İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, tüm ekip olarak bundan önceki dönemde olduğu gibi daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışmayı sürdüreceklerini belirterek, "Devraldığımız varlığı İş Bankası'nın yerleşmiş kurumsal kültürünün çizgisini takip ederek kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz" dedi.
"KENDİ EKİBİM YOK, İŞ BANKASI'NIN EKİBİ VAR"
Atanmasıyla birlikte bankanın üst yönetiminde gerçekleştirilen değişikliklere dair de Bali, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kendi ekibim yok, İş Bankası'nın ekibi var. Hep böyle ola gelmiştir. Yeni atanan 7 genel müdür yardımcımız... Bu kişiler, bankada en kıdemsizi 20 yıldır çalışan en kıdemlisi de 25 yıldır çalışan, bu ülkenin seçkin okullarından mezun olmuş, ticari, bireysel bankacılığın her alanında farklı görevler yapmış, şube deneyimlerinden geçmiş, bugün bu bankada, başka finansal kuruluşta, bürokrasi ya da endüstriyel işletmelerde her zaman çalışabilecek altyapıya sahiptirler... O bakımdan düşünüldüğünde yeni ekibimiz, birikim ve yetenekleriyle İş Bankası'nın ölçeğine, tarihiyle ve birikimiyle ülkenin en büyük özel bankasının kendi içinden doğal olarak yönetici yetiştirme geleneğine uygun tarzda örneklerdir. Şunu da söylemeliyim; emekli olan ve bu kuruma kattıkları değerlere çok müteşekkir olduğumuz büyüklerimiz açısından bakıldığında, normal, olağan bir görev devir teslimi, bayrak yarışı gibi düşünülecek bir olgudur. En azından görev süreleri itibariyle baktığınızda bunun bir kesinti veya kopuş gibi algılanması mümkün değil. Nitekim ilişkiler, her İş Bankalı'nın sahip olduğu karşılıklı anlayış ve fedakarlık düsturu içinde olmuştur. Arzu etmediğimiz gelişme de oldu. Benim o konuda söyleyebileceğim tek şey; yine bu kuruma çok ciddi değerler katmış büyüklerimiz bakımından biz o noktaya gelinmesini tabii ki arzu etmezdik. Ama kişisel kararlara da saygı duymaktan daha öte söyleyebileceğim bir şey yok."
İKİ STRATEJİ
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, biri yurt içi, diğeri de yurt dışı kaynaklı olmak üzere iki strateji öngördüklerini bildirdi.
Bali, "Yapacağımız şey; müşteriyle iç içe olmak, yanında, yakınında olmak. Ben buna 'müşteriyle, firmalarla, iş alemiyle entegrasyon süreci, bütünleşme süreci' diyorum. O bütünleşmede tabii olan, bu süreçleri samimi yürüten öne çıkacak. İş Bankası'nda bu tabii ve samimi tarzın iş zenginliği anlamında mutlaka karşılığını bulacağını düşünüyorum" dedi.
Genel Müdür Bali, yurt içi ve yurt dışı kaynaklı stratejilerini anlatırken, son yıllarda sorumlusu olduğu alanlardaki değişik iş kesimleriyle yaptığı temaslarda, özellikle Anadolu'da "müthiş bir dinamizm", değişen, gelişen, hızla başkalaşan iller, sermaye grupları, sermaye bazında perakendeleşen ve çoğullaşan bir Anadolu gördüğünü söyledi.
Bunun, İş Bankası'na yüklenen ticari misyonla ciddi oranda bir örtüşme sağladığını ve büyük ölçüde karlı büyüme alanları sunduğunu, rekabetin daha yoğun olduğu üst segmentlerden ziyade, karşılıklı olarak örtüşecekleri ve buluşacakları iş zenginliği yarattığını vurgulayan Bali, söz konusu unsurun, konjonktürün müsait olmadığı dönemlerde bile banka için büyümeyi hala destekleyebilecek bir unsur olduğunu kaydetti.
Adnan Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeter ki biz kendi iddiamızı, risk iştahımızı ve iş süreçlerimizi bu hedefe göre yöneltelim. Bunun karşılık bulmaması diye bir şey asla söz konusu değil. Benim kendi gözlemlerim de bu yönde. Bunun için aslında çok özel, detaylı analizler yapmaya çok fazla gerek yok. Yapacağımız şey; müşteriyle iç içe olmak, yanında, yakınında olmak. Ben buna 'müşteriyle, firmalarla, iş alemiyle entegrasyon süreci, bütünleşme süreci' diyorum. O bütünleşmede tabii olan, bu süreçleri samimi yürüten öne çıkacak. İş Bankası'nda bu tabii ve samimi tarzın iş zenginliği anlamında mutlaka karşılığını bulacağını düşünüyorum.
Entegrasyon sürecinde biraz daha basmakalıp, daha devşirme pazarlama üslupları değil, kendimize özgü, hakiki manada iletişim kurabileceğimiz yerlerle onların da alışık olduğu tarzda bir iş süreci yürütebilmek büyük önem taşıyor. Buna biraz detaylı işçilik eklediğiniz zaman olağanüstü sonuçlar almanız mümkün ki biz banka olarak bu sonuçları daha önce de elde ettik. Örnekler vereyim; biz geçen yıl 250 iş gününün 136 iş gününü sahada şubelerimizle, firmalarımızla, müşterilerimizle geçirmişiz. Ekibimizle birlikte Türkiye'de 45 bin mil uçmuşuz. 45 ili en az bir kez ziyaret etmişiz. 320 grup altında 1.200'ün üzerindeki firmaya doğrudan dokunmuşuz. Saha teşkilatımız metodolojik olarak önceliklendirilmiş, hızlı kazanım sağlayacak gündemleri olan ve sonuçları da süreçleri de takip edecek tarzda, hem bireysel alanda hem ticari alanda olağanüstü bir aktivite içinde. Saha teşkilatı tam bunun kıvamında.
Yurt içi ayaklı stratejinin en önemli parametreleri bunlar... KOBİ, küçük ticari, büyük ticari... Başka bir lige geçeceklerse ve/veya dış dünyayla entegre olma sürecinde, bunlarla iş ortaklığını yapmada çok önemli rolün İş Bankası'na düştüğünü düşünüyorum. Bunun için de bu kesimlerle ilişkimizde gerekli ticari ve duygusal zemin var. Dolayısıyla bu aktiviteyle yurt içi penetrasyon imkanlarından daha fazla pay almayı hedefleyen bir yurt içi stratejimiz var."
-"TİCARİ KREDİLERDE AÇIK ARA ÖNDEYİZ"-
İş Bankası'nın toplam kredilerdeki rakamlarının benzer ölçekli bankaların rakamlarına yakın gibi görünmesine karşın, ticari kredilere bakıldığında açık ara farklar görüldüğünü, İş Bankası'na en yakın bankadan 1 milyar dolar civarında, izleyen iki bankadan ise 7 milyar dolar civarında önde olduğunu vurgulayan Bali, "(ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz) denilir. Biz işimizi yaptığımız zaman zaten onun alıcısı olur hissiyatı içindeyiz. Ama bunları sunmak da lazım. Zaman zaman pozisyonumuzun bu olmasına karşılık, öyle algılanmadığımızı maalesef gördüğümüz oluyor. Biz, bu konuda çok net bir şekilde pozisyon almış bir bankayız. Sadece olumlu işler açısından da değil. Özellikle kriz dönemlerinde bu özelliğimiz müşterilerimizde, firmalarımızda tek tek karşılığını bulmakta" diye konuştu.
Kriz sırasında işi bozulan, krizden etkilenen, ödeme niyeti olduğu halde probleme düşmüş olan müşterileri için her tür esnek çözümü yarattıklarını dile getiren Bali, "Biz 12 bin adedin üzerinde ticari müşterimizin 1,2 milyar TL'nin üzerinde ticari kredisini yapılandırdık. Bu yapılandırma, rutin belirli bir standart esaslarla değil... Her vaka hangi ihtiyacı gösteriyorsa ona göre yapılandırdık. Ödemesiz, düzenli, düzensiz ödemeler gibi. Yeter ki o değeri muhafaza edelim diye... Çünkü şuna inanıyoruz; bu ülkenin en kıt değerlerinden biri sermayedir. Zar zor bir yere getirilmiş, yaratılmış değerleri heba etmek bu kuruluşun asla yol açacağı bir durum olamaz. Biz, orada kendimize çok özel bir misyon biçiyoruz" dedi.
"GLOBAL KRİZ, ATAK GEREKÇESİ OLMALI"
Yurt dışına ilişkin ise Bali, Türkiye'nin aleyhine reyting farkının, iş hayatında borçlanma maliyetleri, vadeler, hacimler ve erişilebilen piyasalar gibi birçok faktörü etkilediğinin altını çizerek, global kriz ile sürecin dışarda kesintiye uğradığını söyledi. Bali, bunun aslında çok ciddi bir mola olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye ekonomisine, Türk sermayeli kuruluşlara her alanda verilmiş bir fırsattır, moladır. Biz çıtayı daha üst bir noktaya koyabilmek için ummadığımız, bizim dışımızda nedenlerle oluşan bir imkan yakaladık. Bunun farkında olmalıyız. Krizin bizi az etkilemiş olması ve bu defa krizden büyük zarar görmüş olmamamızla yetinmemeliyiz. Bunun bir atak gerekçesi olması gerektiğini düşünüyorum. En fazla biz kendi ödevimizi iyi yaparak, kendi reytingimizi yükselterek bu farkı daraltacağımızı düşünürken, onların reytinginin de aşağıya gelmesi suretiyle dışımızda nedenlerle sürecin lehimize geliştiğini gördük. Bu, fonlama maliyetleri, vade, hacimler, erişebileceğiniz piyasalar ve yatırımcı tabanı açısından yeni imkanlar, yeni fırsatlar sunuyor. Bunun farkında olmamız lazım. Şimdi artık en azından bugünkü pazar paylarını korumak değil, o geçmiş dönemin paradigmasıydı, şimdi bu pazardaki rollerimizi daha hakim kılacak, onu perçinleyecek ataklar yapmayı hedeflememiz lazım. Biz de kuruluş olarak onu düşünüyoruz. Bu, karlılığımızı koruyarak yapılmak durumunda olan bir şey. Yurt dışı ayağında da bütüncül bir stratejiyi gerektiriyor. Çünkü bu reyting farkı daraldığı sürece yurt içinden ve yurt dışından temin ettiğiniz görece maliyet, vade, hacim, yatırımcı tabanı bazında farklılaşan imkanlar dışınızdaki piyasalarda da artık aktif yaratabilme imkanları sunuyor. Bunun oluşabilmesi için fiilen orada olmanız gereken piyasaları da hedeflemeniz gerekir. Bizim yurt dışı ayağımız, yurt dışı ayaklı stratejimiz büyük ölçüde buna dayanıyor. Dolayısıyla bölgesel bir oyuncu olma iddiası, vizyonu bu bakımdan önemli."
"BANK SOFIA'DA KISA SÜREDE SONUÇ ALABİLİRİZ"
Bank Sofia için Rusya'daki yetkili makamlardan bütün izinleri tamamladıklarını, şu anda hisse devir işlemlerinin sürdüğünü, dolayısıyla başka özel bir aksilik olmazsa bu konuda kısa süre içinde sonuç almayı düşündüklerini belirten Bali, yurt dışı alımlarında büyük ölçüde Türkiye'nin ciddi ticari işbirliği içinde bulunduğu ülkelere yöneldiklerini, yurt dışı ayağına ilişkin alt stratejileri doğrultusunda pozisyon alabilecekleri ülkelerde fiziki varlık olarak da bulunmak istediklerini söyledi.
Bunun için ticari, siyasi ve kültürel ilişkilerin söz konusu olduğu bütün piyasaları yakından izlediklerinin altını çizen Bali, şöyle konuştu:
"Balkanlar, Orta Doğu dahil yakın coğrafyamızda yer alan diğer ülkeleri de izliyoruz. Bu, hep izlememiz gereken dinamik bir süreç. Aslında mevcut yapımız dikkate alınırsa İş Bankası'nın bu konuda çok farklı bir strateji izleyeceğini söylemek, geçmişimize biraz haksızlık olur. Biz, kuruluşundan 8 yıl sonra 1932 yılında Hamburg ve İskenderiye'de şube açmış bir bankayız. İş GmbH'nın yüzde 100'üne sahip olduğumuz Almanya'daki bankamızın Fransa, Hollanda ve İsviçre'de toplam 15 şubesi var. Bankamız, Bulgaristan'da bir şube açmak üzere. Yine Londra, Bahreyn ve şubat ayında faaliyete geçen Erbil şubeleri var. KKTC'de en fazla şubesi olan özel banka biziz. Bir şube daha açmayı planlıyoruz, bununla birlikte 14'e çıkıyoruz. Suriye'de temsilcilik çalışmalarımız sürüyor. Azerbaycan'da şube için çalışıyoruz. Şu anda yine yurt dışı konsantrasyonumuza hizmet edecek yakın coğrafyamızdaki bütün ülkelerle ilgiliyiz. İştiraklerimizin de bu konuda atılımlarını görüyoruz, başta Şişecam olmak üzere... Dolayısıyla İş Bankası'nın yurt dışı misyonu da en az yurt içi kadar ve onunla bütüncül mahiyette yönetilmektedir."
"BİZİMKİ EŞANLI BİR STRATEJİ..."
İş Bankası Genel Müdürü Bali, aslında yurt içi piyasanın tükenmediğini, 2008'e doğru Türkiye'ye yönelen bankacılıktaki yabancı sermaye olgusunda olduğu gibi büyük ölçüde olgunlaşmış ve imkanları daralan bir piyasadan dışardaki piyasalara keşif anlamında bir hareketin söz konusu olmadığını belirterek, şu yorumu yaptı:
"Bizimki yurt içinde penetrasyon imkanlarını bütüncül manada değerlendirecek, eşanlı yürütülecek bir strateji... Bunun için de geçmişe döndüğümüz zaman, yapabileceklerimiz bakımından bizi ciddi anlamda cesaretlendiren olgular görüyoruz. Bu konudaki ufkumuzun genişliği büyük ölçüde geçmişteki vizyonla çok ilişkilidir. Bu banka, Türklerin bankacılık yapamayacağı iddia edilen bir ortamda kurulmuş. Bu defa iddia bir miktar aşağı alınmış, 'Türkler yurt dışında bankacılık yapamaz' demişler. Yurt dışında nasıl bankacılık yaptığımızı artık dünya alem biliyor. Bizim bu konuda geçmişten gelen cesaretle, bu işleri farklı liglere, farklı seviyelere getireceğimize dair hiçbir kaygımız yok. Ufkumuz ziyadesiyle geniş. Onun için gerek bölgesel bir güç oluşturmak, gerekse dünya ölçeğinde etkili bir oyuncu olma vizyonu bizim için baştan kabul görmeyecek bir iddia değildir."
AA