Finansal piyasalarda başlayan ve reel sektörde kendini iyiden iyiye hissettiren küresel krizde Vestel, geçen yıllarda ekim ve kasım aylarına göre üretim ve ihracatını artırdı.
Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, dünya genelinde elektronik sektöründe çok ciddi konsadilasyon olduğunu belirterek, bu sektörde özellikle Orta Avrupa'da son 2.5 yılda 33 fabrika kurulduğunu ve bugün bunlardan birkaçının ayakta kalarak, diğerlerinin son 5- 6 ayda kapandığını söyledi.
Yüngül, “Orta Avrupa cazibesi vardı. Yüngül güçlü, bilgi, finans, servis açısından altyapısı sağlam olanların ayakta kalabildiğine dikkat çekti. Yüngül, “Kriz kriz deniliyor. Ama kriz olmasına rağmen ekim- kasım ayları bizim rekor aylarımız” dedi. Yeni yıl öncesi satışların arttığına işaret eden Yüngül, şunları söyledi:
“Ağustos ayında daha kriz yoktu. LCD ekran televizyondan örnek verecek olursam temmuz- ağustos aylarında 200 bin tane üretmişiz. Ekim ve kasım aylarında ayrı ayrı olmak üzere bunun 2.5 katı üretim yaptık. Ekim ayında 600 bin, kasım ayı 500 bin. Ben kasım ayında tek başıma 200 milyon dolarlık ihracat yapacağım. Aralık ayı şu an 300 bin. Bu kriz ortamında azalması gerekirdi. Ama şimdi siparişler sağlamlara geliyor. Zayıflar elendi, güçlüler kaldı.”
Dünyada genel olarak pazar daralsa da Avrupa'dan gelen siparişlerle ihracatlarıın artırdıklarını vurgulayan Yüngül, şöyle devam etti:
“Pazar daralıyor. Biz oradan daha fazla pay alıyoruz. Güçsüzler yok oluyor. Onun çok büyük etkisi var. Pazardaki oyuncu sayısı azalıyor. Avrupa'daki adam eskiden çok rahat para bulup Çin'e uzun siparişler veriyordu. Şimdi o parayı o kadar rahat bulamıyor. Bulamadığı için banka ‘Ben sana veririm. Ama bir limit tanırım. Bu limit de eskisi kadar olmaz' diyor. Eskisi gibi olmayınca adam barutunu daha efektif kullanmak zorunda. Onun için bizlere yakın yerlere geliyor.”
ÖNÜMÜZ GRİ
2009 Ocak ayından itibaren genel olarak bir düşüş beklendiğini ifade eden Yüngül, şunları söyledi:
“Şimdi çok gri. Her taraf çok gri. İnsanlar artık barutlarını son dakikada kullanıyorlar. Siparişler de öyle. Aralık ayı ile ilgili siparişini son 5 günde veriyor. Herkes likit kalmaya çalışıyor. Herkes stoktan kaçınıyor. Herşey son dakikada oluyor. Dolayısıyla yakın yerler avantajlı oluyor.”
Siparişlerin çok geç geldiğini vurgulayan Yüngül, “2008 Eylül'den bu yana bütçe filan yok. Herkes daha dinamik yaşıyor. Siparişler çok geç geliyor. Çok dinamik bir bütçe var” dedi. Yeni pazar arayışlarının olmadığına işaret eden Yüngül, “Biz zaten 106 ülkeye ihracat yapıyoruz. Şimdi yeni pazar arayışına çok fazla gerek yok. Çünkü her pazar kötü. İyi olan pazar yok” dedi.
Moral krizine dikkat çeken Yüngül, “Moral krizi normal krizin önüne geçerse işimiz felaket. Tabii işsizlik sayısı artacak. Sevindirici tarafı bütün ülkelerin Merkez Bankaları beraber hareket ediyor. Bence işin sosyal boyutu kararları çok daha hızlı almaya yöneltecek ülkeleri. O açıdan iyi” dedi.
GÜVEN LAZIM
Düşük kurların yüzünden 4 yıldır ihracatçıların aleyhine olduğunu, bugün biraz yükselmesiyle iyiye gidiş olduğunu ifade eden Yüngül, şöyle devam etti:
“Şimdi bir yere geldi. Çok fazla zikzak olmazsa Türkiye altyapısı, rekabetçi gücüyle bu işten en az hasar alarak çıkar diye düşünüyorum. Tabii herkesin birbirine güvenmesi lazım. Finans kuruluşları kasarsa iyi olmaz. Bu kurların ihracata biraz faydası var.”
Uzakdoğulu rakiplere göre yeni oluşan kur sisteminin Türk ihracatçılarının lehine olduğunu vurgulayan Yüngül, “Muazzam avantajlıyız. Kurların birşey değil de. En büyük problem güven. Güvensizlikten dolayı hiçkimse birbirine borç para vermiyor. Avrupalı Uzakdoğu'ya eskisi kadar rahat akrektif açamıyor. Dolayısıyla lojistik olarak yakın olanlar avantajlı oluyor. Akretifler eskisi gibi bol keseden açılmıyor” dedi.
BEYİN VE KALBİ KORUMAK ÖNEMLİ
Türkiye'de iç pazarın da son bir senedir kötü olduğunu hatırlatan Yüngül, “İç pazar böyle gider. Belki moral olarak biraz daha aşağı gidebilir. İşsizlik sayısı çok artacağından iç pazar biraz düşebilir. Bir maç düşünün. Boks maçı. Kafayı kollayacaksın. Bazı yerlere kola bacağa yumruk alacaksın. En kötüsü kırılır, devam edersin. Ama beyin ve kalp önemli” dedi.