BİZE ULAŞIN
Batılı ülkelerin yaptırımlarının içinde, Rusya'yı 200'den fazla ülkede 11 binden fazla finans kurumu tarafından kullanılan finansal iletişim sisteminden (SWIFT) çıkarmanın olmaması dikkati çekmişti.
Hebestreit, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesinde Rusya’ya karşı yaptırımların hızlı bir şekilde kabul edildiğini ve bunların “sert, yeni ve hedefe yönelik” yaptırımlar olduğunu belirtti.
Bu yaptırımların 5 alanı kapsadığına işaret eden Hebestreit, bu alanların Rusya’nın “finans, savunma, enerji, ulaşım ve endüstri” sektörleri olduğunu bildirdi.
Enerji sektöründe özellikle ihracat yasaklarının getirileceğini belirten Hebestreit, bununla Rusya’nın petrol rafinerilerini modernleştirilmesini “imkansız” hale getireceğini anlattı.
Ulaşım sektöründe uçakların ve malzemelerinin Rus hava yolu şirketlerine satılmasının yasaklandığına işaret eden Hebestreit, endüstri alanında yarı iletkenler veya modern yazılımlar gibi önemli teknolojilere erişimin de “ciddi” şekilde kısıtlandığını kaydetti.
Hebestreit, vizelerle ilgili de Rus diplomatlarının ve iş insanlarının AB’ye ayrıcalıklı girişlerini kaybedeceklerini söyledi.
Bu yaptırımların “kapsamlı” olduğunu belirten Hebestreit, bunların tartışılmasında bile Moskova Borsası'nın yüzde 40 oranında değer kaybettiğine işaret etti.
Rus bankalarının SWIFT sisteminin de çıkarılmasının "neden yaptırımlar içinde yer almadığına" ilişkin soruya cevap veren Hebestreit, "SWIFT'in askıya alınması teknik olarak zorlu ve aynı zamanda Almanya’daki ödeme sistemine ve Rusya ile iş yapan şirketler üzerinde büyük etki yapar" dedi.
“Bunun iyi hazırlanılması lazım.” diyen Hebestreit, SWIFT sisteminin Rusya’ya karşı yaptırımlarda daha önce gündeme geldiğini ve teknik sorunlar yaşanacağı için gündemden çıkarıldığını belirtti.
Hebestreit, dün de konunun birden masaya getirildiğini ifade ederek üzerinde anlaşılan yaptırım paketin kararlaştırıldığını kaydetti.
Hebestreit, İsviçre’nin de AB’nin bu yaptırımlarını uygulamasından memnuniyet duyulacağını sözlerine ekledi.
Öte yandan, Rus bankalarının SWIFT sisteminden dışlanmasını Rusya, "savaşın ilanı sayacağını" ilan ederken, bu yaptırımın bankaları Rus finans kurumlarıyla yakın bağları olan ve Rusya’dan petrol ve gaz ithalatı yapan Batılı ülkeler için ekonomik bir maliyeti olacağı belirtiliyor.
ABD’nin Rus bankalarını SWIFT sisteminden çıkarmamak istemesinin bir sebebi de egemen olduğu dolar ağırlıklı küresel sistemin istikrarına zarar gelmesini önlemek olduğu değerlendiriliyor.
SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication/ Dünya Bankalararası Finansal İletişim Topluluğu) 1973'te 15 ülkeden 239 bankanın katılımı ile kuruldu ve merkezi ise Belçika’da bulunuyor.
Başlıca amaçları finansal işlemleri standart hale getirmek ve kolaylaştırmak, maliyetleri düşürmek ve işlem risklerini azaltmak olan SWIFT sistemi yurt içi ya da yurt dışı bankalararası para transferini sağlıyor.
SWIFT'e 200'ü aşkın ülkedeki bankalar ve finans kurumları üye oldu. 2019 sonu itibarıyla üye banka veya finans kurumu sayısının 11 bini aştığı ifade ediliyor. SWIFT'in 25 üyeli yönetim kurulunda Rusya Merkezi Takas Kurumu Başkanı Eddie Astanin de yer alıyor.
Uzmanlar SWIFT sisteminden yasaklama gerçekleşirse uluslararası ticaretin yapılamayabileceğine dikkat çekiyor.
Rusya şu an Almanya'ya yıllık 45 milyar, Amerika'ya 30 milyar ve İngiltere'ye 28 milyar dolara yakın ihracat yapıyor.
Uzmanlar bu nedenle Batı'nın önümüzdeki dönem Rusya'ya karşı en büyük kozunun SWIFT sisteminden çıkarma olabileceğini belirtiyor.
