Evlilik sözleşmesiyle yeni evlenen çiftin, insan haklarına aykırı olmadığı sürece her şeyi garanti altına almasının mümkün olduğunu belirten Sayar, doğru maddeler konulursa yapılacak protokolün her iki tarafı da koruduğunu kaydetti. Ancak bazı çiftlerde düğün öncesi taraflardan birinin teklif ettiği evlilik sözleşmesinin ayrılıklara neden olduğuna dikkat çeken Sayar, "Evlilik sözleşmesini avukat olarak doğru buluyorum. Bize bu konuda başvuranları bilgilendirip, sözleşme yapmaları için yardımcı oluyorum. Hatta bu sözleşmelerini noterden tasdik ettiriyorum. Ancak evlilik sözleşmesi teklifi, bir çok nişanlı çifti ayırıyor" dedi.
DOĞACAK ÇOCUĞUN ADI BİLE
Evlilik sözleşmelerinin sadece mal paylaşımını garanti altına almadığını belirten Sayar şöyle konuştu: "Bir çok kişi evlilik sözleşmesinin sadece maddi konuları garanti altına aldığını sanıyor. Oysa kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığı, Anayasal hakları engellemediği sürece, her şeyi içerebilir. Örneğin baskıcı 2 ailenin çocukları evleniyorsa, çift bu konuda kendi arasında bir sözleşme yapabiliyor. Çift, evlendikten ne kadar süre sonra çocuk yapacağını, hatta doğan çocuğun adını dahi sözleşmeye koyabiliyor. Evlilik süresince resmi ve dini bayramlar nedeniyle oluşan tatillerde önce kadının mı, yoksa erkeğin mi ailesini ziyarete gidileceği evlilik sözleşmesine konuluyor. Evlilik öncesi imzalanan sözleşmeye düğün alışverişi dahi eklenebiliyor. Düğünün nerede yapılacağı, çiftin evlerine hangi eşyaları alacakları, düğünde giyecekleri kıyafetlerin markalarına kadar her şey antlaşma altına alınıyor." dedi.
DHA