Üst mahkeme hakimleri, Amalya Kearse, Jose Cabranes ve Joseph Bianco, telekonferans aracılığıyla düzenlenen duruşmada tarafları dinledi ve çeşitli sorular yöneltti.
Toplam 46 dakika süren duruşmada, Halkbank’ı Williams & Connolly LLP hukuk firması avukatlarından Simon A. Latcovich, iddia makamını da New York Güney Bölgesi Başsavcı Yardımcısı Sidhardha Kamaraju temsil etti.
Mahkeme heyeti ilk sözü Halkbank’ın avukatı Latcovich’e verdi. Avukat Latcovich, şimdiye kadar ABD tarihinde hiçbir ülkenin ‘Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’ nedeniyle bir ceza mahkemesinde yargılanmadığını söyledi. Halkbank’ın avukatı savcılığın iddia ettiği gibi bu yasanın sadece sivil hukukla ilgili yargılamalarla sınırlı olmadığını, ceza mahkemelerinin de bu kapsamda olduğunu geçmişteki bazı davalardan örnekler vererek savundu.
Avukat Latcovich, bir kamu kuruluşu olan Halkbank’ın ABD’de yargılanamayacağını iddia ederek, ABD yargısının bankayı yargılama yetkisi olmadığını ve bankanın burada yargılanmasının Türkiye’yi yargılamakla eş anlamlı olduğunu, geçmişte buna benzer davalarda alınan bazı kararları da Anayasa Mahkemesi’nin bozduğunu vurguladı.
Avukat Latovich, mahkeme salonlarının bir savaş meydanı olmadığını, ülkelerle ilgili siyasi ve ekonomik cezaların bu mahkeme salonlarında verilmemesi gerektiğini savundu.
“Mahalledeki şekerci dükkanı bile hükümet adına vergi tahsil edebilir”
Halkbank’ın avukatı Latovich mahkeme heyetinin çeşitli sorularını da yanıtladı. Mahkeme Heyeti Başkanı Jose Cabranes, Avukat Latovich’e, ‘‘Halkbank’ın ticari işler yapan bir kuruluş olduğu doğru mudur?’’ dedi, ayrıca bir kamu kuruluşuysa ticari faaliyetlerine ek olarak Türkiye’de ne tür çalışmalar yaptığını sordu. Avukat Latovich bu soruyu,” Evet ticari bir kuruluş. Türk vatandaşları Halkbank aracılığıyla tahakkuk eden vergilerini ödeyebiliyor” diye yanıtladı. Hakim Cabranes, “Her mahalledeki şekerci dükkanı bile hükümet adına vergi toplayabilir. Bunu herkes yapabilir. Vergi topluyor diye şekerci dükkanı yargı dokunulmazlığına sahip olabilir mi?’’ sorusu ile yanıt verdi.
Hakim, Avukat Latovich’e ayrıca devlet kuruluşu olarak ABD’de yargılanamayacağını iddia ettikleri Halkbank çalışanlarının devlet memuru olup olmadıklarını ve diplomatik bir dokunulmazlıktan yararlanıp yararlanmadıklarını sordu. Latovich, bu soruyu da “Devlet memuru değiller ve dokunulmazlıkları da yok” şeklinde yanıtladı.
Savcılık adına duruşmada söz verilen Sidhardha Kamaraju, Halkbank’ın Amerikan finans sistemini kullanarak bir milyar dolar tutarında kara para akladığını, bu suçun ABD mahkemelerinin yargılama yetkisi içinde olduğunu, Halkbank’ın ‘Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’ kapsamında olmadığını iddia etti.
Savcı Kamaraju, Halkbank’ın avukatlarının kapsamında olduklarını belirttikleri yasanın yalnızca hukuk davaları için geçerli olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti Savcı Kamaraju’ya da şimdiye kadar geçen yargı sürecinde Halkbank çalışanlarının bu yasa kapsamında diplomatik dokunulmazlıkları olup olmadığını sordu. Savcı Kamararaju bu soruya, Halkbank’ın uluslararası bankacılıktan sorumlu başkan yardımcısının da federal mahkemede yargılandıktan sonra hüküm giydiğini, ayrıca hazırladıkları iddianamede Halkbank’ta çalışan yöneticilerin de suçlandıklarını hatırlatarak, “Bu kişilerin diplomatik dokunulmazlıkları yoktu. Burada yargılanmalarına engel bir durum yoktu” yanıtını verdi.
Mahkeme heyeti Savcı Kamaraju’ya, Türkiye’nin daha önce Halkbank çalışanlarının ABD’de yargılanamayacakları konusunda müdahil olup olmadıklarını sordu. Savcı Kamaraju, şimdiye kadar Halkbank çalışanlarının bu ülkede yargılanması konusunda Türkiye’nin resmi bir müdahalesinin olmadığını kaydetti.
Mahkeme heyetinin Başsavcı Kamaraju’ya son sorusu da bir alt mahkemenin daha önce Halkbank’ın jürili seri duruşmaları için belirlediği 3 Mayıs’taki takvimin yeniden devreye girmesine hazır olup olmadıkları oldu. Başsavcı Yardımcısı Kamaraju hazır olduklarını, ancak salgın nedeniyle bazı ayarlamaların yapılabileceğini belirtti.
VOA