Geçen haftanın son iki günü yaşanan sert düşüş sonrası,bir anda umulmayan fiyatlardan hisse alanlar oldu.Pazartesi sabahına da,AB liderlerinin 1 Trilyon Avro seviyelerini bulabilecek bir kurtarma fonu açıklamaları,haftaya Cuma kapanışa göre %10'ların üstünde yükeliş ile başlayıp,dün seans içinde %10-20 arası boyutlara ulaştı.
Böyle seansların devamında piyasa aynı hızla yükselişini yapamazsa(ki genelde yapamaz),düşük maliyetlilerin,çok kısa zamanda elde ettikleri karlarını korumak için satış yaptıkları görülür.Bu durum bir-iki gün içinde durulur ve piyasalar kendi yönünü belirler.
Eğer yanılmıyorsam,Dax grafiklerine göre,6.100'lere doğru bir yükseliş yaşanabilir.Böyle bir hareket,İMKB'ye de yansır.
Birkaç hafta evvel yazdığım gibi,üç aylık bilançolar sonrasında,piyasalar biraz durgunlaşır.Bilançolardan maliyeye peşin vergiler ödendiği için ve üç aylık bilançolar da,bağımsız deneticilere gösterilmek zorunda olmadığı için,şirketler imkanları dahilinde üç aylık bilanço karlarını mümkün olduğunca düşük göstermeyi tercih edebilirler.Bu nedenle de, üç aylık bilançosuna göre,ekstra talep yaratacak hisseler pek gözükmez.Altıncı ay bilançoları yaklaşırken,yeniden bilanço beklenti hareketleri başlar.Şuandaki durgunluğun bir sebebi de budur.Bu durumu birçok kez dile getirdim.
Lakin,önümüzdeki günlerde Mali Kural'ın tam uygulamaya girmesi ile,Türkiye'nin yeni not arttırımlarına tabi olabileceğini düşünüyorum.Bundan sonraki olası not arttırımları,bizim için çok önemli.Çünkü,ülke yatırım yapılabilir ülkeler grubuna dahil olacak.Bu durumda,şuana kadr Türkiye'ye girmemiş olan fonların ülkeye gelme ihtimali olacak.
''Yazılar''bölümündeki yazılarımda,bir senedir,belki de birçok yorumcudan evvel sebeplerini izah ederek Türkiye'nin çok ciddi bir büyüme trendin girmesini beklediğimi ve bu büyüme trendinin de,uzun süreli olacağını belirtmiştim.Gelişmeler bu yönde oluyor.Aynı zamanda bu düşünce ünlü yabancı iktisatçı ve stratijistler tarafından da dile getirilmeye başlandı.Bu konudaki ısrarım sürüyor.
Aydın Eroğlu