Rus doğal gazını Avrupa Birliği'ne taşıyacak olan 1200 kilometrelik boru hattı bugün hizmete giriyor.
Rusya'da çıkarılan doğal gazı, Baltık Denizi altından Almanya'ya doğrudan taşıyacak Kuzey Akım boru hattı ülkenin Ukrayna topraklarındaki boru hattına bağımlılığını azaltacak.
AB ülkelerinde tüketilen doğal gazın yaklaşık dörtte biri, Rusya'dan geliyor.
Geçmiş yıllarda Ukrayna'daki doğal gaz boru hattı, Moskova ile Kiev arasındaki çeşitli anlaşmazlıklar sırasında kapatılmış ve bunun sonucunda Avrupa ülkelerinde enerji sıkıntısı yaşanmıştı.
Bugün Almanya'nın doğusunda yapılacak açılış törenine Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yanısıra Fransa Başbakanı François Fillon ile Hollanda Başbakanı Mark Rutte de katılıyor.
Reuters Ajansı, 7,3 milyar euroya mal olan yeni boru hattının, Avrupa Birliği içinde doğal gaz taleplerinin arttığı bir sırada planlanmış olduğunu; ancak o zamandan bu yana talebin azaldığını ve şimdi Kuzey Akım'ın Ukrayna'dan geçen boru hattındaki hacmi azaltacağını belirtiyor.
Kuzey Akım hattından yılda 55 milyar metre küp doğal gaz sevkedilecek. Bu da Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere'nin geçen yılki toplam tüketimleri düzeyinde.
Oxford Enerji Araştırmaları Enstitüsü'nden doğal gaz sevkiyatı konusunda uzman Katja Yafimava, "Güçler dengesi Ukrayna'nın aleyhine değişti. Bunda da Nord Stream başlıca etmen." dedi.
Almanya ile batısındaki komşuları yeni boru hattından en çok yararlanacak ülkeler olacak. Almanya, geçtiğimiz aylarda, 2022 yılına dek nükleer enerji programından vazgeçme kararı almıştı.
Rusya, Kuzey Akım boru hattıyla İngiltere, Fransa ve Hollanda'ya da doğal gaz ulaştırılmasını amaçlıyor.
Kuzey Akım boru hattının inşa edilmesine ilişkin anlaşmaya, 2005 yılında, zamanın Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile o sırada Rusya Cumhurbaşkanı olan Vladimir Putin arasında varılmış; anlaşma diğer AB ülkelerince tepkiyle karşılanmıştı.
AB içindeki eleştirel çevreler ise boru hattının, Avrupa'nın Rusya kaynaklı enerjiye bağımlılığını artıracağını ve kıtanın enerji piyasasını serbestleştirme çabalarını baltalayacağını savunuyor.