Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritaları Tanıtım Programı’na katıldı. İklim değişikliğinin; çevresel ve sosyo-ekonomik sonuçlara yol açabilecek çok yönlü ve küresel bir sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi:
Dünyada iklim değişikliği ile mücadele politikaları hız kazanırken iklim değişikliğinin sanayi ve teknoloji politikalarıyla bağlantısı da kuşkusuz giderek güçleniyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat rotasında büyüme politikamız çerçevesinde sanayimizi sürdürülebilir ve çevreci üretim yöntemlerine yönlendirmeyi bu anlayışla bir tercihten öte zorunluluk adlediyoruz.
Sanayicilerimiz ve yatırımcılarımız için destek mekanizmalarının bu anlayışla oluşturuyoruz. Organize sanayi bölgelerimizin (OSB), Yeşil OSB'lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla, Dünya Bankası destekli Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ni hayata geçirdik. Organize sanayi bölgelerimizde yeşil ve teknolojik çözümler içeren altyapı, ileri atık su arıtma tesisleri, su geri kazanımı, GES, sıfır atık, biyogaz tesisi projeler için çalışmaları başlattık.
Dünya Bankası iş birliğinde hayata geçirdiğimiz ve yeşil dönüşüm alanında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ve en yüksek bütçeli programımız Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni de geçtiğimiz aylarda uygulamaya aldık. Bu iki önemli proje için yaklaşık 750 milyon dolar finansman sağladık. Tüm bu adımlarımızın yanında yeşil dönüşüm alanında uluslararası gelişmeleri de yakından takip ederek, uluslararası düzenlemelerle uyumlu sanayimizin bir şekilde rekabetçiliğini güçlendirecek adımları tespit ediyoruz.
Ülkemizin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği, (AB) Yeşil Mutabakatla sera gazı emisyonlarını, 2030 yılına kadar en az yüzde 55 azaltma taahhüdünde bulunarak “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması”nı hayata geçirdi. Düzenleme kapsamında 2026’dan itibaren karbon emisyonu açısından ön plana çıkan demir-çelik, alüminyum, gübre, çimento, hidrojen ve elektrik üretim sektörlerinde ithalatçı firmalara sınırda karbon mekanizması adım adım uygulanacak.
Özellikle üretim zincirlerinin ilk aşamalarında lokomotif sektörlere temel girdi sağlayan ve Avrupa Birliği ile ihracatımızın yaklaşık yüzde 13’üne karşılık gelen alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salınımının azaltılması için harekete geçtik. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının destekleri ve ilgili paydaşlarımızla birlikte, bu 4 sektörün her biri için Düşük Karbonlu Yol Haritası’larımızı hazırladık. Yol haritalarımız kapsamında sektöre özgü öngörülen emisyon azaltımlarını tespit etmiş olduk.
2053 emisyon hedeflerimiz doğrultusunda; alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 oranında emisyon azaltımı, gübre sektöründe ise sıfır emisyon hedefliyoruz. Ayrıca bu hedeflere uygun üretim teknolojileri, yatırım ihtiyaçları ve politikalarını da değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde yol haritalarımız kapsamındaki eylemlerin uygulanmasını hızlandırmaya yardımcı olacak bir yatırım planını hayata geçireceğiz.
Bu dört öncelikli sektörde; ülkemizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu daha da güçlendireceğiz. Uluslararası yatırımlardan alacağımız payı arttıracağız. Tabi sanayimizin yeşil dönüşümünü gerçekleştirirken “teknoloji üreten, güçlü Türkiye” yaklaşımımız doğrultusunda ihtiyaç duyduğumuz yeşil teknolojileri yerli ve milli imkanlarla geliştirecek ve ihraç edecek altyapıyı da birlikte inşa edeceğiz.
Bu kapsamda, yeşil dönüşüm alanında teknoloji geliştirme altyapımızı güçlendirmek üzere 24 Ar-Ge merkezimizin ve teknoparklarımızdaki 13 teknoloji girişimimizin projelerine bugüne dek 4 milyar lira destek verdik. TÜBİTAK’la bugüne kadar yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği alanında 2 bin 918 proje ve 2 bin 754 kişiye, 14.9 milyar lira destek sağladık. TÜBİTAK ile Yeşil Mutabakata uyum kapsamındaki öncelikli Ar-Ge ve yenilik konuları ile doğrudan ilişkili projeleri öncelikli olarak desteklemeyi sürdürüyoruz.
İklim değişikliğine adaptasyon ve uyuma hizmet eden Ar-Ge çalışmalarını planlamak ve koordine etmek üzere; TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü’nü kurduk. BiGG Yeşil Büyüme Çağrıları kapsamında yeşil büyümeye hizmet eden öncelikli Ar-Ge ve yenilik konularında 237 teknoloji girişiminin kurulmasını sağladık.
TÜBİTAK tarafından hazırlanan “Sektörel yeşil büyüme teknoloji yol haritaları” ile de ekonomimiz için kritik önemi haiz, demir- çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerinde sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik. Çığır açıcı araştırma ve yenilik temelli çözümler için tüm paydaşlarla birlikte 2026, 2030 ve 2035 yıllarına ilişkin hedeflerimizi belirledik.
Ülkemizin Ar-Ge ve yenilik kapasitesini geliştirmeye imkân verecek politika ve eylemleri ortaya koyduk. Düşük karbonlu yol haritalarımız ve yeşil büyüme teknoloji yol haritaları; 6 sektörün yeşil dönüşümünde temel oluşturacak, önümüzdeki dönemde sanayimizin 2053 Net Sıfır Emisyon hedeflerimiz doğrultusunda bizler için rehber niteliği taşıyacak. Destek programlarımızı, politikalarımızı ve projelerimizi bu çalışmalarını çıktılarıyla uyumlu bir şekilde kurgulayarak yeşil ekonomiye geçişimizi hızlandırmayı ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde birlikte yeni başarı hikâyeleri yazarak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine hep birlikte taşıyacağız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize, sanayicilerimizle, girişimcilerimizle, ihracatçılarımızla ve akademisyenlerimizle birlikte ulaşacağız. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, başta sanayi sektörü olmak üzere her alanda hem zorlukları hem de fırsatları sunuyor. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz yeni finansman mekanizmalarıyla da sanayicilerimizin, KOBİ’lerimizin yeşil dönüşüm odaklı projelerine destek olmaya devam edeceğiz.