Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de şirketlerin yüzde 50'den fazlasının 'patron şirketi' özelliği taşıdığını belirterek, bunun da, yatırımcıların ve menfaat sahiplerinin korunması için bağımsız denetim ve iç denetimin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Türkiye İç Denetim Enstitüsü tarafından düzenlenen "Gelişen ve Geliştiren İç Denetim" konulu 12. Türkiye İç Denetim Kongresinin açılışında konuşan Erol, bağımsız denetim ile iç denetimin beraber büyümesinden yana olduklarını kaydetti.
Erol, SPK olarak aracı kurumlarda iç denetimi zorunlu kıldıklarını hatırlatarak, burada yatırımcıların ve menfaat gruplarının haklarının korunmasını amaçladıklarını ifade etti.
Halka açık ortaklıklarda ise henüz zorunluluk bulunmadığını, sektörün gelişimiyle birlikte, zaman içinde böyle bir uygulamaya geçilebileceğini aktaran Erol, "Elbette bu işin bir de maliyet kısmı var. Burada maliyet-fayda dengesinin iyi kurulması gerekiyor" dedi.
Erol, sözlerine şöyle devam etti: "Şirket yönetimlerinin sadece kar amaçlı hareket ettiği durumlarda, yalnızca şirket ve yatırımcıların değil, global ekonominin tamamının ne kadar büyük risklerle karşı karşıya kaldığını global kriz ile yakın zamanda yaşadıklarımız ve hala yaşamakta olduklarımız çok iyi şekilde gösteriyor. Demek ki artık iç denetimi sorgulamamız değil, ne kadar yaygınlaştırmamız gerektiğini düşünmemiz gerekiyor."
Türkiye'de de pek çok ülkede olduğu gibi şirketlerin yüzde 50'den fazlasının 'patron şirketi' özelliğine sahip olduğunu dile getiren Erol, "Bu da, yatırımcıların ve menfaat sahiplerinin korunması için bağımsız denetim ve iç denetimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Sermayenin az kişinin elinde toplanması, dünyada yaygın bir olgu. Bu durum da, iç denetimi zorunlu kılan faktörlerden bir tanesidir" diye konuştu.
"İÇ DENETİM DEPARTMANLARI İÇİN BÜYÜK FIRSATLAR GÖRÜYORUZ"
Türk Telekom İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany ise esprili bir şekilde, ekonomideki büyüme dönemlerinde şirketlerin iç denetimciler için ayıracak vakit bulamadıklarını belirterek başladığı konuşmasında, Türk Telekom hisselerinin satın alınmasının ardından gerçekleştirdikleri yeniden organizasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Doany, ilk devraldıklarında şirketin tek merkezli ve 81 şubeli bir yapıya benzediğini ve merkeze 81 farklı rapor geldiğini ifade etti.
Şirketi incelerken müfettişlik müessesesinin dikkatini çektiğini belirten Doany, "Müfettişin rolüyle, açılan dava sayısı arasında bir korelasyon keşfettim" dedi.
Doany, şirkete çok sayıda genç ve yetenekli çalışan aldıklarını, bunların içinde iç denetçilerin de yer aldığını kaydederek, "İçinde bulunduğumuz dönemdeki pazar şartları altında iç denetim departmanları için çok büyük fırsatlar görüyoruz" dedi.