Yılın ilk üç ayında euro bölgesinde ekonominin sıfır büyümesi, yeniden krize girileceği kaygılarını dindirdi.
Ekonominin beklenenden daha yüksek performans göstermesi, büyük oranda Almanya ekonomisinin yüzde 0.5 büyümüş olmasına bağlı.
2011 yılının son çeyreğinde, euro bölgesinin yüzde 0.3 oranında küçülmesi , birçok uzmanın daha fazla daralma yaşanacağı tahminlerini beraberinde getirmişti.
Fransa ekonomisi yılın ilk üç ayında büyümezken, İtalya ekonomisi yüzde 0.8 oranında küçüldü.
2011 yılının ilk üç ayı ile karşılaştırıldığında, Almanya ekonomisi yüzde 1.7 oranında büyüdü.
Alman istatistik kurumu Destatis, büyümeyi, ihracatın ve yurt içi tüketimin artmış olmasına bağlıyor.
Ekonominin yeniden büyümeye başlamış olması, birçok uzmanın söylediğinin aksine, Almanya’nın çift dipli resesyona girmediğini gösteriyor.
Commerzbank’tan Joerg Kraemer “Bu çok güçlü bir geri dönüş. Dördüncü çeyrekteki düşüş, krizin başlangıcı değil, sadece ekonominin inişe geçtiğini gösteriyordu” diyor.
Kraemer, Almanya’nın euro bölgesindeki diğer ülkelere nazaran daha iyi performans gösterdiğini ancak bunun aynı hızda devam etmeyeceğini söylüyor.
Almanya’nın tersine, Fransa’daki büyüme istatistikleri uzmanların beklentisi yönündeydi.
Geçen senenin son çeyreğindeki büyüme oranı yüzde 0.2 oranından yüzde 0.1’e çekildi.
Natixis Portföy Yönetimi’nden Philippe Waechter, bunun bir sürpriz olmadığını düşünüyor.
Waechter, "Tüketim oldukça zayıftı ve hiç yatırım yapılmamıştı” diyor.
Fransa GSYIH istatistikleri, ekonomik büyümeye ağırlık vereceğini söyleyen yeni Fransa cumhurbaşkanı François Hollande’ın görevi resmen devraldığı güne denk geldi.
Hollande, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaptığı kampanya boyunca, kemer sıkma politikalarının yanısıra ekonomiyi canlandıracak önlemler alacağını söylemişti.
Almanya başbakanı Angela Merkel ile bugün yapacağı görüşmede bu konu da gündeme gelecek.
Hollande hükümetlerin borçlarını azaltması için ekonomik büyümenin kemer sıkma önlemlerinden daha çok işe yarayacağını düşünüyor.
Bu öneri kemer sıkma önlemlerine tepkinin giderek yükseldiği euro bölgesi ülkelerinde daha fazla tartışılmaya başlandı.