Devlet Bakanı Şimşek, IMF ile yapılacak yeni anlaşmayı, nihai görüşmelerin başladığı Şubat ayında bitirmeye çalışacaklarını, oluşacak tedbir paketinin büyüklüğünün ise piyasanın finansman endişelerini giderecek düzeyde olacağını söyledi.
Dünya gazetesine verdiği söyleşide IMF ile görüşmeleri devam eden anlaşmayı Şubat ayına yetiştirmeyi planladıklarını ifade eden Devlet Bakanı Mehmet Şimşek,, “Ama bu sadece bir tarafın iradesine bağlı değil. Her yeni gelişme büyük resimde değişiklik çıkartabiliyor. Bu bütçe büyüklükleri ile devam edersek, o zaman ilk üç ay içinde hatta daha erken biter. Ama yeni gelişmeler çıkıyor. Biz anlaşmayı nihai görüşmelerin başladığı Şubat ayında bitirmeye çalışacağız” dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların geleneksel bir IMF anlaşmasından ziyade, farklı çözümler gerektirdiğini belirten Şimşek, bu nedenle yapılacak anlaşmanın ezber bozan bir anlaşma olacağını söyledi.
Şimşek, “Paket bir taraftan mali disiplini bozmayacak ama diğer taraftan da reel sektörü destekleyici nitelikleri bulunacak. Program, küresel gelişmeler nedeniyle klasik IMF anlaşmalarından farklı özellikleri bünyesinde barındıracak” dedi.
TEMEL NEDEN REEL SEKTÖRÜ RAHATLATMAK
Anlaşmanın temel nedeninin reel sektörü rahatlatmak olduğunu söyleyen Şimşek, “Bu defa IMF programını krizin yansımalarından reel sektörü korumak için yapıyoruz. Ama kaynak reel sektörü dolaylı olarak destekleyecek. Program, Türkiye’nin finansman ihtiyacını karşılamak üzere hazırlanıyor” dedi.
IMF’den alınacak kaynağın miktarı ile anlaşma süresini ise görüşmelerin en sonuna bıraktıklarını söyleyen Şimşek, en son aşamaya henüz gelmediklerini belirtti. Şimşek, IMF’in görüşmelerin başlangıcında talep ettiği tedbirlerin dozunun küresel gelişmeler nedeniyle kabul edilemez derecede ağır ve geleneksel olduğunu, ancak şu an gelinen noktada daha makul düzeyde tedbirler içerdiğini söyledi.
TEDBİR VAR AMA MAKUL DÜZEYDE
Şimşek, “Müzakerelere başladığımızda ilk gelen harcama kesintisi, bugün üzerinde çalıştığımız paketten 3 kat ağırdı. Türkiye’nin mevcut şartlarını küresel krizin etkilerini sınırlama şansı olan bir program uygulanacak. Klasik IMF programları her zaman için harcama kesintisine veya gelir artışına dayanır... Bizim programımız bir yandan daha makul bütçe disiplini gözetecek, bir yandan da dünyada yaşanan küçülmenin Türkiye’ye yansımalarını sınırlayacak bir program olmalıydı. Tedbir içeriyor, ama daha makul düzeyde” dedi.