FİNANS

'Türkiye Ekonomisi 2006'

İstanbul Sanayi Odası, 2006 yılının enflasyon açısından kritik bir yıl olacağını bildirdi.

İstanbul Sanayi Odası, "Türkiye Ekonomisi 2006" raporunu açıkladı. Raporda, son dört yılda TÜFE'de öngörülen fiyat artışlarının altında gelişmeler elde edildiği belirtilerek,"2004 yılı programında enflasyon artışı yüzde 12 olarak öngörülmüş iken, gerçekleşen fiyat artışı yüzde 9.3 ile 1970'li yılların başından bu yana ilk kez tek haneli fiyat artışları elde edilmiştir." denildi.

Raporda şu görüşlere yer verildi:

"2005 yılı için TÜFE'de öngörülen fiyat artışı yıllık bazda yüzde 8.0 iken, gerçekleşme bu hedefin bir miktar altında yüzde 7.7 olmuştur. TÜİK 2005 yılı ile birlikte fiyat endekslerinin baz yılını 1994'den 2003 yılına taşırken, endekslerin kapsamında da değişiklikler yapmıştır. TÜFE endeksinde harcama gruplarının ağırlıklarında, teorik bir değişiklik yaparak, konut harcamalarında kendi konutlarında oturanlar için harcama kapsamına alınan izafi kiralar, kapsam dışında bırakılmıştır. Konut harcamaları içine sadece kira ödeyenler alınıp, bu grubun harcamalar içindeki ağırlığında önemli bir düşüş sağlanmıştır. Ayrıca toptan eşya fiyat endeksi de önemli bir kapsam değişikliğine uğrayarak, ismi ve kapsamı değiştirilmiştir.

TÜİK'in 2005 yılı ile birlikte uygulamaya koyduğu üretici fiyat endeksine göre 2005 yılında yıllık fiyat artışı yüzde 2.7'dir. 2004 yılında TEFE'ye göre yıllık fiyat artışı yüzde 13.8 idi. ÜFE ile TÜFE arasında oldukça büyük fark vardır. 1994 yılı bazlı TEFE endeks sonuçlarında ise yıllık artış oranı yüzde 4.5'dir. 2004'teki yüzde 13.8'lik fiyat artışına karşılık, eski TEFE'deki 2005 yılındaki fiyat artışının yüzde 4.5 olması da yine oldukça büyük bir fiyat artış hızı azalışını göstermektedir."

Dış Ekonomik İlişkilerde Gelişmeler

Türkiye'nin son dört yılda küresel ekonominin olumlu performansının katkısı ile birlikte uzun yıllardan sonra yılda ortalama yüzde 7.3 oranında büyüdüğü hatırlatılan raporda "Bu dönemde nihai mal ve hizmet üretiminde önemli artışlar gerçekleşmiştir. Özellikle ekonominin lokomotif sektörü olan sanayi sektöründe görülen üretim artışlarının temelinde, ihracatta yaşanan başarının çok önemli bir etkisi vardır. İhracatta 2003 ve 2004 yıllarında elde edilen performansın 2005 yılında inişe geçmesine karşılık, 2005 yılında bugüne kadar gerçekleşmiş en yüksek ihracat düzeyine ulaşıldığı görülmektedir. Ekonomik programda 2005 yılı için ihracatın dolar bazında yüzde 14.5 oranında artması planlanmış iken, yıl sonunda ihracatın yüzde 16.0 artarak 73,3 milyar dolara ulaştığı görülmektedir." denildi.

Raporda şöyle devam edildi:

"Son dönemde ihracatta görülen büyük oranlı artışlara karşılık, ithalatta daha yüksek oranlı artışlar gerçekleşmiştir. 2005 yılında ithalat artış oranı gerilemesine karşın, yine de ithalat artış oranının ihracat artış oranının üzerinde gerçekleştiği unutulmamalıdır. 2005 yılında sabit sermaye yatırım malları ithalatı toplam ithalatın yüzde 17.4'üdür. Bu kesimde 2005 yılındaki artış yüzde 16.9 oranındadır. 2005 yılında ara malları ithalatının yüzde 20.7 oranında artması, ithal girdilerin artışının oldukça fazla olduğunu ortaya koyarken, buna karşılık üretim büyümelerinin sanayi sektöründe yüzde 5.5, imalat sanayi sektöründe yüzde 4.9'da kalması, ithal girdi bağımlılığına işaret etmekte ve ithal girdi kullanımındaki artışı göstermektedir. Bu da iç üreticinin rekabet gücünün azaldığını, ürettikleri ürünlere olan iç talebin zayıfladığını ortaya koymaktadır."

Dış Ticaret Dengesi

2005 yılında ihracat 73,3 milyar dolarla bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaşmışken, ithalatta aynı şekilde 116,4 milyar dolarlık büyüklükle en yüksek düzeyine çıkmış bulunduğu hatırlatılan raporda,bu durumda dış ticaret dengesinde de 43,1 milyar dolarlık açık aynı şekilde en yüksek düzeyine ulaştığı kaydedildi.

Raporda,"2003 yılında 8.036 milyon dolar olan cari işlemler açığı, 2004 yılında 15.604 milyon dolara, 2005 yılında da 22.852 milyon dolara çıkmıştır. Ekonomide özellikle 2003 yılından itibaren dışa bağımlılık önemli ölçüde artmıştır. Cari işlemler açığının GSMH'ya oranı 2002'de yüzde 0.8 iken, 2003'te yüzde 3.4'e, 2004'te yüzde 5.2'ye, 2005'te de rekor düzey olan yüzde 6.4'a ulaşmıştır." denildi.

Doğrudan Yatırımlar

Doğrudan yatırımlar kalemi altında, yurtdışında yerleşik kişilerin, yurt içinde yaptıkları net yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 239.0 oranında büyüyerek, 2005 yılında 9.650 milyon dolarla zirve yaptığı ifadeedilen raporda,"Yurtiçinde yerleşik kişilerin ise yurtdışında yaptıkları net yatırımlar 2004 yılında 859 milyon dolar iken, 2005 yılında yüzde 21.9 oranında artarak 1.047 milyon dolara ulaşmıştır. Sonuç itibariyle 2005 yılında doğrudan yatırımlar kaleminde gerçekleşen net girişler, bir önceki yıla oranla yüzde 332.7 artarak 1.988 milyon ABD dolarından, 8.603 milyon ABD dolarına yükselmiştir. " şeklinde görüş belirtildi.

2006 Yılına Ait Beklentiler

Raporda 2006 yılına ait beklentilere ilişkin şu görüşlere yer verildi:

"2006 yılı ekonomik programında, 2006 yılı GSMH'nin 539.870 milyon YTL olması programlanmıştır. 2006 yılı için öngörülen dış kaynak tutarı da cari fiyatlarla 37.985 milyon YTL öngörülmüştür. Toplam kaynaklar tutarı da 577.855 milyon YTL'dir. 2005 yılı programında öngörülen dış kaynak/GSMH oranı yüzde 4.0 iken gerçekleşme tahmini yüzde 7.1 olarak verilmiştir. Bu oranın bir miktar daha büyümesi olasıdır. 2006 yılı içinde öngörülen dış kaynak/GSMH oranı yüzde 7.0'dır. Görüldüğü gibi toplam harcamalara, GSMH yetersiz kaldığından ihtiyaç duyulan dış kaynak giderek büyümüş ve yüzde 7'nin üzerine çıkmıştır. 2006 yılında da toplam harcamalar GSMH dengesi açığında bir iyileşme öngörülmemektedir. 2005 yılında TÜFE ve ÜFE'de yıllık artış oranı beklentisi yüzde 8.0 oranında iken, gerçekleşme TÜFE'de yüzde 7.7, ÜFE'de ise yüzde 2.7 olmuştur.

TÜFE'de çok ufak farkla hedefin altında gerçekleşme sağlanırken, ÜFE'de hedef ile gerçekleşme arasındaki fark oldukça büyüktür. Fiyat hareketlerindeki bu gelişmelere karşılık, eski 1994 bazlı fiyat endeksine göre 2005'te yıllık fiyat artışı TÜFE'de yüzde 10.5 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyonun asıl göstergesi olarak kabul edilen TÜFE'de, eski bazlı endekse göre son 21 ayda gerilemenin söz konusu olmadığı görülmektedir. Bu durum, enflasyonda oranlar küçüldükçe yapışkanlığın ve katılığın arttığını ortaya koymaktadır. 2006 yılı enflasyon açısından kritik bir yıl olacaktır.

Açık enflasyon hedeflemesine geçilen 2006 yılında TÜFE ve ÜFE'de yıllık artış oranı yüzde 5.0 olarak hedeflenmiştir. 2006 yılı GSMH zımni fiyat deflatörü de yüzde 6.0 olarak belirlenmiştir.

2005 yılında 10,2 trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilen dünya ihracatının, 2006 yılında da dolar bazında yaklaşık yüzde 7.8 oranında artarak 11 trilyon dolara ulaşması tahmin edilmektedir.

Türkiye ihracatının, dünya ihracatı içindeki payı 2004'te binde 7.1 iken, 2005'te binde 7.2 olması beklenmektedir. 2006 yılı için 79 milyar dolarlık ihracat öngörülmektedir. 2006 yılında da Türkiye ihracatının, dünya ihracatı içindeki payının binde 7.2 olması beklenmektedir.

2006 yılında giyim eşyası ihracatının yüzde 5.7, tekstil ürünleri ihracatının yüzde 6.5 oranında artması beklenmektedir. 2004 yılında ihracat içinde giyim eşyası payı yüzde 14.8 ile ilk sırada yer alırken, 2005 yılında giyim eşyası payı yüzde 13.5'e gerilemiş, yüzde 13.9 ile motorlu kara taşıtları payı ilk sıraya yükselmiştir. 2006 yılı için motorlu kara taşıtları payının yüzde 14.8'e yükselmesi beklenirken, giyim eşyası ürünleri payının yüzde 13.6'ya düşmesi tahmin edilmektedir. Tekstil ürünleri ihracatı payının da 2004'teki yüzde 12.7 düzeyinden, 2006 yılında yüzde 11.8'e gerilemesi beklenmektedir.

2006'da ithalatın yüzde 8.2 oranında artması hedeflenmiştir. 2005'e benzer bir gelişmenin 2006'da da yaşanacağı tahmin edilmektedir. 2005'te 43,1 milyar doları bulan dış ticaret açığının, 2006'da 45,4 milyar doları bulması öngörülmüştür. 2005'te ara malları ithalatı yüzde 20.7 oranında artmıştır. 2006 yılında ise ara mal ithalatının yüzde 9.2 oranında artması beklenmektedir."

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler