FİNANS

Çin'de 14 yılın en düşük büyüme hızı

2013'de Çin ekonomisi 14 yılın en düşük büyüme hızını tutturdu. Çin yönetimi ise ekonomiyi tüketime dayalı büyümeye geçirmeye yönelik adımlar atıyor. Şanghay'daki serbest ticaret bölgesi reformlar için bir laboratuvar niteliğinde.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin'de büyüme hızı, 2013 yılında, son 14 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yüzde 7,7 oranında arttı. Bu 1999 yılından bu yana Çin'in kaydettiği en düşük büyüme hızı.

Buna karşılık büyüme hızı 2012 yılıyla aynı düzeyde kaldı ve hükümetin yüzde 7,5 olan tahminini biraz aştı.

Rakamlar Çin'de bir yandan ekonomiyi yeni dengeler üzerine oturtmaya çalışan Çinli yöneticilerin, yüksek büyüme hızının devamını nasıl sağlayacakları konusunda düşünmeye zorluyor.

Daha da yavaşlayabilir mi?

Çin yatırıma dayalı büyüme modelinden iç tüketime dayalı ekonomiye geçmeyi hedefleyen adımlar atarken, bir çok ekonomist büyüme hızının daha da yavaşlayabileceğini düşünüyor.

Bir önceki çeyrekte yüzde 7,8 olan büyüme hızı Ekim-Aralık arasında yüzde 7,7'ye geriledi.

Şanghay'daki Şenyin & Wanguo menkul kıymetler şirketinden ekonomist Li Huiyong, "Rakamlar Çin ekonomisinin 2013'ün üçüncü çeyreğinde dibe vurduğunu, sonra yıl sonuna doğru istikrar kazandığını gösteriyor" diyor ve sürdürüyor:

"Ekonomiyi yönetenler istikrarlı ekonomik büyümeye yönelik reformları sürdürmekte kararlı göründüğüne göre, bu eğilimin 2014'te de devam edeceğini düşünüyoruz. Ekonominin borç sorunlarından kaynaklı riskleri de göz önüne alarak 2012 için Gayri Safı Yurtiçi Hasıla büyüme hızının yüzde 7,5 olacağını tahmin ediyoruz."

Borç kaygıları

Çin'de son yıllarda büyümenin dinamiğini devlet yatırımlarının öncülük ettiği bir canlanma oluşturuyordu.

Çin bankaları, özellikle de dört büyük devlet bankası, küresel krizi izleyen yıllarda büyüme hızını yüksek tutabilmek amacıyla rekor miktarlarda kredi dağıttı.

Ne var ki, bu paraların bir kısmının üretken olmayan yatırımlara gittiği ve bankaların belki de bu kredileri hiç bir zaman geri alamayacağı yolunda endişeler var.

Batak, yani geri ödenmeyecek alacakların oranının yükselmesi halinde yalnızca bankacılık sektörünün değil tüm ekonomik büyümenin etkileneceğinden korkuluyor.

Bir başka kaygı ise bankalar dışındaki "gölge bankacılık" diye tabir edilen kredi kuruluşlarının yaygınlaşması.

Bazı iktisatçılar gölge bankacılığın kredilerin denetimini daha zorlaştıracağını ve Çin'in ekonomik büyümesi için büyük bir risk teşkil ettiğini söylüyorlar.

Bu ayın başlarında medyada yer alan bir çok haber Çin yönetiminin gölge bankacılığı gözlemlemek ve kontrol etmeye yönelik düzenlemeler planladığına işaret ediyor.

Ayrıca bankaların şeffaflığı artırmak amacıyla bilanço dışı varlıklarını da içeren 12 önemli göstergeye dair bilgileri yayımlamaları istendi.

Ama bir çok yorumcu da borçlanmadaki artışı dizginlemeye yönelik önlemlerin Çin'in ekonomik büyümesi üzerinde olumsuz etki yapacağını düşünüyorlar.

Şanghay deneyi

Çinli yöneticiler buna karşılık büyümeyi desteklemesi umuduyla bir dizi adım attı.

Bunlar arasında Şanghay'da serbest ticaret bölgesi açılması da var. Bu şu ana kadar ekonominin sıkı bir şekilde denetlenen finans ve telekom gibi sektörlerinde düşünülen reformların sınanması olarak da görülüyor.

Bu ayın başlarında Çin, Şanghay'daki serbest ticaret bölgesinde, çağrı merkezleri ve evlere internet hizmetleri gibi bazı telekom hizmetlerini yabancı firmalara açacağını açıkladı.

Serbest bölgede piyasa tarafından belirlenen faiz oranları gibi bazı diğer uygulamalar da denenecek.

Çin'de bankacılığı düzenleyen komisyon bu ayın başlarında Şanghay'daki serbest ticaret bölgesinde uygulamaya konan bankacılık reformunu destekleyecek yeni kararlar açıklanacağını bildirdi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler