Yeni haftada piyasaları neler bekliyor?
**Geçen hafta küresel piyasalar karışık bir seyir izledi. ABD piyasalarında ikinci dip korkuları biraz yatışırken, ekonomik toparlanmanın yavaş gitmesi en büyük sorunu oluşturuyor.
**
Avrupa’da ise Euro Bölgesi ekonomilerine ilişkin eskiye göre daha iyimser bir bakış söz konusu. İspanya’da düzenlenen Hazine ihalelerinin olumlu geçmesi ve Yunanistan ekonomisine ilişkin olumlu beklentilerin artması da bu durumu destekledi.
Bu da Euro/dolar paritesini Euro lehine olumlu etkiledi ve Euro/dolar paritesi 1.30’u geçti. Ancak Portekiz ve İrlanda ekonomileri hakkındaki endişeler sürmekte. Basel III adı verilen yeni bankacılık düzenlemeleri ise küresel finans piyasalarını biraz rahatlattı.
Önümüzdeki hafta Fed’in para politikası toplantısı var ancak, bankanın daha fazla parasal gevşemede bulunması için olanakları sınırlı. Japonya yene yaptığı müdahale konusunda eleştirilirken, Çin ekonomisinde büyümenin hala güçlü bir biçimde sürdüğü anlaşılıyor. Altın fiyatları yeni rekor olan ons başına 1280 doların hemen altında petrol varil başına 74.5 dolar civarında seyretmekte.
Referandumdaki sonucun da etkisiyle Türkiye’de piyasalar bu hafta oldukça olumluydu. Gösterge faiz oranları yüzde 8 civarında seyrederken dolar/TL paritesinde yurtdışındaki dalgalanmalara rağmen fazla oynama olmadı, ancak Euro/TL Euro'daki çıkış nedeniyle yükseldi.
Merkez Bankası’nın son teknik faiz indirim kararı ise piyasalarda heyecana yol açmadı. Karar sürpriz olsa bile, bankanın politika faizini ve ileriye yönelik parasal duruşunu değiştirmemesi bunda etkili oldu. Ayrıca, bankanın ilan etmiş olduğu çıkış stratejisine de uygun davrandığı ve borçlanma ile borç verme faizini buna uygun olarak indirdiği görülüyor. Merkez Bankası, borç alma-verme faizinin politika faizine yakın olmasını ve piyasa oyuncularının ellerinde oluşan fazla likiiteyi bankaya plase etmeleri yerine birbirleri arasında kullanmayı teşvik etmeyi istiyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı gibi bundan sonra da çıkış stratejisinin bir sonraki adımı olarak munzam karşılık oranlarını artırması beklenmekte. Politika faizleri konusunda ise uzun süre bir hareket beklememekteyiz.
Ekonomi tarafında ise açıklanan büyüme, bütçe ve istihdam rakamları oldukça olumlu. Türkiye ekonomisinin krizden hızla sıyrıldığı ve bunu büçte dengelerini bozmadan yaptığı görülüyor. İşsizlik rakamlarının büyük ölçüde mevsimsel koşullardan kaynaklansa da hızlı toparlanmanın etkisiyle gerilediği izlenmekte.
Buna karşılık ekonomik büyümeyle birlike cari işlemler açığının da hızla artmakta oluşu dikkat çekmekte. Cari işlemler açığının karşılanmasında ise kısa vadeli para hareketlerinin ve borçlanmanın daha yoğun olarak kullanılması ve doğrudan yatırımların gerilemesi, ilerisi açısından sakıncalı olabilir. Daha açıkçası, cari açığın finansmanının gittikçe sağlıksız bir yapıyla sağlanması şu an için olmasa da, önümüzdeki yıllar için önemli sorunlara yol açabilir.
Bütçe performansı şu ana kadar oldukça başarılı, ancak mali kuralın uygulanmayacağının belli olması seçim yılı olan 2011 açısından bütçe konusunda soru işaretlerinin doğmasına yol açıyor. Bu konuda Başbakan Erdoğan’ın seçim ekonomisi uygulanmayacağı yolundaki son açıklamaları ise bir ölçüde bu konuda tedirginliği azaltmakta.
Önümüzdeki hafta yurtiçinde ekonomiye ilişkin sadece kapasite kullanım verisi açıklanacak. Eylül ayı kapasite kullanım oranı sanayi üretimindeki bundan sonraki eğilimin belli olması açısından önem taşımakta. Burada yaz tatili döneminin de sona ermesiyle geçen yıla göre düzelmenin sürmesi beklense de, bir önceki aya göre artış hızının sınırlı kalacağını tahmin etmekteyiz.
Önümüzdeki hafta kur ve faiz oranlarında önemli bir değişim beklememekteyiz.
Dolar/TL paritesinin Euro/dolardaki değişimlere göre hareket edeceğini ve 1.50 çevresindeki dalgalanmasını sürdüreceğini tahmin ediyoruz.
Euro/TL’de ise Euro'daki çıkışın sürmesi halinde yükselme devam edebilir.
Gösterge tahvil faizinin de yüzde 8 - 8.10 civarındaki salınımına devam etmesini bekliyoruz.
(T-BANK)
Haber Gönder
