Geçtiğimiz günlerde Togg T10X modelinin teslimine başlanmıştı. Cumhuriyetin 100'üncü yılına özel üretilen 2 bin 23 adet aracın da satışı NFT üzerinden 29 Ekim'de yapılması planlandı. Türkiye'de belirli aşama kaydedildikten sonra 2024 sonu, 2025 başında yurt dışına açılması hedeflenen Togg, Avrupa pazarında yerini almak istiyor.
Bursa Gemlik'te bulunan tesislerde basın mensuplarını ağırlayan Togg Ceo'su Mehmet Gürcan Karakaş ve ekibi fabrikadaki üretimi yerinde gösterdi. Robotlarla birleştirilen gövde, Avrupa'nın en temiz boyahanesinde boyandıktan sonra en detayına kadar kontrolleri yapılarak sahiplerine teslim ediliyor.
TOGG GEMLİK TESİSİ KAPILARINI BASINA AÇTI
“KAPASİTEYİ 175 BİN ADETE ÇIKARTACAĞIZ”
Togg Ceo'su Mehmet Gürcan Karakaş, İHA muhabirinin sorularını
yanıtladı. Karakaş, tesisin kurulu kapasitesi yılda 100 bin araç üretecek
düzeyde olduğunu belirterek, “Sedan coupeden sonra gelecek araçlardan sonra biz
bunu 175 bin adete çıkartacağız. 100 bin adet demek, alt yapıda 3 dakikada bir
araç üretecek şekilde ekipmanlarımızı kurguladık. Yeni başlayan bir şirkette
sıfırdan yüze çıkılamaz. Bu sürecin olgunlaşması gerekiyor. Biz şu an yolun
ortasındayız diyebiliriz. Biz şu an günde 80 araç üretirken, her türlü kalite
süreçlerini iki defa yapıyoruz. Diğer taraftan ekibimize yeni kazandırdığımız
arkadaşlarımızın da eğitim süreciyle beraber bu süreç hızlanacak. Haftaya
sorarsanız bu rakam daha da yükselecektir. Bizim tam kapasiteye ulaşmamız
temmuz sonunu bulacaktır” şeklinde konuştu.
BATARYANIN HER TÜRLÜ TESTLERİ YAPILDI
Akıllı cihazın en değerli parçalarından bir tanesinin
batarya olduğunun altını çizen Karakaş, “En değerli parçalardan bir tanesi
bataryadır. Hem maddi hem teknolojik açıdan bataryalar önemlidir. Önümüzdeki
dönemlerde enerjiyi depolayabilmek çok değerli olacaktır. Eski ligdeki içten
yanmalı motor ve şanzıman neyse yeni nesil araçlarda da teknolojinin
gelişmesiyle batarya, bataryanın etrafında akıllı cihazların içerisindeki
yazılımlar ve güç elektroniği çok önemlidir. Batarya özelinde lityum teknolojiyi
kullanıyoruz. Bunun içerisinde nikel, mangan, kobalt oranı 811 olan karışımı
kullanıyoruz. Bu da birim hacme, en fazla menzili sığdırabilen bir
teknolojidir. Biz bu teknolojiyi kullanırken, bizimle beraber yolunda başından
beri bu teknolojiyi, hücreyi geliştirecek. Bundan sonra modülü üretecek ve
bundan paketi bizimle beraber üretecek iş ortağı aradık. Bu Farasis'le beraber
gerçekleştireceğimize karar verdik ve biz 2021'in sonunda yüzde 50 ortaklı bir
şirket kurduk.
Biz onlarla beraber, her ayın 24 ve 25'inde burada hummalı
bir çalışma vardı. İlk inşaata başlama törenini yaptık ve 2024'ün sonunda da
Togg'un bitişiğindeki arazide Siro'nun yeni imalat fabrikası da hayat geçmiş
olacak. Lityum bataryalar içerisinde hücrelerde ve modüllerde ısının
dengelenmesi için iki önemli şey var. Birincisi soğutma ve ısıtma
sistemleridir. Diğeri de yazılım teknolojisinin sizde olması gerekiyor.
Dolayısıyla bizim akıllı cihazımızın bataryalarında bunların teknolojisine
vakıfız ve bunları yönlendirip, şekillendirebiliyoruz. Zaten şu ana kadar
yaptığımız testlerde de soğuk ve sıcak havalarda testlerini yaparak buralara
geldik” dedi.
YENİ RENKLER TASARLANIYOR
Türkiye'nin güzelliklerinden ilham alarak renklerin
tasarlandığını ve yeni renklerin de geliştirildiğini anlatan Karakaş,
“Renklerimizin her şeyden önce formülü bize aittir. Bu renklerin
hazırlanışından birkaç yoldan hareketle yola çıktı ve isimlendirirken de
ülkemizi nasıl temsil ederek düşüncesiyle bu adlar verildi. Her şeyden önce
dünyada belirli renklerin daha fazla tercih edildiğini ve hatta belli renklerin
belli maksatla kullanıldığını görüyoruz. Biz ilk yola çıkarken, lacivertin ve
turkuazın tonlarını içeren Gemlik tonu ile başladık. Daha sonra Anadolu ateşi,
bayrağımızın rengi kırmızı ile devam ettik. Yeni renk çalışmaları var. Her
modeline bir lansman rengi üzerinde çalışıyoruz. Onlarla beraber en az bir
muhtemel iki rengimiz daha gelecek. Onların çalışmalarını tamamladıktan sonra
açıklanacaktır. Bunun hazırlanış süreci bir boya formülü oluşturmak değil.
Nihayetinde boyama sürecinde plastik, metal aksamların belli bir süre güneşte
kaldıktan sonra, soğuğu ve ısıyı yaşadıktan sonra birbirileriyle uyumlu olması
gerekiyor. O çalışmaları da iş ortaklarımızla yapıyoruz. Bu süreç bazen 8 ay,
bazen 12 ay sürüyor” ifadelerini kullandı.
“AVRUPA'NIN EN TEMİZİ”
Ceo Gürcan Karakaş sözlerine şöyle devam etti: “Gövde
biriminden otomatik olarak buraya transfer olan gövdeler, önce 17 tane havuza
girip çıkıyorlar. Oradan fırınlardan geçtikten sonra boya kabinlerine geliyor.
Bu boya kabinlerinin içinde kaliteyi arttırmak hem de eşit şekilde dağılması
için hem de kullanımının optimizasyonu için robotları tercih ediyoruz. Burada
gördüğünüz tesis dünyanın en modern tesislerinden bir tanesidir. Avrupa'nın en
temiz tesisi diye rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Buradan çıkabilecek olan çevreye
bir ihtimal zarar verebilecek olan her şeyi ölçebiliyoruz. Biz bunları 800
derecede yakarak öyle dışarıya bırakıyoruz. Uçucu tabir edilen maddeleri
Türkiye normlarının 9'da biri Avrupa standartları normlarının 7'de biri olacak
şekilde burayı tasarladık ve çalıştırıyoruz. Burası gerçekten Avrupa'nın en
temiz tesisi”