TÜRK-İŞ tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının 2012 Haziran ayı sonuçlarına göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 924,98 lira, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3.012,97 lira oldu.
SON 1 YILDA NE DEĞİŞTİ?
TÜRK-İŞ'ten yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: "Özellikle gıda fiyatlarının artmaması aile bütçesi içinde önemli yeri oluşturan mutfak harcamasını rahatlatırken, tüketici endeksinde gıda harcamasının göreli ağırlığı nedeniyle enflasyon hesaplamasına da olumlu yansımaktadır. Geçtiğimiz aya göre Haziran’da aylık gıda harcaması değişmezken, son bir yılda mutfağa gelen ek yük 47 lira olmuştur. Ailenin yaşama maliyeti ise bir önceki yıla göre 152 lira artmıştır. Önceki yılın aynı döneminde açlık sınırı 878,18 lira ve yoksulluk sınırı 2.860,53 lira olarak hesaplanmıştı. Haziran 2012 itibariyle mutfak enflasyonu aylık 0,04 oranında gerilerken, son oniki ayda değişim oranı yüzde 5,33 olmuştur.
Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, TÜRK-İŞ ve TÜİK gıda endeksinde değişimin yönü benzer ve eş zamanlıdır. TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında Haziran 2012 ayı itibariyle “mutfak enflasyonu”ndaki değişim şöyle olmuştur: - Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,04 oranında geriledi.
SÜT, YOĞURT VE PEYNİR FİYATLARI DEĞİŞMEDİ
Gıda enflasyonunda oniki ay itibariyle artış oranı yüzde 5,33 oranında gerçekleşti. - Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 7,55 olarak hesaplandı. Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatlarında Haziran 2012 itibariyle gözlenen değişim şöyledir: - Süt, yoğurt, peynir grubunda ortalama fiyatlar bakımından herhangi bir değişiklik görülmemiştir.
Süt fiyatlarındaki hareketlilik (markalara göre fiyatın artması veya gerilemesi) dikkati çekmiştir. - Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduğu grupta et, tavuk ve sakatat ürünleri (ciğer, böbrek vb) fiyatı aynı kalmıştır. Hesaplamada esas alınan balığın (alabalık, somon, levrek vb) fiyatında da önemli bir değişiklik olmamıştır. Yumurta fiyatı ise bu ay 3 kuruş artarak tanesi 28 kuruş olmuştur. Bakliyat ürünlerinin (nohut, mercimek, kuru fasulye, barbunya vb) fiyatları bu ay da değişmemiştir.
MUTFAK HARCAMASI NASIL ETKİLENDİ?
Yaş sebze-meyve grubundaki ortalama fiyat gelişmesi mevsim koşullarına da bağlı olarak mutfak harcamasını yine olumlu yönde etkilemiştir. Ortalama sebze kilogram fiyatı bu ay daha da gerileyerek 2,12, ortalama meyve kilogram fiyatı ise biraz artarak 2,76 lira olarak hesaplanmıştır. Sebze-meyvenin ağırlıklı ortalama kilogram fiyatı ise gerileyerek 2,36 lira olmuş ve mutfak harcamasını yaklaşık 5 lira geriletmiştir. Yapılan hesaplamada -her zaman olduğu gibi- pazarda bol bulunan ve satılan ürünler temel alınmıştır. - Ekmek, pirinç, un, makarna gibi ürünlerin bulunduğu grupta bulgurdaki 10 kuruşluk artış hariç diğerlerinde bu ay herhangi bir fiyat değişikliği tespit edilmemiştir. - Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden tereyağı, zeytinyağı, margarin ve ayçiçeği yağı fiyatı değişmemiştir. Siyah ve yeşil zeytin fiyatı bu ay düşük tutarda da olsa gerilemiştir.
Reçel, pekmez, tuz ve şeker fiyatı değişmezken, balın fiyatı artmıştır. Baharat ürünleri (kimyon, nane, karabiber, vb) ile yağlı tohum ürünlerinin (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb) fiyatı bu ay yine aynı kalmıştır. Çay, ıhlamur ile salça fiyatı da bu ay değişmemiştir. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel olan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır ve tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini yansıtan “öncü gösterge” niteliği taşımaktadır. Kuşkusuz hesaplanan “yoksulluk sınırı” tutarı ücret düzeyi olmayıp, haneye girmesi gereken gelir toplamını ifade etmektedir. "