Türkiye'nin önde gelen aracı kuruluşlarından Raymond James, Türkiye'nin yüksek miktarda Doğrudan Yabancı Yatırımı çekme konusunda 2006 yılında gösterdiği performansı, 2007 yılında da sürdürmesini bekliyor.
Raymond James bugün yayınladığı raporunda, 2007 yılı için Doğrudan Yabancı Yatırımı çekme potansiyelini 34 milyar Dolar olarak hesapladıklarını belirtiyor. Raymond James, bu yatırım potansiyelinin 15 milyar Dolar'lık bölümünün daha önce onaylanmış karşılıklı anlaşmalardan kaynaklandığını da ifade ediyor.
Ancak Raymond James, yapılan potansiyel hesabınının, bu miktarda yatırımın Türkiye'ye geleceğini öngördükleri anlamına gelmediğini vurgulayarak, Türkiye'nin 2007 yılında çekeceği doğrudan Yabancı Yatırımı miktarının 2006 yılı rakamlarına yakın, 20 milyar Dolar civarında olacağını düşünüyor.
Raymond James, Türkiye'nin tarihinde ilk kez 2007 yılında cari işlemler açığının yüzde 90'ından fazlasını Doğrudan Yabancı Yatırımları yolu ile finanse etme şansına sahip olduğunu ancak bunun için, Doğrudan Yabancı Yatırımları için politik istikrarınen önemli uzun vadeli kriterlerden biri olduğu unutulmayarak,politik risklerin ne yapıldığının farkına varılarak yönetilmesi gerektiğini belirtiyor.
Raymond James ayrıca, Doğrudan Yabancı Yatırım girişlerinin nominal kurlarda düzeltmeleri engellemediğini ancak para biriminin bu düzeltmeler sonrası daha çabuk toparlanmasına yardımcı olduğunun da altına çiziyor.
Bugünkü raporunda, döviz rezervlerindeki birikime ilişkin değerlendirmelere de yer veren Raymond James, yapılan projeksiyonların2008 yılında rezerv birikiminin önemli oranda azalacağını ortaya koyduğunu belirtiyor. Aslında rezerv birikim ivmesinin yüksek oranda, önceden öngörülmesi zor olan ve yerel şirketlerin net dış borçlanmalarını yansıtan, orta uzun vadeli yatırımlara bağlı olduğunu aktaran Raymond James, projeksiyonlarda, yabancıların orta ve uzun vadeli yatırımlarının önümüzdeki iki yılda 17-18 milyar Dolar civarında olmasını öngördüklerinivurguluyor. Raymond James bütün bu projeksiyonların, 2008 yılında rezerv birikiminde azalmanın artan cari işlemler açığına konusunda endişelere neden olacağını ve bunun mali piyasaların huzurunu kaçıracağını ortaya koyduğunu da kaydediyor.