FİNANS

Otomotiv sektörü rekora koşuyor

Euro bölgesindeki borç krizinin etkileri otomotiv sektöründe de ağırlığını hissettiriyor. Avrupa otomotiv pazarında satışlar düşerken, Türkiye otomotiv pazarı yeni tarihi rekoruna doğru koşuyor.

Otomotiv sektörü rekora koşuyor

Türkiye Otomotiv pazarında 2011 yılı Ocak-Kasım döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 oranında artarak 735 bin 33 adet olarak gerçekleşti. 2010 yılında tüm zamanların satış rekoru 793 bin adet rakamın bu yıl geçilmesi kesinleşti.

Türkiye otomotiv sektöründeki yükselişe rağmen, borç krizi ile boğuşan Avrupa ülkelerinin otomotiv sektörü ise düşüş gösteriyor. Avrupa Birliği'nin 27 ülkesi ile Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi ülkelerinde (AB27 EFTA) otomobil satışları bu yılın ocak-ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,9 daralarak 11 milyon 505 bin adete geriledi.

Türkiye otomotiv sektörüne ilişkin soruları yanıtlayan Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Hayri Erce, Avrupa otomotiv pazarının, Avrupa'nın yaşadığı borç krizinden dolayı bir türlü toparlanma eğilimine giremediğini kaydetti.

Özellikle Avrupa ülkelerinin “kemer sıkma” politikasını 2012 yılı için de devam ettireceklerini belirten Erce, “İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerde ciddi bir daralma olacak. Batı Avrupa'da otomobil satışlarında yüzde 1 civarında, üretimlerinde de yüzde 3 civarında bir küçülme olacak gibi gözüküyor” dedi.
Erce, Türkiye'de tablonun oldukça farklı olduğuna işaret ederek, Türkiye otomotiv pazarının bu yılın ilk yarısında hızlı bir büyüme süreci yaşadığını, haziran ayında yapılan genel seçimlerin etkisi ile Türkiye'de talebin bir miktar öne çekildiğini ve otomobil satışlarındaki büyümenin yüksek olduğunu anlattı.

Otomotiv satışlarındaki talebin öne çekilmesiyle birlikte, üçüncü çeyrekten itibaren otomobil satışlarında bir miktar daralma olduğunu anımsatan Erce, “Bu yıl kasım ayında da pazar yüzde 14 gibi daraldı. Ama ona rağmen senenin geneline baktığımız zaman yaklaşık yüzde 20'ler civarında bir büyüme söz konusu ki, dünyanın bu kadar ciddi problem yaşadığı, ABD'de çok düşük büyümelerin kaydedildiği, Avrupa'da ciddi borç krizinin yaşandığı bir süreçte Türkiye otomotiv pazarının yüzde 20'ler seviyesinde artmış olması bence çok sevindirici. Avrupa'daki toparlanamama süreci önümüzdeki yılda devam edecek. 2012 yılı ile ilgili olarak Avrupa otomotiv pazarında bir daralmanın söz konusu olacağı gözüküyor” diye konuştu.

Türkiye'ye duyulan güven pazarı olumlu etkiliyor
Hayri Erce, Türkiye otomotiv pazarındaki bu büyümenin nedenlerinin, Türkiye'de güven ortamının devam etmesi ve Merkez Bankası'nın politikaları olduğunu dile getirerek, “Buna ek olarak düşük faiz ortamının devam ediyor olması en önemli faktör. Türkiye biliyorsunuz uzun yıllar yüksek faiz oranları ile yaşadı ve geçtiğimiz iki üç yıl içinde de ciddi bir faiz düşüş süreci içine girmiş bulunuyoruz. O düşük faiz süreci hala devam ediyor. Araçların fiyatları sadece aracın kendi fiyatından oluşmuyor, bu bir paket aracın fiyatı artı finansman imkanı, bunun topyekun maliyeti ve fiyatı müşteri için önemli. Bu düşük faiz ortamı da tüketici için son derece uygun bir ortam yaratıyor” dedi.

Avrupa'daki bu krizin 2012 yılında da devam edeceğine işaret eden Erce, bu durumun ister istemez Türkiye'yi de bir miktar olumsuz etkileyeceğini, bu ülkelerin Türkiye'nin ihracat pazarını oluşturduğunu dile getirdi.

Erce, “Ama bu Türkiye'de büyük bir kriz olacak anlamına gelmiyor. Ama bir miktar büyüme hızımız düşebilir. Türkiye otomotiv pazarına etkisi bir miktar olumsuz olabilir. Bu yıl yaklaşık 900 bin adetler civarında kapatacağız pazarı. 2012 yılında ise yüzde 10 civarında küçülme süreci yaşanabilir” diye konuştu.
Türkiye'nin bu yılı Avrupa otomobil pazarında 6. sırada kapatacağına işaret eden Erce, hafif ticari araçta ise Türkiye'nin durumunun daha iyi olduğunu, Avrupa pazarı sıralamasında yılı 2. veya 3. sırada bitirebileceğini söyledi.

Erce, Türkiye'nin otomotiv satışlarında, Avrupa pazarında çok önemli bir ölçeğe geldiğini belirterek, Türkiye'nin artık, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya ile birlikte en büyük 6 pazarın içinde yer aldığını kaydetti.

Genç nüfusu potansiyel yaratıyor
Türkiye'nin genç nüfusunun yarattığı bir potansiyel olduğuna dikkati çeken Erce, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim için önemli olan bu potansiyelin hayata geçirilmiş olması. Türkiye iç pazarı ne kadar büyük ölçeklere gelirse, Türkiye'de yapılacak olan uluslararası firmaların yapacağı yatırımlar artacaktır. Türkiye Bir cazibe merkezi haline gelecektir. Yerli sermayenin Türkiye'de yapacağı yatırımlar artacaktır. İç pazarınız ne kadar kuvvetli olursa, bu ilgi de artacaktır ve küresel oyuncu olması ihtimali de Türkiye'nin hızla artacaktır.

Dünyada 6 tane ülke küresel oyuncu olabilmiş, küresel markalar yaratabilmiş durumda. Bunlar, Japonya, Amerika, Güney Kore, Fransa, İtalya, Almanya. Bu ülkelerin iç pazarları ciddi bir ölçeğe geldikten sonra iç pazardan da aldıkları kuvvetle küresel oyuncu olmayı başarabilmiş ülkeler. Şu anda 900 binleri konuşuyoruz, bizim pazarımız 1,5-2 milyon adetlere ulaşabilir. Bunlar hayal değil hızlı olabilecek şeyler. Gerçekten iç dinamizmi ve genç nüfusu olan bir toplumuz. O zaman da Türkiye'ye olacak yatırımların da boyutu değişecek, ilgisi de artacaktır. Türkiye'ye gelecek olan direkt yatırım sermayesi artacaktır. İç pazarı destekleyecek her türlü politikanın da yaratılması gerekiyor.”

Aybar: Temmuz'dan beri artış trendi yavaşladı
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ise, Avrupa'daki olumsuz koşulların Türkiye'de de, Avrupa kadar olmamakla birlikte etkisini gösterdiğini, pazarın, bu yılın ilk 6 ayında, geçen yıla göre yüzde 50 üzerinde seyrederken temmuz ayından itibaren artış trendinin düşmeye başladığını kaydetti.

Aybar, sektörde kredili çözümlerin önem taşımasından dolayı faizlerin yükselmesinin bu düşüşte önemli rol oynadığına işarete ederek, avronun Türk Lirası karşısındaki yüzde 20 civarında değer kazanmasının getirdiği zorunlu fiyat artışlarının, bu düşüşün diğer bir sebebi olduğunu belirtti.

İbrahim Aybar, “Türkiye'nin dinamik bir ülke olması, genç bir nüfusa sahip olması ve bir süredir yakaladığı istikrarı Avrupa'da yaşanan krizden daha az etkilenmemizin nedenleri olarak sayabiliriz. Önümüzdeki yıl ülkemiz, Avrupa kadar olmasa da makroekonomik dengelerin değişiminden etkilenecektir. Ancak Avrupa pazarında Türkiye'nin yükselişini sürdüreceğini düşünüyoruz” dedi.

ÖTV artışının etkilerinin, faizlerin yükselmesi nedeniyle eskisi kadar cazip alım ve kredileme koşullarının bulunmamasıyla birleşerek 2012 yılında daralma nedenlerinden biri olacağını dile getiren Aybar, 2012 yılında pazarın bu yıla göre yüzde 10 düşeceği ve 2010 yılı ayarında bir pazar olacağını sözlerine ekledi.

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler