Dünya genelinde yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmeler, bireylerin farklılaşan ihtiyaçlarına paralel olarak yasalarda da değişiklikler yapılmasına neden oldu. Özellikle kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve ailenin korunması için birçok ülke, pozitif hukukun en canlı kısmı olan medeni hukuk yasalarını güncelledi. İşte Türk Medeni Kanunu'nda da yapılan bu yeni güncellemelerle aile konutu kavramının tanımı yapıldı. Peki, yasada belirtilen aile konutu nedir?
AİLE KONUTU NEDİR?
Medeni hukukumuz için yeni bir kavram olan aile konutu, Türk ailesinin geleneksel yapısı gereği daha fazla önem taşıyor. Ülkemizin ekonomik koşulları dikkate alındığında, eşlerin her ikisi için de kiralama ya da satın alma yoluyla bir ev sahibi olmak ekonomik fedakarlık ve özveri gerektiriyor. Ayrıca maddi değerinin yanı sıra, aile ilişkilerinin ve sosyal münasebetlerin de doğal ortamı haline gelen aile konutu, eşler ve çocuklar için duygusal ve manevi bir anlam da içeriyor. İşte tam bu noktada medeni hukuk, aile konutunu eş ve çocukların birlikte yaşadığı konut olarak tanımlıyor.
AİLE KONUTUYLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER
Aile konutunu ailenin yaşamsal faaliyetlerini sürdürdüğü taşınmaz olarak tanımlayan hukuk, eşlerin bu taşınmaz üzerinde tek başına karar vermesine izin vermiyor. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi ile yapılan düzenlemelerde aile konutunun avantajları öne çıkıyor.
Öncelikle yasaya göre aile konutu tektir. Arsa, tarla benzeri diğer taşınmazlar aile konutu olarak sayılmıyor.
Ayrıca, mülkün aile konutu olarak değerlendirilebilmesi için, eşlerin resmi nikah ile evlilik akdinin yapılmış olması da gerekiyor.
Aile konutu olarak şerh konulmuş taşınmazı eşlerden biri diğerinin rızası olmadan satamıyor.
Yine eşlerden herhangi biri söz konusu aile konutu kiralıksa, diğer eşin izni olmadan kira sözleşmesini feshedemiyor.
Aile konutunun mülkiyetini sınırlayan işlemler için de her iki eşin rızası gerekiyor. Örneğin, eşlerden biri izinsiz olarak aile konutunu kiraya veremez, bankaya ipotek ettiremez.
Kira sözleşmesi ile oturulan evin aile konutu olarak sayılabilmesi için; sözleşmede imzası bulunmayan eşin ev sahibine yazılı olarak sözleşmede taraf olduğunu bildirmesi gerekiyor.