İsrail ve İran arasında 13 Haziran'da başlayan gerilimin, küresel piyasalarda risk algısını artırırken, bölgeden gelen haberler endişelere neden oldu.
İsrail ve ABD'nin İran'ın temel altyapısına yönelik saldırıları ve Tahran'ın misilleme niteliğindeki yanıtları enerji piyasalarını sarstı. İran'ın petrol altyapısına yönelik saldırılar küresel petrol arzının aksamasına neden olurken, Hürmüz Boğazı'nın kapanabileceğine dair iddialar da petrol fiyatlarında sert hareketlerin görülmesini sağladı.
Basra Körfezi'nin ağzında yer alan dar su yolu Hürmüz Boğazı, Orta Doğu'daki petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretiminin Umman Denizi ve Hint Okyanusu üzerinden dünya pazarlarına taşınmasını sağlıyor.
Analistler, boğazın kapanması durumunda Brent petrol fiyatının 110-130 dolara kadar çıkabileceği öngörüyor. Öte yandan boğazın kapanması durumunda bölgesel çatışmanın küresel boyuta yayılmasından endişe eden analistler, bu durumun gerçekleşmesi durumunda fiyat tahmini yapmanın zor olduğunu söyledi.
Boğaz'ın tamamen kapanması durumunda küresel gayri safi yurtiçi hasıla da (GSYH) yaklaşık yüzde 0,8 oranında küçülme yaşanacağı tahmin ediliyor.
Söz konusu jeopolitik riskler yalnızca enerji fiyatlarını değil, aynı zamanda deniz taşımacılığını da doğrudan etkiledi. Hürmüz Boğazı çevresinde artan askeri ve siyasi gerilim, sigorta primlerini ve navlun ücretlerini yükseltirken, bu da uluslararası ticarette ek maliyetler doğuruyor.
Bölgede yaşanan jeopolitik gerilimler ABD başta olmak üzere tüm ülkelere ek maliyetler çıkartıyor. 37 trilyon dolar borcunun yanında, enflasyonist baskıların devam etmesi ve Çin başta olmak üzere ülkelerle yaşanan ticari gerilimlerin yanına İsrail-İran kaynaklı ekonomik etkiler de eklenince bunun ABD ekonomisi için daha olumsuz boyutlara ulaşma riski öne çıkıyor.
ABD'nin korumacı ticaret tutumu için attığı tarife adımları ve Orta Doğu'da artan gerilimle yükselen enerji fiyatları enflasyon ve resesyon endişelerini tekrardan canlandırdı.
Analistler, ABD için bu savaşa girmenin ekonomik durgunluk ve küresel itibarın zayıflaması anlamına gelebileceğini söyledi.
Petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artış tüketici enflasyonunu yüzde 0,5 oranında artırabileceği öngörülürken, İsrail-İran gerginliği nedeniyle Brent petrolün varil fiyatının varil başına 110-130 dolara ulaşması durumunda ABD'deki enflasyonun yüzde 5,5'e sıçrayabileceği tahmin ediliyor.
Bu durumun ABD Merkez Bankasını (Fed) faiz oranlarını artırmaya zorlayabileceği ve kırılgan ekonomik toparlanmayı rayından çıkarabileceği öngörülüyor.
Analistler, ABD'nin korumacı ticaret tutumu için attığı tarife adımlarının hala ekonomilerin odağında olduğunu belirterek, Orta Doğu'da artan gerilimle yükselen enerji fiyatlarının enflasyon ve resesyon endişelerini canlandırdığını söyledi.
Öte yandan gerginliğin İsrail'e ekonomik etkilerine bakıldığında, ülke ekonomisini çökertebilecek yıkıcı mali ve ekonomik maliyetlerle karşı karşıya bulunuyor.
İsrail'in İran ile geriliminin ülkeye günlük yaklaşık 200 milyon dolara mal olduğu tahmin ediliyor. İran-İsrail geriliminin devam etmesi ABD, İsrail ve dünya ekonomileri için bir tehdit niteliği taşıyor. Petrol şokları, artan enflasyon ve tedarik zincirindeki aksamalar bunların sadece bir kısmı.
Analistler, İsrail'in İran'la geriliminin Gazze'yle yapılan çatışmalarından çok daha maliyetli olduğunu belirtti. En pahalı mali yükün tek başına İran füzelerinin engelleyen sistemler olduğu belirtiliyor.
İran'ın fırlattığı füzelere yanıt olarak, İsrail tarafından her birinin müdahale maliyeti 700 bin ila 4 milyon dolar arasında değişen David's Sling ve Arrow 3 gibi sistemler defalarca devreye sokuldu. Operasyonlarda iki tarafın daha da agresifleşmesi maliyetlerin daha da artmasına neden oluyor.
İsrail F-35'lerinin İran'daki hedefleri vurmak için 1000 milden fazla mesafeye konuşlandırılması, JDAM ve MK84 gibi taarruz mühimmatlarının fiyatına ek olarak, jet başına saatte yaklaşık 10 bin dolara mal olduğu tahmin ediliyor.
Gerginliğin 1 ay kadar sürmesi durumunda ise bunun İsrail'e maliyetinin 12 milyar dolar olması öngörülüyor.
İsrail'de, füze saldırılarından kaynaklanan yeniden inşa maliyetlerinin 400 milyon doları aşacağı tahmin ediliyor. (AA)
İki ülke arasındaki çatışmaların maliyetinin, Gazze'deki çatışmalara kıyasla çok daha yüksek olduğu belirtildi.
Okuyucu Yorumları 0 yorum