FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dolar 2.5 TL olursa ne olur?

Merkez Bankası'nın dolara müdahalesine yönelik tartışmalara Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu'da katıldı.

Dolar 2.5 TL olursa ne olur?

Orakçıoğlu, "Merkez aceleci davranarak piyasalara bir sonraki adım için sinyal veriyor. Merkez daha rahat davranmalı" dedi.

Avrupa'dan gelen olumsuz haberlerle doların 1.90'ın üzerine çıkarak tarihi rekoru kırması ile Merkez'in bir anda döviz satım ihalelerinde 50-350 milyon dolar bandını aşarak bir anda 1 milyar dolara çıkarması doların ateşini bir miktar düşürse de yükselişler Merkez'i aynı büyüklükte 2 ihale ve doğrudan müdaheleye zorladı.

Agresif sayılabilecek müdahalelere rağmen doların 1.70-1.85 bandında kalamaması ise Merkez'in döviz piyasası üzerindeki etkisini de yeniden tartışmaya açtı.

Dalgalı kur modelini benimseyen bir ekonomide Merkez Bankası'nın döviz piyasası üzerinde bu denli etkili olması bir kısım piyasa oyuncularının tepkisini çekerken diğer oyuncular ise Merkez'i müdahalelerinde haklı buluyor.

"DOLAR 2.5 LİRA OLSA NE OLUR?"
Merkez'in sık sık yükselişe geçen dolara müdahalesini, "Dolar 2.5 lira olsa ne olur? Nasılsa tavan yapıp geri dönecek. Merkez'in rahat olması gerekiyor" diyerek eleştiren Orka Group Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Merkez'in bu tür spekülatif yükselişlerde çok aceleci davrandığını söyledi.

Orakçıoğlu, Gazeteport'a yaptığı açıklamada, Merkez'in panik halinde verdiği tepkilerle bir sonraki adımı için piyasalara sinyal verdiğini belirterek şunları söyledi:"
Merkez Bankası'nın kurla ilgili izlediği belli bir politika ve belirlediği bir bant var. Doların 1.85'in üzerine geldiğinde ve sepet 2.12'yi hemen müdahale ediyor.Bence Merkez Bankası'nın biraz daha rahat olması lazım. Dolar 2.5 lira olsa ne olur? Tekrar geriye gelir. Bu kadar aceleci davranmaya gerek yok. Merkez Bankası bu müdahalelerle bir sonraki adım için piyasalara sinyaller veriyor. Piyasalarda, 'yükseldi yükselecek, müdahale geldi, düşecek' beklentisi yaratıyor.Müdahalelere rağmen piyasa yeniden istediği yere geliyor. Tekrar bir müdahale geliyor."

"ÇIKMAK İSTEYEN PAHALI ÇIKSIN"
Türkiye'den çıkmak isteyen yabancı yatırımcının önünü kesmenin doğru olmadığının altını çizen Süleyman Orakçıoğlu, "Türkiye'den çıkmak isteyen pahalı çıksınlar. Bu işin bir bedelini ödesinler. Türkiye'de kendi dinamiklerini diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda bir çok konuda çok daha iyi. Aslında hiç telaşa ve kaygıya gerek yok.sorun döviz artışı ise bunu 3-4 kez yaşadık, gördük Önce tavan yapıyor, sonra olması gereken noktaya geri geliyor. Çünkü uygulanan ekonomi politikalar istikrarı destekliyor. Anlık tepkilerle yaşanan yükselişler bir süre sonra geri geliyor." şeklinde konuştu.

"MERKEZ ELİNİ GÖSTERMEDEN OYNAMALI "
Faiz lobisinin Merkez Bankası'nı sıkıştırmaya yönelik operasyonunun devam ettiğine dikkat çeken Süleyman Orakçıoğlu, konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu.
"Merkez Bankası'na faiz artışı yönünde bir sıkıştırma operasyonu yapılıyor. Faiz lobisi bunu istiyor çünkü.Merkez'in faiz artışına ne zaman gideceği ile ilgili bir öngörüm olmasa da baskılara ne kadar dayanabilir bilmiyorum.Merkez, yaptığı ataklarla sürekli spekülatif hareketlere karşı 'Piyasanın en büyük oyuncusu benim' diyor. Aslında elinde faiz dışında daha kullanmadığı kozlar var. Munzam karşılıklar gibi.Onlarla farklı bir şeyler yapabilir. Bankaların biraz elini rahatlatabilir. Bunları kullanabilir. Önemli olan spekülatif hareketler yapanlara 'Ben sizden daha büyüğüm' derken elini göstermeden, sinyal vermeden yapması. Bana göre Merkez'in oyunu elini gösterek oynuyor".

"PİYASALAR ŞAŞKIN VE KARARSIZ"
Küresel ekonomideki sıkıntılarla birlikte Avrupa'da yaşanan krizin piyasalar üzerindeki belirsizliği artırdığını ve kurlardaki aşırı hareketliliği tetiklediğini vurgulayan Orakçıoğlu, piyasalardaki kararsızlığın boyutunu ise şu sözlerle dile getiriyor."Kurlarda aşağı ya da yukarı kimse ne olacağını bilmiyor. Bu da piyasalardaki endişeleri körüklüyor. Piyasalar hassas olduğu için anlık tepkiler veriyor."

"ZAM OLMAZSA BÜTÇE AÇIK VERECEK"
Açıklamasında doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlarına da değinen Orakçıoğlu, enerjinin ithale dayanması ve dövize endeksli olması nedeniyle zamların makul karşılanması gerektiğini kaydetti.

Orakçıoğlu,"Zam yapmadığınızda bunu bütçeden fonlamanız lazım.Bu da bütçenin açık vermesi demek. Bu dönemlerde böyle bir lüksümüz olduğunu düşünmüyorum açıkcası. Ve belli bir ölçüde bunun sübvanse edildiğini düşünüyorum. Oranlar yüzde 30' larda isezamlar yüzde 20'lerde kaldı" şeklinde konuştu.

"ZAMLARI YANSITMAKTA ZORLANACAĞIZ"
"Maliyetleri doğrudan etkileyecek zamları fiyatlara birebir yansıtmakta zorlanacağız ve diğer sektörler gibi perakende ve hazır giyim sektörü de bu zamlardan etkilenecek" diyerek sözlerini sürdüren Orakçıoğlu, "Fiyatlara elbette yansıyacak. Öncelikle dünyada hammadde fiyatlarında ciddi bir artış var. Enerji fiyatları arttı, arkasından kurdaki artışlar. Firmalarımız yüzde 30-40'lık maliyet artışlarına rağmen yüzde 10-15 civarında bunu yansıtabilecekler . İş dünyasının sadece olumsuzlukları değil, istikrarı destekleyen bir uygulamaları hayata geçirmeleri gerekiyor. Bu dönemde kriz yönetimine şirketler için hayati önem taşıyor" şeklinde konuştu.

"2012 İÇİN TEMKİNLİYİZ"
Sanayicinin 2012 yılı için daha temkinli davrandığını ve bunun büyüme rakamı hedeflerine de yansıdığını yorumunu yapan Süleyman Orakçıoğlu, şöyle konuştu:" Türkiye'nin 2012 büyüme tahmini yüzde 4. Ben bu rakamın yüzde 5-6 olacağını düşünüyorum çünkü Türkiye'de girişimcilik ruhu başka bir boyuta geldi.Firmalarımız, markalarımız, işadamlarımız girişimcilerimiz yeni bir arayış içinde.Türkiye olarak en büyük avantajımız bu.Türk işadamı Avrupa'da durgunluk varsa Afrika'ya yöneliyor. Ortadoğu'da varsa diğer pazarlara yöneliyor. Rusya ya da Uzakdoğu'ya yöneliyor.Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak iş dünyası için birtakım handikaplar var ama bunun yanında da Türk iş dünyasının genel profiline baktığınız zaman rekabetçilik adına çok büyük bir gelişim gösterdiğini kabul etmek lazım. Dünya pazarlarını yakından takip eden ve bilen bir Türkiye var artık. İhracatçı şirketlerin kadrolarında ciddi bir profesyonelleşme var. en önemlisi yorgun bir Avrupa'nın karşısında dinamik bir Türkiye var. Tamam, kriz var ama dinamik bir Türkiye'nin avantajlı daçok yüksek. Türkiye içinde dünyada çok önemli fırsatlar olduğunu düşünüyorum."

"2010'DA YÜZDE 54 BÜYÜDÜK"
2010 yılında krizin etkileri devam ederken yüzde 54 oranında büyüdüklerini, 2011 sonu için büyüme beklentilerinin yüzde 40, 2012 yılı için ise yüzde 30 olduğunu ifade eden Orakçıoğlu, "Düşüş gösterse de büyüme performansımızı sürdüreceğimizi düşünüyoruz. Orka Group olarak 2001 krizinde de krizin en başarılı şirketi seçilmiştik. 2010 yılında da bunu tekrarladık. Bunda yönetim kabiliyeti, fırsatları kulllanma ve piyasa değişkenlerini takip etme konusundaki başarısımız etkili oldu" dedi.(GAZETEPORT)

Express


En Çok Aranan Haberler