FİNANS

Adalet mi, intikam mı?

The Economist'in bu haftaki sayısında Türkiye'deki Ergenekon davaları ile ilgili olarak 'Adalet mi intikam mı' başlıklı bir yazı yer aldı.

Yazıda "Türk demokrasisi için ileriye doğru atılmış bir adım olacaktı. Ancak beş yıl süren ve aralarında ordu mensupları ve onların işbirlikçisi olduğu iddia edilen 275 sanığın darbe komplosu kurmakla suçlandıkları Ergenekon davasında verilen ağır cezalar pek çok kişinin aksi yöne gidildiği inancını pekiştirdi" ifadesi kullanıldı.

Economist'teki yazıya göre Ergenekon davası, ordudaki generallerin Ak Parti'nin itibarını azaltmak için bir 'kirli işler' birimi kurduğu iddiasına dayanıyor.

Dergi, bu kapsamda camilerin bombalanmasının ve Hıristiyanlar'ın öldürülmesinin planlandığının iddia edildiğini belirtirken, ordunun muhalif Kürtler'in öldürülmesine ve diğer 'devlet düşmanlarının' işkence görüp cezaevine atılmasına verdiği destekle dolu siciline bakıldığında bu iddiaların inandırıcı gelebileceği yorumunu yapıyor.

Generalleri saf dışı bırakmanın Başbakan Erdoğan'ın bugüne kadar elde ettiği en büyük başarı olduğunu savunan yazıda, verilen cezaların gelecekte benzer planlar yapacak kişilere de açık bir mesaj gönderdiği belirtiliyor. Yazı şöyle devam ediyor:

"Ancak bu dava için özel inşa edilen duruşma salonunda yapılan yargılama başından beri tartışma konusu oldu. Hatta Başbakan Erdoğan bile dava konusunda bazı endişelerini dile getirmişti. Bu endişeler, hükümetin Kürtler'le siyasî bir çözüm arayışına destek veren Orgeneral Başbuğ'un 2012'de tutuklanmasıyla arttı. Erdoğan da yakın zamanda "Başbuğ'a terör örgütü üyesi diyenleri tarih affetmeyecektir" dedi. Başbuğ'un kızı Feride dava için 'komedi' derken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da savcıların adalet arauyışında değil intikam' peşinde olduğuna inanıyor.

Savunma avukatları da uzun süredir müvekkilleri aleyhindeki kanıtların uydurma veya değiştirilmiş olduğunu söylüyor. Davayı izleyen Batılı diplomatlar da, davaya gölge düşürmeye yetecek kadar çok boşluk olduğu ifade ediyor."

ERDOĞAN KADROLARI TEMİZLEMEK İSTİYOR
Bazı insanların bu davada Fethullah Gülen ve ona bağlı hareketin parmağı olduğunu düşündüğünü belirten Economist, "Gülen hareketi son 10 yıldaki Ak Parti iktidarında canlandı. Ancak polis güçlerine ve yargı kadrolarına o kadar büyük sayılarla sızdığı söyleniyor ki, bunu kendisine bir tehdit olarak gören Erdoğan, bu kadroları temizlemek istiyor" ifadesini kullandı.

Dergideki yazı şu şekilde devam ediyor:
"Eğer Erdoğan'ın giderek artan baskıcı yönetimi olmasaydı, kamuoyu bu davayı olumlu bir ışık olarak görebilirdi. Ancak binlerce kişinin yaralandığı ve beş kişinin öldüğü Haziran ayındaki protesto gösterilerine hükümetin verdiği sert yanıt, tüm dünyada imajını zedeledi. Erdoğan bunu umursamadan ve Yahudileri kastederek, bir faiz lobisinin ve onların yerel piyonlarının Türkiye'yi zayıflatmak ve Ak Parti'yi devirmek için bu protestoları planladığını söylemeye devam ediyor."

KOÇ HOLDİNG HEDEF OLDU
Dergi'nin Koç Grubu'na yapılan denetimlerle ilgili bölümü de şöyle:

"Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu Koç Holding, İstanbul'daki otellerinin kapılarını protestoculara açtığı için hedef oldu. Erdoğan, Divan Oteli'nin suçlulara yardım ve yataklık ettiğini söyledi. 24 Temmuz'da polis destekli vergi müfettişleri, aralarında Tüpraş'ın da bulunduğu Koç Holding'e ait şirketlerin merkezlerine baskınlar düzenledi. Baskın haberinin ardından, Koç'un İstanbul Borsası'ndaki hisselerinin fiyatları dibe vurdu. Şirketin bir gündeki kaybının 1,8 milyar lira olduğu söyleniyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu teftişlerin rutin çalışmalar olduğunu söyledi. Ancak İstanbul merkezli bir büyük işadamı, "Bunlar, baskı ve korku salma taktikleri. Rutin olan asıl bu" diyor".

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler