Gerçek rahatsızlıkların dışında mazeret izni alamayan ya da işten kaçmak isteyen çalışanlar rapor alarak izin yapabiliyor. Burada 'rapor almak' tabiri kullanılıyor olsa da neticede raporları doktorlar 'veriyor.' Ancak yasalar işverenleri bu konuda koruyan düzenlemeler içeriyor.
Sık sık alınan raporlar işyerindeki işleyişi bozuyorsa, tatillerin arkasına takılan raporlar gibi kötü niyet taşıyorsa tazminatsız atılma bile gündeme gelebiliyor.
Sık rapor aldığı için çıkarılan bir çalışanın işe geri dönüş davasını kazanması da söz konusu olamıyor. Raporlarda ortaya çıkan uygulamaları üç ayrı başlıkta inceleyebiliriz.
SIK ALINAN RAPORLAR
Çalışanlar 3-4 günlük raporları sık sık alıyor ve iş akışını bozuyorsa burada işveren için geçerli nedenle fesih imkânı ortaya çıkıyor. İşveren işçinin davranışlarından dolayı geçerli nedenle iş akdini feshetmeden önce yazılı savunma almalı. İşverenin ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi yükümlülüğü bulunuyor. Ancak işten çıkartma geçerli nedene dayandığı için de işe geri dönüş davası kazanılamıyor.
UZUN SÜREN RAPORLAR
Uzun süreli kesintisiz raporlarda ise raporun süresi işverene çeşitli haklar veriyor. Bunlar arasında işten çıkarmak da var. Raporun ihbar süresini 6 haftayı aşması durumunda işveren için sözleşmeyi haklı nedenle feshetme imkânı doğuyor. Doğum ve gebelik hallerinde ise farklı uygulama bulunuyor. Orada analık izinlerinden sonra süre başlatılıyor. Kıdemi 6 hafta olan işçi için ihbar süresi 2 hafta, 6 ay-1.5 yıl olan için 4 hafta, 1.5 yıl ile 3 yıl arasında olan işçi için 6 hafta ve 3 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 8 hafta olarak belirleniyor.
KÖTÜ NİYET VARSA
Çalışanlar rapor alma işini suiistimal ediyorlarsa bu kez durum farklılaşıyor. İşveren sık sık rapor alan ve bunu alışkanlık haline getirip 'işten kaçma' aracı gibi kullanan işçileri için gelen raporları hakem hastaneye götürebilir. Eğer işçinin dürüst olmadığı tespit edilirse haklı nedenle derhal fesih işlemi yapılabilir. Üstelik işçinin kötü niyeti olduğu için burada tazminatsız işten çıkarma da gündeme gelir. (SABAH)