Dünyanın en büyük bankalarından HSBC'nin yöneticileri, organize suç örgütlerinin para aklama operasyonlarında bankanın kullanılmasına ortam yaratıldığı için özür dilediler.
ABD Senatosu, organize suç grupları ya da terör örgütlerinin hesap ve havale işlemlerindeki boşluklardan yararlandığı sonucuna vardı.
HSBC'nin 'uyuşturucu kaçakçıları ve haydut devletlerin aracısı' haline geldiği eleştirisi yöneltildi.
Senatörler, 'bankanın kültürüne yayılan bir kirlenme' olduğundan söz ediyor.
Senato tarafından yürütülen bir soruşturma, HSBC'nin Meksika, Suudi Arabistan ve Bangladeş'teki kollarına yatırılan şaibeli mevduatların ABD'ye aktarılmasına olanak verdiğini ortaya koydu.
İran ve Suriye'den de şüpheli işlemler yapıldığı belirtiliyor.
Senato'nun Soruşturmalar Daimi Altkomisyonu'na ifade veren HSBC yetkilileri ve eski yöneticileri, bu gibi işlemlerin ulaştığı boyutlardan şimdiye dek tam anlamıyla haberdar olmadıklarını söylediler.
Yetkililer, gün ışığına çıkan bilgiler ışığında faaliyetleri ve hesap denetimlerinde değişiklikler yaptıklarını belirtiyor.
HSBC'nin ABD kolunun başkan ve genel müdürü Irene Dorner, komisyondan özür diledi ve bu gibi işlemler yapılmış olmasından üzüntü duyduğunu kaydetti.
HSBC faaliyetlerinin hukuka uygunluğundan sorumlu olan müdürü David Bagley de oturum sırasında istifasını açıkladı.
Dorner, soruşturma ışığında bankanın Cayman Adaları'ndaki 20 bin hesabı kapatmaya giriştiğini duyurdu. Bankanın buradaki hesaplarından yüzde 41'inin kayıtlı hesap sahibi bilgileri bulunmuyordu.
Senato Soruşturmalar Daimi Altkomisyonu Başkanı Carl Levin, HSBC'nin ABD içi ve dışındaki denetimden yoksun işlemlerinin "belaya davetiye çıkardığını" söyledi.
Levin, mali denetimlerin "2001-2007 arasında HSBC iştiraklerinin HBUS (Bankanın ABD kolu) ve ABD'de açılan diğer mevduatlar üzerinden İran ile bağlantılı 25 bin işlem yaptığını söyledi. Levin 19 milyar tutarlı bu işlemlerin yüzde 85'inde İran bağlantısının gizlendiğini kaydetti.
Soruşturma raporuna göre HSBC Meksika ve Rusya gibi para aklama faaliyetleri konusunda risk taşıyan ülkelerden de 2006-2009 arasında 15 milyar dolar nakit girişi kabul etti ancak bu işlemleri denetime tabi tutmadı.
Bir yıl süren soruşturma kapsamında 1,4 milyon adet belge incelendi, HSBC ve denetleyici kurumdan 75 yetkili ile görüşüldü.
Rapor HSBC'nin para aklama konusunda Meksika yetkililerince uyarıldığını da gösterdi.
Eleştirilerin büyük bölümü HSBC'nin 'hamiline hisse' hesaplarından kaynaklanıyor. Bu hesaplarda tutulan hisseler ve getirileri bir kişiden ötekine gizlice aktarılabiliyor.
HSBC'nin ABD kolu HBUS hamiline hisselerle iş yapan şirketlere 2,550 kadar hesap açmış. Bu şirketlerin çoğu Virgin Adaları gibi vergi cennetlerine kayıtlı görünüyor.
Bu faaliyetler ABD Adalet Bakanlığı tarafından da ayrıca soruşturuluyor.
Gelişmeler ardından HSBC hisseleri Londra borsasında yüzde 1,7 değer kaybetti. Gözlemciler bankanın yüklü cezalarla karşı karşıya kalabileceğini, asıl tehdidin ise regülasyona ilişkin siyasi değişim taleplerinden gelebileceğini söylüyor.
BBC ekonomi muhabirlerinden Michelle Fleury, soruşturmanın bankaların itibarının zaten sarsıldığı bir döneme rastladığına dikkat çekiyor.
"Bankalararası borçlanma oranlarında manipülasyona odaklanan Libor skandalı zaten güven telkin etmiyordu ve Kongre tarafından da incelemeye alınmıştı. Dünyanın en büyük bankalarından birinin şiddete karışan suç örgütlerine yardım ettiği fikri ise, banka ve bankacılar üzerine daha da karanlık bir gölge düşürüyor" diyor.
Daha önce 2010 yılında Wachovia bankası, ABD Adalet Bakanlığı'nın Meksika'daki işlemleriyle ilgili bir soruşturması sonunda 160 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti.
Geçen ay da ING, Küba ve İran'ı hedef alan ABD yatırımlarının delindiği gerekçesiyle 619 milyon dolarlık bir sulh çözümüne varmıştı.