer alıyor. Ancak 1 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile üçer aylık geçici vergi dönemleri itibariyle oluşan kârlardan, kâr payı avansı dağıtılmasına imkan tanındı. Gerçi bu imkan Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15. maddesine istinaden halka açık şirketlere daha öncesinde verilmiş olsa da, avans kâr payı dağıtımı 1 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile diğer şirketler içinde geçerli bir hal aldı. Tabi kâr payı avansı dağıtılmasının bazı şartlara bağlanmış olduğunu tahmin etmek hiç de güç değil. Öncelikle kurumların ana sözleşmelerinde kâr payı avansı dağıtılmasına ve ayrıca zarar doğması ya da yıllık kârın dağıtılan avans kâr payını karşılayamaması halinde avansın geri çağrılmasına ilişkin hüküm bulunması gerekiyor. Kâr payı avansı dağıtılması için bir ikinci şart ise ilgili yılla sınırlı olarak genel kurul kararı ile yönetim kuruluna yetki verileceğinin hüküm altına alınması.

Öte yandan Tebliğ ile kâr payı dağıtımına bir takım sınırlamalar getiriliyor. Buna göre şirketlerin geçici vergi dönemleri itibariyle hazırladıkları mali tablolarda yer alan kârlardan yedek akçeler, vergi ve diğer mali karşılıklar ile geçmiş yıl mali zararları düşüldükten sonra kalan kârın yarısından fazlasını dağıtmaları mümkün bulunmamakta… Bir hesap dönemi içinde dağıtılabilecek toplam avans kâr payı da bir önceki yıla ait dönem kârının, kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler, vergi ve mali karşılıklar ile varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı düşüldükten sonra kalan kısmının yarısını geçemeyecektir. Dolayısıyla önceki yıl zarar etmiş olan mükelleflerin avans kâr dağıtımı yapması da mümkün değil.

Peki yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde zarar çıkması yada kurum safi kazancının avans olarak dağıtılan kardan düşük çıkması durumunda ne yapılacak. Tebliğ ile bu noktaya da açıklık getirilmiş: “Avans geri çağrılabilecek.” Avansın geri çağrılmasından kastedilen ise dağıtılan avans kâr payının kazançla karşılanamayan kısmını, izleyen hesap döneminde kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar geriye çağrılması… Çağrıya uymayarak avans kâr payını iade etmeyen ortaklardan avansın genel hükümler çerçevesinde tahsil edilmesi şayet tahsil edilemediği takdirde bakiye avans tutarına geri çağırma tarihinden itibaren transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç hükümleri uygulanması gündeme geliyor.

Halka açık şirketler dışında bulunan kurumların yıl içinde elde ettiği kârları dağıtabilmeleri için yıl sonunu beklemeleri gerekmekteydi. Ancak 1 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile yapılan düzenleme, şirketlerin yıl içinde de yukarıda bahsetmiş olduğumuz esaslar dahilinde kurum ortak ya da hissedarlarına avans kâr payı dağıtmalarına imkan tanıdı. Ancak avans kâr payı dağıtımında 1 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan bu düzenleme ile Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan ifadenin farklılığı nedeniyle uygulamada bir takım problemler yaşanabileceği ihtimali de göz önünde bulundurulmalı.

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler