Hazine Müsteşarlığı ve Alman Ekonomi Bakanlığının yürüttüğü Eşleştirme Projesi'nde , "Yıllık 20 milyar dolar tutarında doğrudan yabancı yatırımın Türkiye için gerçekçi bir hedef olduğu" bildirildi.
AB-Türkiye Mali İşbirliği Programı kapsamında, Türk Hazine Müsteşarlığı ile Alman Ekonomi Bakanlığı arasında yürütülen, "Türkiye'deki Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Doğru; Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Reform Programının Değerlendirilmesi" isimli ve AB tarafından finanse edilen Eşleştirme Projesinin, genel değerlendirme nihai raporunun Türkçesi, Hazine'nin internet sitesinde yayınlandı.
Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımların (DYY) arttırılmasına yönelik faaliyetlere etkinlik kazandırılması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarının desteklenmesini amaçlayan projeye ilişkin rapor, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, YOİKK sürecinin günümüze kadarki ilerleyişi veküresel değişim ile iş ve rekabet ortamındaki rekabet bağlamında potansiyel gelişimi açıklanıyor.
İkinci bölümde ise eşleştirme projesi kapsamında gözden geçirilen "Yatırımcı etki analizi, vergilendirme, devlet yardımları, gümrükler ve teknik standartlar, fikri ve sınai mülkiyetin korunması, sektörel lisanslar, çevre koruma kanunu, maden kanunu, şirket kuruluşu, arazi edinimi ve arsa geliştirme, yabancı personel istihdamı, DYY mevzuatı, yatırımların promosyonu, KOBİ'lerin desteklenmesi, yatırımcıların hukuki açıdan korunması, kamu - özel sektör işbirlikleri ve bölgesel iş merkezi olarak Türkiye" başlıklı 17 politikaya ilişkin görüş ve tavsiyeler yer alıyor.
Doğrudan yabancı yatırımın ulusal ekonomik ve sosyal kalkınma açısından öneminin anlaşılmasının, YOİKK'in doğrudan yabancı yatırım ile büyüme ve gelişmekonusunda hayati bir itici güç olarak öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıdabulunduğu belirtilen raporda, YOİKK'nin faaliyetlerinin geliştirilmesi gerektiğivurgulandı.
"REKABET EDEBİLİRLİĞE ODAKLANMA"
Raporda, DYY'leri artırmak için gösterilen çabaların güçlendirilmesi gerektiği ifade edilerek, şöyle denildi:
"Türkiye, uluslararası yatırımın artırılması yönündeki çabasını sürdürmelidir. Yeni ve aday AB katılım ülkelerindeki ilgili yatırım seviyeleri ile boy ölçüşmek için gereken sürdürülebilir seviye hedefi olarak, yılda 20 milyar ABD doları önerilmektedir. Daha yüksek yıllık yatırım akışı seviyesinde, emsal ülkeler ile aradaki açığı daraltmak için daha üretken DYY ve komple yeni yatırımlara ihtiyaç vardır.
Mevcut olumlu ilerleme ivmesinin; güçlenmeye ve devam eden reform çabalarıyla desteklenmeye, iyileştirilmiş yatırım promosyon stratejilerine ve yapılarına ve Türkiye'nin dünya piyasalarındaki rekabet edebilirliğine daha fazla odaklanmaya ihtiyacı vardır. Rekabet edebilirliğin artırılması içindüzenleyici reform programlarına odaklanılmalıdır."
AB ve komşu ülkelerin göreceli DYY performansının, Türkiye'nin hedefleri konusunda bir kılavuz olduğu ifade edilen raporda, bu bakımdan, yıllık 20 milyardolar tutarında bir DYY'nin Türkiye için gerçekçi bir vizyon ve hedef olarak görülebileceği vurgulandı.
Raporda, genişlemenin ve yeni şirketlerin, yeni işlerin, yeni ihracatın ve yeni bölgesel kalkınmanın teşvik edilmesi konularında yatırım ortamına sürekli olarak odaklanılmasının hayati bir önemi bulunduğu belirtildi.
"AB ADAYLIK STATÜSÜ, TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR FIRSAT"
Raporda, DYY'nin, ekonomik ilerleme açısından güçlü bir motor işlevi görebileceğinin altı çizildi.
AB sürecine ilişkin olarak raporda, "Türkiye'nin yeni AB adaylık statüsü Türkiye için yeni bir fırsat doğurmakta ve daha geniş ve daha iyi bir promosyonaihtiyaç gösteren yatırımcılar için bu konuda yeni bir imaj sağlamaktadır.Türkiye'nin yatırım promosyonu stratejisinin, iş dünyasına sağladığı yararlardançok daha fazla söz etmesi ve bunları yeni Yatırım Promosyonu Stratejisi'nin birparçası olarak sunması gerekmektedir" denildi.
"KATMA DEĞER, YENİ İŞ ALANLARI SAĞLAYAN YATIRIMLAR ÇEKİLMELİ"
Türkiye'de yapısal reformlar ve ekonomik ilerlemeden bahsedilirken raporda, geçmiş 5 yılda gerçekleştirilen reformların, iş ve yatırım ortamında önemli değişikliklere neden olduğu ifade edilerek, bu değişikliklerin, ulusal ekonomik büyümeye yansıdığına dikkat çekildi. Raporda, şöyle devam edildi:
"Türkiye'ye gelen DYY, 2002'de 1,1 milyar dolardan 2004'de 2,7 milyar dolara, 2005'te ise 9,7 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye'nin potansiyelinin altında performans gösterdiği görülmektedir. Yatırım oranı halen, Türkiye'nin 'yatırım açığını' AVRO bölgesindeki daha gelişmiş ülkelerle kıyaslaması gerektiğini göstermektedir. 2005 yılındaki 9,7 milyar dolarlık rekor DYYseviyesi dikkate değer bir rakamdır, ancak başka bölge ve ülkelerdeki değerlerile karşılaştırılmalıdır. Bu rakam, aynı yıl merkezi Doğu Avrupa ülkelerininulaştığı DYY'nin yaklaşık yarısıdır. Türkiye'ye gelen DYY diğer ülkelerekıyaslandığında göreceli olarak, daha fazla katma değer yaratan, yeni işalanları, bölgesel yayılma ve ekonomik katkı sağlayan komple yeni yatırımlarşeklinde değil de, diğer DYY ve uluslararası yatırım biçimindedir (gayrimenkuledinimi, özelleştirme, şirket birleşmeleri ve satın almalar)."
Eşleştirme raporunda, Türkiye'nin anlamlı ölçüde çok daha fazla komple yeni yatırımları çekmesi gerektiği belirtildi.