FİNANS

TÜSİAD'dan "küresel dalga" uyarısı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Finansal piyasalarda başlayan dalga, reel ekonomiyi de tehdit etme noktasına gelmiştir. Krizin sadece Amerika ile kısıtlı kalmaması, tüm dünyayı etkilemesi ihtimali artmıştır" dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, ABD’de finansal piyasalarda başlayan dalganın reel ekonomiyi tehdit etmeye başladığının altını çizerek, risklerin ve daha önemlisi risk algılamasının arttığı, artacağı bir dönemde olunduğunu ifade etti.

Rekabet Uzmanları Derneği tarafından düzenlenen toplantıya katılan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yaçındağ, dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekti. Finansal piyasalarda başlayan dalganın reel ekonomiyi tehdit etme noktasına geldiğinin altını çizen Yalçındağ, krizin sadece ABD ile kısıtlı kalmamasının, tüm dünyayı etkilemesi ihtimalini artırdığını söyledi. G7 ülkelerinin Maliye Bakanlarının bankalarda oluşan kayıpların sanılandan çok daha yüksek olduğu uyarıları yaptığını ifade eden Yalçındağ, şöyle devam etti: “AB veya BRIC ülkelerinin Amerikan ekonomisinden bağımsız hareket edip küresel büyümeyi devam ettireceği tezi ise inandırıcılığını kaybetmektedir. Kısacası risklerin ve daha önemlisi risk algılamasının arttığı, artacağı bir dönemdeyiz. Risk algısının arttığı dönemler, finansal piyasaların çok daha seçici, çok daha titiz davrandığı dönemlerdir. Ekonomik kırılganlıkların, ertelenen reformların bedelinin daha yüksek olduğu dönemlerdir. Böyle dönemlerden, istikrarlı siyasete ve ekonomiye sahip, verimliliği, rekabeti destekleyen uygulamalarını tamamlamış ve risk yönetimi yapabilen ekonomilerin diğerlerine göre daha az zararla çıkacağı muhakkaktır.”

UZUN VADEDE REKABETE DAYALI EKONOMİK YAPI KURMAK ÖNEMLİ
2008 yılı için öngörülen bu belirsizlik döneminin ötesine, dünyadaki uzun vadeli yapısal trendlere bakıldığı zaman rekabete dayalı ekonomik yapı kurmanın öneminin daha da belirgin hale geldiğinin altını çizen Yalçındağ, 21. yüzyılın ilk yarısında dünyada çok keskin bir ekonomik mücadele olmasını ve başta BRIC ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülkenin bu mücadelede aktif rol oynamasını beklenmediklerini belirtti. Ülkelerin, uluslararası ekonomik rekabete şirketleriyle girdiğini kaydeden Yalçındağ, “Kendi piyasasında rekabete alışmış, verimlilik baskısını hissetmiş şirketlerin dünyada yarışabilmesi çok daha kolay ve olasıdır. Rekabet kültürünü içselleştirmemiş şirketlerin ve dolayısıyla ekonomilerin ise bu iklimde başarı ihtimalleri düşük olacaktır” diye konuştu.

VERİMLİLİĞE DAYALI EKONOMİYE İHİTİYAÇ VAR
Etkin ve adil bir rekabet ortamının, ekonomideki etkinliği arttırmak için dikkate alınması gerektiğini belirten Yalçındağ, serbest rekabet ortamının, serbest piyasa ekonomisinin olmazsa olmaz konularından biri olduğunu kaydetti. Rekabetçi bir piyasanın tam işlerlik kazanamadığı ve kayıt dışı başta olmak üzere haksız ticari mücadelenin yaygın olduğu toplumlarda refahın yaygınlaşmasını beklemenin gerçekçi olmayacağına dikkat çeken Yalçındağ, Türkiye’nin 2001 sonrasında yakaladığı ekonomik ve siyasi istikrar sayesinde uluslararası rekabette kaybettiği yılları bir miktar telafi ettiğini ifade etti.

Yalçındağ, bu sürecin yavaşlamadan devam etmesi için verimliliğe dayalı ekonomiye ihtiyaç olduğunun dile getirerek, verimliliği sağlayacak en önemli itici gücünün ise girişimcilerin rekabet yeteneği, isteği ve serbestliği olduğunu kaydetti. Türkiye’nin çağdaş bir toplum ve ekonomi olmanın gereklerini yerine getirmek durumunda olduğunu belirten Yalçındağ, bunu başarmanın hem 2008 yılında oluşan belirsizlik döneminden en az zararla çıkmayı hem de daha uzun vadeli küresel rekabette geri kalmamayı sağlayacağını ifade etti.

ETKİN VE ADİL YARIŞ TOPLUMUN HER KESİMİ İÇİN GEREKLİ

Makroekonomik hedeflerin ötesinde, etkin ve adil bir yarış ortamının toplumun her kesimi için gerekli olduğunun altını çizen Yalçındağ, fiyatların düşmesinin, çeşidin ve kalitenin artması tüketicilerin menfaatineyken; ekonomik fırsat eşitliği ve girişim özgürlüğü bütün girişimciler için önemli olduğunu söyledi. Yalçındağ, “Ancak, piyasa ekonomisinin mevcudiyeti rekabetçi bir piyasanın kendiliğinden ortaya çıkması için yeterli değildir. Tam rekabetçi bir piyasa, iyi işleyen ve iyi düzenlenen rekabet hukuku ve yaptırımları ile sağlanabilmektedir” dedi.

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler