CNBC-e Tüketici Güven Endeksi Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 21,16 oranında düşerek 54,46 değerini aldı.
CNBC-e'den yapılan açıklamaya göre, bu veri hem düşüş oranı açısından hem de gerçekleştiği mutlak değer açısından endeksin başlangıç dönemi olan 2002 Ocak ayından bu yana rekor bir değer oldu.
Açıklamada şu bilgiler verildi: "Endeksi oluşturan beş soruda da Nisan ayında büyük oranlarda gerileme gözlenmiştir. Türk tüketicisi hem kişisel finansal durumu hem de Türkiye ekonomisi açısından kötümser algılama ve beklentilerini arttırmış görünüyor.
Bu çerçevede CNBC-e Tüketici Beklenti Endeksi de bir önceki aya göre yüzde 20,46 gerileyerek 44,36 değerini almıştır.
Nisan ayı endeksinin en çarpıcı bulgularından birisi içinde bulunduğumuz dönemin otomobil, mobilya, dayanıklı tüketim malları gibi ürünleri almak için iyi bir zaman olup olmadığını soran beşinci soruda izlenen hızlı kötüleşmedir. Bu sorudan oluşturulan CNBC-e Tüketim Endeksi bir önceki aya göre yüzde 26,70 düşerek 91,31 değerini almıştır.
Bütün bu göstergeler iç talep konusunda daha hissedilir bir yavaşlama dönemine gireceğimiz sinyalini vermektedir.
TCMB'nin para politikasını sıkılaştırma niyeti de bu ihtimali arttıracaktır. Anketin son iki ayında katılanlara "Önümüzdeki bir aylık süreçte döviz yatırımlarınız konusunda nasıl bir strateji izlemeyi düşünüyorsunuz?" şeklinde ilave bir soru daha sorulmuştur.
İki ayda da birbirine çok yakın oranlar çıkmıştır.
Bu çerçevede 704 katılımcının yaklaşık yüzde 22'si dövizin payını arttırmayı düşündüğünü belirtirken, benzer bir oranda kişi ise azaltmayı planladığını belirtmiştir. Katılanların yaklaşık yüzde 55'i ise pozisyonunu değiştirmemeyi düşündüğünü belirtmiştir.
Bu veriler şu an için yerleşik yatırımcılar açısından dövizde bir panik yaşanmadığı ve döviz ikame seviyesinin çok değişmediği sinyalini vermektedir.
Sonuç olarak, CNBC-e Tüketici Güven Endeksi çok sert bir düşüş göstererek büyüme konusunda olumsuz sinyal vermeye devam etmiştir. ABD ekonomisinin görece toparlanma gösterdiği bir dönemde güven endeksinde yaşanan bir düşüş başta siyaset olmak üzere iç faktörlerin Türkiye ekonomisinin dinamiklerini belirlemede öne çıktığına işaret etmektedir."