Aralıkta piyasaları neler bekliyor?
GDK Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, "Ankara'nın Planı" başlıklı haftalık strateji raporunda piyalasar için Aralık ayı öngörülerini paylaştı. Borsa, dolar, faiz ne olacak sorularının yanıtı bu raporda.
Kasım ayı sert satıcılı geçti
"Sert satıcılı geçen bir Kasım ayını tamamlayıp Aralık ayına yelken açtık. Kasım başında 115.000 puana dayanan BIST 103.500 seviyesine çekilirken dört hafta önce 180.000 puanda seyreden BIST Banka endeksi 150.000 puana geriledi. Döviz ve buna bağlı olarak TL bazında altın yüzde dört değer kazanırken tahvil piyasasında çok daha volatil bir fiyatlama yaşandı. 10 yıl vadeli devlet tahvil faizi önceki hafta yüzde 13,22 seviyesini görüp hızla yüzde 12,12'ye 2 yıllık tahvil yüzde 14,34 faiz oranını görüp yüzde 13,50'ye çekildi. Başka bir deyişle borsada kasım ayının en düşüğü olan 101.500 puanda alım yapan şanslı bir yatırımcı yüzde iki getiri sağlarken büyük ödül 10 yıl vadeli tahvili faiz en yukarı seviyedeyken yakalayanın oldu. Yedi işlem gününde 10 yıl vadeli devlet tahviline faiz yüzde 13,2 olduğunda para yatıran bir tasarruf sahibi 100,000 TL'sini 106.000 TL'ye çıkardı. Hal böyle olunca da tahvil cephesindeki fırsat hızla gerçekleşip hızla da ortadan kalkmış oldu.
Performans, soruların yanıtına bağlı
Bence yılı üç ayrı bölüme ayırmak daha doğru. İlk 4-5 ay, son 2-3 ay ve bu iki bölümün arasında kalan geçiş perdesi. Olağan şartlarda 2018 yılının ilk bölümünde gerek Türk Lirasını gerek bankalar liderliğinde borsayı iyi performans göstermeye aday buluyorum. Ancak bu performansın boyutuna senaryo yazmak için siyasi arenaya yönelik bazı soruların yanıtlarına ve belirli aralıklarla bu yanıtları güncellemeye ihtiyacımız var. Bu sorular; 1- Dış politik ilişkiler, 2- OHAL, 3- Erken seçim
Dış politik iklim
Görece en öngörülebilir taraf dış politika. Ankara bir denge politikası hedefliyor. En azından görünen gelecekte tamamen batıdan kopmak gibi bir amaç olduğunu düşünmüyorum. Benzer bir tercih batı için de geçerli. Kötü ilişkiler içinde oldukları bir komşu yerine düşman halini alan bir Türkiye'yi onlar da tercih etmeyeceklerdir. Bu bakıma en azından 2018 ilk yarısı boyunca gerek Avrupa gerek yeni yılın başında Zarrab konusu gündemden düştükten sonra ABD ile durağan bir ilişki biçimini muhtemel buluyorum.
Dava, sert rüzgarlar estirecek sonuç doğurmaz
2019 seçimleri yaklaşırken batı kampı ile yeni gerilimler yaşanabilir mi ? Pekala mümkün. Ancak bu risk kısa vadeli fiyatlamaların konusu değil. Sıkça sorular geliyor. ABD'deki dava süreci şöyle bir şeye neden olursa ne olur böyle bir şey çıkarsa nasıl etkiler diye. Fikrimi paylaşayım. ABD'de süren dava sürecinin Türkiye ekonomisi üzerinde sert rüzgarlar estirecek sonuçlar doğurmasını beklemiyorum. Düşük desibelli sonuçların ise yeterince fiyatlandığını ve bozulmaya değil beklenen kötü haber geldi refleksi ile rahatlamaya neden olacağını düşünüyorum.
OHAL kalkacak mı?
Geçen haftaya kadar OHAL'in Nisan ortası (belki de Ocak) sona ereceği görüşündeydim. Şimdi kestiremiyorum. Ankara'nın önceliği ekonominin ivme yakalaması ve 2019 seçimlerine güçlü bir şekilde girmek. Bu öncelik kuşkusuz varlığını koruyor. OHAL'in yılın ilk bölümünde sona erdirilmesi hem ekonomik alanda güçlü bir motivasyon sağlar hem de Avrupa ile ilişkilerde hükümetin elini kuvvetlendirir. Öte yandan ABD'ye yönelik yeniden perçinlenen güven kaybı ve defansı sağlam tutma refleksi bana OHAL'in 2018 yılının ilk bölümünde sona ermesinin kolay olmadığını düşündürüyor. Sonuç derseniz top ortada. Kararsız kaldım.