Deloitte’un global araştırması sonucunda yayınlanan raporuna göre, Türkiye’de tüketicilerin elektrikli araçlara ilgisi yüksek olmasına rağmen yüzde56’sı bir elektrikli araç satın alacakları zaman en fazla benzinli otomobil ile eşit miktarda ücret ödeyeceklerini belirtiyor.
İstanbul; 20 Ekim 2011 - Deloitte tarafından yayınlanan “Elektrikli araçlarla ilgili gerçekler ve tüketici beklentileri” başlıklı rapor, Türkiye’de ve tüm dünyada tüketicilerin, elektrikli araçların şarj süresinin kısaltılması, sürüş menzilinin uzatılması ve fiyatlarının düşürülmesine yönelik beklentileri olduğunu ortaya koydu. Rapor ayrıca Türkiye’deki tüketicilerin yarısından fazlasının elektrikli araca ancak benzinli otomobiller kadar para ödeyebileceğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre çalışmaya katılanların yüzde85’inden fazlası, elektrikli araç satın alırken veya kiralarken, sürüş menzili, şarj kolaylığı ve şarj maliyet özelliklerinin tümünün “son derece önemli” ya da “önemli” olduğu görüşünde.
Kuzey, Orta ve Güney Amerika, Asya ve Avrupa’daki 17 ülkede 13 binden fazla tüketicinin görüşlerini içeren araştırmanın sonuçlarına göre, mevcut elektrikli araçlar sürüş menzili, şarj kolaylığı ve şarj maliyeti gibi faktörler açısından potansiyel tüketici beklentilerini karşılamıyor. Hükümet politikalarında bir yenilik, teşvikler veya petrol fiyatlarında önemli bir artış olmadığı sürece elektrikli araçların yaygın şekilde benimsenmesine 10 yıl uzağız.
Türk tüketicisinin elektrikli araca bakışı
Raporda, Türkiye’deki katılımcıların yüzde56’sı, bir elektrikli araç satın alırken, en fazla benzinli otomobil ile eşit miktarda ücret ödeyebileceklerini belirtirken, yüzde14’ünün 2000 dolar, yüzde10’unun ise 1000 dolar daha fazla ödeme yapabileceği görülüyor. Ayrıca, Türk katılımcıların yüzde94’ünün elektrikli araca maksimum 30 bin dolar ücret ödeyecekleri belirtiliyor.
Herkes hazırda bekliyor
Rapora göre dünya genelinde tüketicilerin büyük bölümü elektrikli araca sahip olma konusunda ilk adımı atacaklarını ya da en azından elektrikli araç satın alma veya kiralama konusunda istekli olduklarını belirtiyor. Raporda, Türkiye’de ilk adımı atacakların oranı yüzde40 iken almaya isteklilerin oranının ise yüzde50 olduğu kaydediliyor.