FİNANS

IMF İLE STAND-BY YAPILMAYACAK,PEKİ YANSIMALARI NE OLACAK?

IMF ANLAŞMASI OLMAYACAK DİYE İHRACATÇILAR SEVİNSİN Mİ?
Hemen söyliyeyim ki,böyle düşünen varsa erken sevinmesin!

Çok ilginç bir ülkeyiz.Açıklamaları görünce,bu düşünceler gerçek mi,yoksa laf olsun diye mi insanlar konuşuyor,hatta yoksa bu açıklamaları yapanlar,tesadüfen mi bulundukları konumlara gelmişler bir türlü anlayamıyorum!İMF anlaşması olmasın,olursa kurlar düşer diye birçok ihracatçı ve özellikle tekstilci görüş bildiriyordu.Peki şimdi anlaşmanın olmayacağı açıklandı.Yani şimdi kur korkusu bitmeli mi?Hızlı bir büyüme içine girersek,ihracatın ithalatı karşılama oranı azalmasa bile,ben de dahil,uluslar arası birçok odağın hızlı bir büyüme beklediği Türkiye'ye,doğrudan yatırım için giren sermaye artışları ciddi boyuta ulaşırsa ne olur?Yine kurlar artık düşmez denebilir mi?

Bakın kurları bu kadar basit bir ilişkiye bağlayanlara,başka bir ufuk sorusu sorayım;şuan Türkiye'nin ithalatının 1/4 ten fazlası enerji ithalatı(petrol ve doğalgaz) için harcanıyor.Bir buna yakını da aramal için yapılıyor.Günlüğü 1 milyon tl(tl olarak hatırlıyorum,dolarsa daha ilginc.!)gider yaratan dünyanın en büyük petrol arama şirketlerinden Brezilya'lı Petrobras'ın en büyük petrol-gaz arama platformu şuan Karadeniz'de.Yılda sadece 365 milyon tl.basit platform harcamaları yapacak olan bu çaptaki bir firma sizce Karadeniz'e macera için mi gelmiştir?Tabii bu sadece isim verdiğim bir örnek.Diğer bütün dünya şirketleri şuan Türkiye'de petrol ve doğalgaz aramaları için gelmiş ve anlaşmalarını yapmış bulunuyorlar.Peki ya yavaş yavaş enerji ithalatçısı bir ülke konumundan,enerjisini kendisi üreten konumuna gelmeye başlarsak ne olur?Sizce kurlara etkisi olur mu?Kaldı ki,son yıllarda rüzgar enerjisi,hidroelektrik,güneş enerjisi alanlarında da çok ciddi yatırımlar başladı ve lisanslar veriliyor.

İthalattaki en büyük dilimlerden biri olan aramal ithalatı yerine,bu aramal ihtiyacını Türkiye'de üretmeye sevk edecek faiz ve teşvikler devreye girse,(kaldı ki bu kesinlikle çözümü ve çaresi bulunması gereken bir durumdur)ne olacak bu dövizin hali denmez mi?:)Neyse şimdilik bu konuyu daha uzatmayalım.Ama bilelim ki,EKONOMİSİ POZİTİF BÜYÜYEN ÜLKENİN PARASI DEĞERLENİR!Bu nedenle,kur rejimine kafa yormamız gerektiği kanaatindeyim!

STAND-BY OLMAYACAK OLMASI EKONOMİYİ SARSAR MI?

Türkiye bu finansal dünya krizini en derin zamanında bile IMF'siz geçmişken,şuanda ekonomiler ve dünya ticareti toparlanmak üzereyken,stand-by yapılmadı diye,ekonomide hiçbir kontrol edilemeyecek ciddi sorun yaşanmaz!

Görüyorsunuz ki;dün Stand-by olmayacak diye bilinmesine ragmen Hazine'nin eurobond ihracına yabancılardan 5 katı talep gelmiştir.Hem de son yıllardaki en uygun faiz oranlarıyla.ABD 10 yıllıkları ile aramızda sadece 2 puan fark kalmıştır!

Görüldüğü gibi,bu kadar düşük bir MB faizine ragmen kur artışları da yaşanmamaktadır.

Bankalarımızın sermaye yeterlilik rasyosu %8 olması gerekirken,bu oran kriz esnasında%12'ye yükseltilmesine rağmen,şuan %20'lerdedir.Yani bankalarımız hala dünyaya örnektir!

Hane halkı borç yükü,AB ortalamsında %50'nin üstünde iken,bu oran Türkiye'de %12'dir.AB ile kıyasladığımızda,korkuldugu gibi bir borç yükü yoktur.Ekonomik ve ticari toparlanma başladıgına,bu durumun talebe etkisi Türkiye'nin avantajı olacaktır.Tabii büyüme beklentileri de olumlu etkilenecektir.

Gelişmiş ülkeler dahil,birçok ülkenin kamu borcu %100'lerin bile çok üstündeyken,bu oran Türkiye'de %50'nin altındadır.Demek ki,kamunun ekonomiyi canlandırmak için ek borçlanmaya gitmesi,hiçbir rasyoyu sarsmaz ve riske sokmaz.

Özel sektöre,kendi borçlanma tahvilleri ile piyasalara girme imkanı verilmiş olması,bir süre sonra bankaların kredi faizlerini aşagı yönlü baskı altına almaya başlayacaktır.Bankalar kredi verebilmek için,rekabetçi faiz uygulamak zorunda kalacaklardır.Buna örnek,TAV Holding'in borçlanma tahvillerine ihtiyacın çok üstüne talep gelmesini gösterebiliriz.Bu durum elindeki büyük kredi kullanıcıları pazarını kaçırmamak için bankaları faiz konusunda yükselten değil,düşüren konumuna sokabilir!

Türkiye en küçük komşusu ile bile(Ermeniztan hariç!) biraç milyar dolara varan ticaret hacmine çıkmış durumdadır.

İstanbul dünya gayrimenkul yatırımcılarının gelişme potansiyeli olan bölgeler sıralamasında 1.sıradadır!

Enerji ve dagıtım lisanslarının özelleştirilmesinden 10 milyar doların üstünde kaynak yaratılacaktır.

Hazinenin borçlanma faizi 2002'de %66,bugün ise bunun onda biridir!

IMF'in 4. madde denetimi ise,Kredi Derecelendirme Kurumlarının inceleyip de,not arttırımları yapmaları sonucunu doğuran kriterlerdir!Demek ki,oradan da bir sorun olmayacaktır!

Hükümetin Mali Kuralı IMF anlaşması olmamasına ragmen uygulamaya koyması,ülkeye olan güveni daha da arttırabileceği gibi,yatırım yapılabilir ülkeler seviyesine çıkartılan not arttırımları,bu kuralın ilanından sonra gelebilir!

Önemli olan Dünyanın ikinci bir krize yakalanmadan,toparlanmaya başlamasıdır.Bu sağlanırsa,
anlattığım ve bir kısmını da yazamadığım sebeplerden ötürü,Türkiye'nin büyüme hızı beklentilerin üstünde olacaktır.

PEKİİİ FAİZLER YÜKSELECEK Mİ?
Belki şuan için enflasyon nedeniyle faiz arttırımı gerekiyor gibi gözükmektedir.Ama bence bu ihtimal de,önümüzdeki dönemde olursa da,100 baz puandan fazla olmayacaktır.Sonrasında,faizlerin yine düşük olmasını bekliyorum.

Anlayamadığım bir diğer husus da,gelişmiş ülke olma yolunda olup da,faizlerimizin gelişmiş ülkeler konumunda olması gerektiğini ne zaman kabulleneceğimiz?Kimse bana Türkiye'nin borç rasyoları demesin,çünkü yukarıda bazılarını belirttim,Türkiye emsallerinden kötü durumda değil!

Hatta bilakis,geçmiş yazılarımın bir çoğunda da belirttiğim gibi,özellikle düşük faiz politikasının,üretimin maliyetine katkısı nedeniyle enflasyonu düşüren bir etkisi olacağı,faiz rantı için gelmiş olan sıcak para fonlarının,faizlerde cazibe kalmayınca ters çıkış davranışları sayesinde de kurlara ihracatçı lehine etki yapacağını düşünüyorum.

YA İMKB'YE ETKİSİ NE OLACAK?
Tüm bu anlattıklarımdan sonra,borsaya fazla bir söyleyecek şey kalmadı bence!İMF ile stand-by anlaşması yapılmaması nedeniyle,borsada korkulan hiçbir negatif etki beklemiyorum!Bu düşüncemi,IMF açıklamaları sonrasında,aynı gün ''günlük beklenti''yazılarımda da yazmıştım.

Borsada tamamen teknik sebeplerle realizeler olursa olacak.Tabii eğer bir de dünya yeniden krize girerse!Bunun dışında İMF şuan borsa için en etkisiz eleman konumunda diye düşünüyorum.

12 Mart 2010

Saygılarımla

Aydın Eroğlu

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler