Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirve Toplantısı için gittiği iki günlük Bosna Hersek ziyaretinden Salı günü dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçaktaki gazetecilere konuştu. Yeni parti kurmak için çalışmalarını yürüten Ali Babacan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'yla ilgili "Bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok" dedi. Babacan'a parti kurmak için geç kalmaması önerisi yaptığını söyledi:
"Ben Ali Bey'in kendisine de söyledim. 'Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz' dedim. 'Fazla da geç kalmayın' dedim. Bir an önce kursun ki daha seçime dört sene var."
Hürriyet'in haberine göre Erdoğan, 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçimi öncesinde Ali Babacan'la yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı:
"Benimle randevu talebi neticesinde bir görüşmesi oldu. 'Nedir aidiyet duygularınızı kaybetme gerekçeleriniz?' deyince 'Ülkedeki ekonomik durumlar' gibi şeyler söyledi. Tabii kendisiyle birçok şey konuştuk. Birçok insanla görüştüklerini, çeşitli görüşmelerle bazı adımlar attıklarını anlattı. Ben kendisine 'parti mi kuracaksınız?' dedim. 'Şu anda düşünmüyoruz ama bir platform olarak çalışıyoruz' dedi. Dedim ki 'bak Ali Bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiniz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz."
Erdoğan, Ali Babacan'la faiz konusunda anlaşamadıklarını söyledi. Gezi olayları için de 'arkadaşlarımızın duruşları ciddi sıkıntılar oluşturdu' dedi:
"Bizim dava arkadaşlığımızda bir şey var. Dava terk edilmez. Burada sonuna kadar hizmet söz konusudur. Ali Bey, AK Parti içinde belki de Türkiye'de en genç yaşta bakanlık görevlerine gelen birisidir. Ondan sonraki her dönemde de kendisini bakan yaptık... Faiz konusunda hiçbir zaman anlaşamadık kendisiyle. Çünkü faizin bizden ne denli götürüsü olduğunu hep kendilerine söylemişimdir.
"Uyulduğu zaman enflasyon nerelere kadar inmiştir. 4.6'ya kadar faiz düştü. Hatırlayın ondan sonra bize hemen ciddi darbe olayı yapıldı. Bir anda Taksim Gezi olaylarını yaşadık ve faizde, enflasyonda çift haneli rakamlara çıkmış olduk. Burada arkadaşlarımızın duruşları ciddi sıkıntılar oluşturdu. Dolayısıyla da ilanihaye bu insanlar burada kalacak diye bir şey yok."
Erdoğan, isim vermeden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için "Aynı şekilde Başbakanlık koltuğuna gelip oturan arkadaşlarımızın nereden nereye nasıl geldikleri malum. Cumhurbaşkanlığı makamına gelip oturanların nereden nereye nasıl geldikleri malum. Bütün bunlarla beraber, yola çıkarken her şey iyi, güzel ama Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldıktan sonra mensubu olduğu partisine üye dahi olmamıştır." dedi.
Abdullah Gül, 2007 yılında TBMM tarafından 7 yıllığına cumhurbaşkanı seçildikten sonra, aynı yıl, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişikliği yürürlüğe girdi.
2012'de, o dönem Başbakan olan Erdoğan'ın partisi AKP'nin oylarıyla, TBMM'de "Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğu ve ikinci kez aday olamayacağı" şeklindeki düzenleme kabul edildi. Gül'ün döneminde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan Ahmet Sever, bir gazeteye verdiği röportajda "Yeniden aday olmasını engellemeye yönelik bir yasak konulması kendisini gerçekten çok üzdü ve kırdı" demişti.
Ardından Anayasa Mahkemesi, Gül'ün ikinci kez aday olabileceğini hükme bağladı. Ancak Gül, 2014 seçimlerinde aday olan Erdoğan'a rakip olmadı. Görev süresi bittikten sonra da eski partisi AKP'de yeni bir görev almadı.
Erdoğan, gazetecilerin 'bu isimlere kırgın mısınız?' sorusu üzerine "Bu soru sorulur mu Allah aşkına… Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak?" yanıtını verdi ve kırgınlığın yeni olmadığını söyledi:
"Bu tür yaklaşımların olmasıyla başlayan bir süreç. Ama biz baldıran zehrini içerek hep sabrettik ve aleyhte herhangi bir şey konuşmadık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bakın şu son belediye başkanlığı seçiminde İstanbul'da olanlar çıkıp da Binali Bey'le ilgili bir tane olumlu ifade kullanmadılar. Siz nefsinizle bir muhasebe yapın. Bu kim? Benim arkadaşım. Bununla ilgili bir ufak ifade kullanmayayım mı? Daha önce yine mesela referandumda bakıyorsunuz hayır oyu kullandılar. Ama biz bir şey konuştuk mu? Konuşmadık. Herkesin yaptığı yanına."
31 Mart yerel seçimleri öncesi TBMM Başkanı olan, Binali Yıldırım, İstanbul belediye başkan adaylığı için bu görevden ayrılmıştı.
Erdoğan, Yıldırım için de "Benim bir dava ve yol arkadaşım olarak bu denli yetişmiş, kaliteli bir arkadaşımızı tabii ki kenarda bırakmak gibi bir şey düşünülemez." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'yı Cumartesi gecesi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alan Erdoğan, TCMB başkanlarının 'daha önce istediği gibi adım attığını, kimsenin bir şey soramadığını' söyledi ve "Bir yere katlanılabilirdi, çekilmez oldu" dedi:
"Merkez Bankası ile ilgili attığımız adım, yeni yönetim sisteminin cumhurbaşkanına vermiş olduğu bir yetkinin neticesidir. Çünkü Merkez Bankası Başkanı daha önce layüseldi, hiçbir şey soramazsınız, istediği gibi adım atar.
"Şimdi burada da yapı içerisinde Sayın Başkan'ın kendine has birçok tasarrufu olmuştur ve bu tasarruflar neticesinde de maalesef ağır bedeller ödendi. Bu artık bir yere kadar katlanılabilirdi, çekilmez oldu ve ondan sonra da bunu başta Hazine ve Maliye Bakanım olmak üzere arkadaşlarımızla değerlendirmemizi yaptık ve bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra da burada bir değişikliğe gitmenin faydalı olacağına inandık."
Erdoğan, daha önce Para Politikası Kurulu toplandığı zaman "Acaba buradan bu defa ne çıkacak?" diye kaygılandıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı'na göre, Çetinkaya "piyasalara güven vermedi, piyasalarla iletişiminin iyi değildi."
31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran'da İstanbul'da yenilenen seçim sonrası tartışma konusu olan, yaklaşık bir yıldır yürürlükte olan cumhurbaşkanlığı sistemi için de Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile birlikte değerlendirileceğini söyledi:
"Yeni yönetim sistemiyle ilgili çeşitli bilgilerin, yaptığımız istişarelerde ortaya çıkacak düşüncelerin analizini yapmak suretiyle böyle bir şey varsa biz de ileri süreriz. En azından Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Sayın Bahçeli ile bir değerlendirme yaparız. Diğerleri aynı şekilde böyle bir değerlendirmeye girerler mi girmezler mi bilemiyorum. Buna göre de adımlar atabiliriz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'dan satın alınan ve ilk partinin bu ay içerisinde Türkiye'ye gelmesi beklenen S-400 füze savunma sistemi için de "Ortak üretime de inşallah geçeceğiz. Herhangi bir sıkıntı yok. Şu anda da S-400 konusunu Sayın Putin ile her görüştüğümüzde 'başından itibaren nasıl anlaştıysak öyle devam edecektir' demiştir." açıklaması yaptı.