Son 10 yılda Türkiye’nin büyükbaş hayvan sayısında yüzde 25 oranında artış yaşanırken, küçükbaş hayvan sayısı da 32 milyonu geçti. 2010 yılından bu yana devlet tarafından verilen sıfır faizli hayvancılık kredileriyle sektörün büyümesine önemli katkı sağlandı. Verilen kredilerle yeni hayvancılık işletmeleri kurulurken, bu işletmeler için yüz binlerce hayvan ithal edildi. Hayvancılığın yanı sıra süt konusunda da önemli gelişmeler kaydeden ve yıllık 15 milyon tonu aşkın çiğ süt üretimiyle dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer alan Türkiye, bugün Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 25 ülkeye süt ve süt ürünleri ihracatı geçekleştiriyor. Gıda sanayi içinde yüzde 15 üretim değerine sahip olan Türkiye’nin süt ve süt ürünleri sektörü, ülke ekonomisine sağladığı katma değer açısından önemli bir konumda bulunuyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, Aralık 2011 tarihi itibarıyla 101 bin girişimci hayvancılığa verilen 5.6 milyar liralık düşük faizli krediyi kullandı. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) alınan rakamlara göre ise, 2008 yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.58 azalarak 10 milyon 946 bin 239'a adede düştü. Büyükbaş hayvanlardan sığır sayısı ise, yüzde 1.60’lık düşüşle 10 milyon 859 bin 942 adede geriledi. 2010 yılından itibaren artarak devam eden desteklerle, 2009’a göre büyükbaş hayvan sayısı yüzde 6, küçükbaş hayvan sayısı ise yüzde 9 arttı. Bu dönemde büyükbaş hayvan sayısı 11 milyona, küçükbaş hayvanlardan koyun sayısı 23 milyona, keçi sayısı da 6 milyona çıktı. 2011 yılında da artışı devam eden büyükbaş hayvan sayısı, yüzde 9’luk artışla 12 milyon 484 bine, koyun sayısı 25 milyon 31 bine, keçi sayısı 7 milyon 277 bine ulaştı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verilerine göre, büyükbaş hayvan sayısı son 10 yılda yüzde 25 artış kaydetti.
2012’de 915.5 bin ton kırmızı et 1.8 milyon ton kanatlı eti üretimi yapıldı
Tarım ve hayvancılık sektörlerinde dünyada önemli bir konumda yer alan Türkiye, et ve süt sektörlerinde ise, dünya pazarlarında önemli bir varlık gösteremiyor. Et ve süt ürünlerinde dış ticareti son derece kısıtlı olan Türkiye’de, maliyet ve fiyatlar dünya ortalamalarının üzerinde seyrediyor. Sektör temsilcilerine göre Türkiye’nin et ve süt ürünlerinde gelişmemesinin altında hayvan hastalıkları, denetim eksikliği, kayıt dışılık, yüksek hammadde ve mamul madde maliyeti, küçük üretim birimleri, teşviklerin küçük birimlere verilmesi, yanlış destekleme politikaları gibi nedenler yatıyor. 2010 yılında 780 bin 718 ton olan Türkiye’nin kırmızı et üretimi 2011’de yüzde 0.5’lik düşüşle 776 bin 915 tona gerilerken, 2012’de yüzde 18’lik artışla 915 bin 845 tona ulaştı. Türkiye, geçen yıl kırmızı et üretiminde olduğu gibi kanatlı eti üretiminde de artış yaşadı. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği’nden (BESD-BİR) alınan verilere göre, Türkiye’de geçen yıl 1 milyon 707 bin tonu piliç eti ve 43 bin tonu da hindi eti olmak üzere toplamda 1 milyon 830 bin tonluk kanatlı eti üretimi gerçekleşti. 2012 yılında yüzde 5.4 oranında büyüme gerçekleşen kanatlı eti sektörü, 326 bin 249 ton ihracata da imza attı. Sektörün 2013 yılında da büyümesini sürdürmesi beklenirken, yapılan tahminlere göre, bu yıl yüzde 5-6 oranında bir artışla 1 milyon 777 bin ton piliç eti, 45 bin 200 ton hindi eti üretimi olmak üzere toplamda 1 milyon 906 bin ton kanatlı eti üretimi gerçekleştirileceği öngörülüyor.
2015’te 170 ton civarında bir et açığının oluşması bekleniyor
Hayvan sayısındaki artışın yanı sıra son dönemde hayvan verimliğinde de önemli gelişmeler yaşanırken, sektör temsilcilerine göre bu artış hala gelişmiş ülkelerinde geride kalıyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği’nden (TZD) alınan verilere göre, Türkiye'deki işletmelerin yüzde 72'sinde 1-4 baş hayvan bulunuyor. 2010 yılı kayıtlarına göre Türkiye’de 1.8 milyon baş sığır kesilirken, ortalama karkas et verimi 217 kg civarında bulunuyor. Karkas verimliliğindeki artışta kültür ırklarının geliştirilmesi önemli bir rol oynarken, bu kültür ırklarının yetiştirildiği 150 bin soy kütüklü işletmede ortalama inek sayısı 11 baş, ortalama sığır sayısı 24 baş civarında bulunuyor. Soy kütüklü işletmelerinde ise 1.7 milyon baş inek, ön soy kütüklü işletmelerde 2 milyon baş inek olmak üzere modern denilebilecek bu işletmelerde toplam 3.7 milyon baş kasaplık sığır bulunuyor. Hayvancılığın geliştirilmesi konusunda son çalışmalar yapılırken, önlem alınmaması durumunda 2015 yılında Türkiye’de 170 bin ton civarında bir et açığının oluşacağı sektör temsilcileri tarafından öngörülüyor.
Tüketimi artırmanın yolu üretimi artırmaktan geçiyor
Türkiye’de hayvancılık ve et sektörünün gelecek yıllarda da önemli sektörlerden biri olmayı sürdürmesi, son yıllardaki hibe ve uygun kredi imkanlarıyla yapılan yatırımların geri dönüşleriyle büyümeye devam etmesi bekleniyor. Sektör temsilcilerine göre, üretimi artırmanın beklenen nihai sonucu tüketimi artırmaktan geçiyor. Ayrıca insanlara daha uygun fiyata et sunulması durumunda da tüketimin artacağı vurgulanıyor. Et Üreticileri Birliği’nden (ETBİR) alınan verilere göre, Türkiye’nin 1990 yılında 12.6 kilogram olan kişi başı yıllık kırmızı et tüketimi 2005 yılında 9.4 kilograma geriledi. 2009-2010 yıllarında bu rakam 7 kilograma kadar düşerken, 2012 yılında kişi başı kırmızı et tüketimi tekrar 12 kilogram seviyesine yükseldi. Ancak bu miktar, Avrupa Birliği ülkelerindeki tüketimin üçte birine denk geliyor. ABD’de yıllık kırmızı et tüketimi kişi başına 60 kilogram iken, Avrupa Birliği ülkelerinde ise yaklaşık 30 kilogram olarak gerçekleşiyor. Avrupa Birliği’nde kırmızı et tüketimi toplam 9.5 milyon ton iken Türkiye’de ise 1.1 milyon ton seviyelerinde bulunuyor. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere sektör, ancak kendi ürettiğini tüketebilecek durumda ve yurtdışı pazarlarda yok. Ancak son yıllarda yapılan yatırımların geri dönüşleriyle uzun vadede sektörün yurtdışına ihracat yapar hale gelebileceğine işaret ediliyor. Son yıllarda Ortadoğu ve Türk cumhuriyetlerinde Türkiye’den gelen et ürünleri güven uyandırırken, küçük miktarlarda da olsa ihracat yapılıyor. Canlı hayvan ve kuzu etine ise Arap ülkelerinden talep geliyor. Arap ülkeleri pazarının büyüyeceği beklentisi içinde olan sektör temsilcilerine göre, Türkiye et ürünleri sektöründe Ar-Ge faaliyetleri yok denecek kadar az.
Süt ürünleri ihracatı son dört yılda yüzde 240 oranında arttı
Yıllık 15 milyon tonu aşkın çiğ süt üretimiyle dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer alan Türkiye, bugün Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 25 ülkeye süt ve süt ürünleri ihracatı geçekleştiriyor. Gıda sanayi içinde yüzde 15 üretim değerine sahip olan Türkiye’nin süt ve süt ürünleri sektörü, ülke ekonomisine sağladığı katma değer açısından önemli bir konumda bulunuyor. Bugün Türkiye’de 4.3 milyon baş civarında olan süt ineğinin 1 milyon 627 bine yakını kültür ırkı ve bunlardan yılda 6 milyon 309 bin ton süt alınıyor. Bunun yanı sıra 1 milyon 787 bin baş melez, 950 bin civarında da yerli ırk süt ineği var. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği’nden (SETBİR) alınan verilere göre, Türkiye'de üretilen sütün yüzde 40'ı herhangi bir işleme tabi tutulmadan çiğ süt olarak tüketiciye ulaştırılırken, geri kalan yüzde 60'lık kısım ise ambalajlı süt olarak satılıyor. Gelişmiş ülkelerde ise üretilen sütün yüzde 0.5 ila 0.6’sı işlem görmeden tüketiciye ulaşırken, yüzde 99.5’i modern işletmelerde işlem gördükten sonra piyasaya sunuluyor. Entegre süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı 2011’de bir önceki yıla göre yüzde 4.8’lık artışla 7 milyon 73 bin 739 tona, 2012 yılında ise 7 milyon 932 bin 485 tona yükseldi. 2011 yılında 1 milyon 164 bin 748 ton olan içme sütü üretimi 2012’de gösterdiği yüzde 7.3’lük artışla 1 milyon 250 bin 168 tona ulaştı. 2010 yılında 13.5 milyon ton olan toplam süt üretimi 2011 yılında 15 milyon tona ulaşırken, 2012 yılı üretim değerleri henüz açıklanmamış olmasına rağmen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tahminlerine göre 16.5 milyon ton olması bekleniyor.
TÜİK’in 2013 yılı şubat ayı süt ve süt ürünleri üretim istatistiklerine göre, ticari süt işletmelerince şubat ayında 620 bin 701 ton inek sütü toplanırken, toplanan inek sütü miktarı şubat ayında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 1.7 oranında azaldı. Şubat ayında ticari süt işletmeleri tarafından içme sütü üretimi yüzde 2.6’lık artışla 113 bin 448 ton oldu. Aynı dönemde süt ürünlerinde gözle görülür artışlar yaşandı. Şubat ayında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 3’lük artış kaydeden inek peyniri üretimi 46 bin tona yükselirken, koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri üretimi gerçekleştirdiği yüzde 78.8’lik artışla 726 tona ulaştı. Yoğurt ve ayran üretiminde artışlar meydana geldi. Yoğurt üretimi 80 bin 426 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1.9’luk artış gösterirken, ayran üretimi de 38 bin 833 ton ile yüzde 10.2 oranında büyüdü. Bu dönemde diğer süt ürünlerinden kaymak üretimi 2 bin 422 ton, koyulaştırılmış (konsantre) süt üretimi 353 ton, tam yağlı, yarım yağlı süt tozu ve kaymak tozu üretimi 3 bin 329 ton, yağsız süt tozu üretimi 2 bin 759 ton ve tereyağı üretimi de 3 bin 562 ton olarak gerçekleşti. 2008 yılından 2011 yılına kadar süt ürünleri ihracatını yüzde 240 artarken, özellikle peynir ve dondurma ihracatı öne çıktı. 2012 yılında miktar, ihracat ve ithalatını artıran süt ve süt ürünleri sektörünün ihracatı 2011’e göre yüzde 2.7, ithalatı ise yüzde 9.6 yükseldi.
Yem fiyatları hayvancılığın kanayan yarası
Hayvancılıkta en önemli girdi kalemini yem oluştururken, temel sorun ise yem açığının kapatılamaması. Hayvanların önemli gıda maddelerinden samanın kilo fiyatı bu yıl yüzde 400 oranında artış kaydetti. Bir süt ineğinin günlük ortalama yem maliyetinin 10 TL civarında olduğuna işaret eden sektör temsilcilerine göre, bu miktar ayda 45 lira, kesim dönemi olan 10'uncu aya kadar da 450 lira olarak hesaplanıyor. Ancak geçen yıl besicinin saman ihtiyacı için hayvan başına yaptığı masraf 100 lira civarındayken, ortalama 4 bin liraya satılan bir hayvan için yapılan 450 liralık saman harcaması yüzde 8'lik ek bir maliyete denk geliyor. Samanın yanın sıra yoncanın fiyatında da artışlar yaşandı. Geçen yıl 35-40 kuruş olan yoncanın kilogram fiyatı bu yıl yüzde 100’e yakın bir zamla 65-70 kuruşa çıktı. TZD’den alınan verilere göre, Türkiye'de 12 milyon tonu çayır mera, 18.3 milyon tonu yem bitkileri ekilişleri, 13.3 milyon tonu silaj yapımı, 5 milyon tonu bahçe içi otlak, 10 milyon tonu da sap, saman, anız artıkları olmak üzere 58.6 milyon ton kaba yem üretiliyor. Ülkenin yıllık 57 milyon ton kaba yem ihtiyacı dikkate alındığında, kaba yem açığı yokmuş gibi göründüğüne işaret eden sektör temsilcilerine göre, sap, saman, anız artıkları ile bahçe içi otlaklarının kaliteli kaba yem olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında yem açığının 13 ila 14 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.