MYNET ÖZEL | Altın sert yükselişleriyle dikkat çekti, sonrasında da geri çekilme hareketiyle yatırımcının kafasında soru işaretleri bıraktı. Bir yandan Merkez Bankası faiz indirimlerine devam ederken mevduat ve konut kredisi faizlerindeki değişim de yatırımcının radarında kalıyor. Özellikle konut yatırımı yapmak isteyenler ya da ev sahibi olmak isteyenler konut piyasasında yaşanan gelişmeleri ve konut kredisi faiz oranlarını yakından takip ediyor. Tasarruf ve Yatırım Danışmanı Mert Başaran, vatandaşların en çok merak ettiği konulardan olan; konut, konut kredisi, altın, borsa ve yatırım araçları ile ilgili Mynet'e konuştu. Başaran'a konut kredisi faizi ile ilgili beklentilerini, faiz oranlarını, altın fiyatları ve konut satışı arasındaki ilişkiyi ve yatırım araçları ile yatırım konusunda yapılan en büyük hatayı sorduk.

Konut kredisi, konut fiyatları, altın, borsa ve diğer yatırım araçları ile ilgili Mynet'in sorularını yanıtlayan Mert Başaran'dan çarpıcı değerlendirmeler geldi.

Konut kredisi faizlerindeki belirgin düşüş için beklediği tarihi, faiz oranlarını ve konut fiyatlarını sorduğumuz Mert Başaran "Faizlerdeki düşüşlerin ufak ufak devam etmesini bekliyoruz. 3'er ayda, 4'er aylık periyotlarla düşüşler devam edebilir. Ama esas düşük rakamları bence 2027 yılında göreceğiz. 2026'da düşüşler 3'er, 4'er aylık devam eder ama esas hem normal faizlerde, hani mevduat faizlerinde hem de dolayısıyla kredi faizlerindeki düşüş 2027'nin ortalarına doğru en iyi noktalara gelebilir. O noktalara geldiğinde işte normal mevduat faizlerinin 25'lerde falan, normal kredi faizlerinin de 1.30-1.40'larda olmasını öngörüyoruz. Böyle bir dönemde tabii konut fiyatlarında ciddi şekilde artışlar olabilir. Sadece konut değil bu borsa için de geçerli. Hem borsa hem konut hem de arazi fiyatlarında 2027'de seçim öncesi ciddi artış olma ihtimali var. Bunun nedeni şu; bütün iktidarlar tarihte seçimlere düşük faiz, yüksek borsa ile girmek isterler. Bu halkta bir zenginleşme duygusu yaratır. Ve iktidarlar daha çok oy alır. Amerika'da da böyledir, Türkiye'de de... Dolayısıyla bunun konuta ve arsaya da artış anlamında etkisi olabilir. Zaten son 6-8 ay içerisinde ufak ufak artışları belli bölgelerde görmeye başladık" şeklinde konuştu.

Altındaki hareketlilik ve konut satışı arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerini de aktaran Başaran "Altındaki hareket konutu etkiler mi derseniz... Evet, elimizdeki veriler Türkiye'deki en yüksek konut satış adedinin Cumhuriyet tarihinde 2012 olduğunu gösteriyor. 2012'de bu kadar yüksek konut satışı olmasının en önemli nedeni; 2011'de evet faizler düşüktü ama onun dışında 2011'de ciddi şekilde altın artmıştı, 1900 dolarları görmüştü 500 dolarlardan ve burada altında ciddi bir para kazancı olmuştu insanların. Altında ciddi para kazananlar konuta geçmişti. Ben 2011'in bir benzerini görüyorum şu anda. Altın o kadar çok arttı ki şu anda altın bazında her şey yarı fiyata düştü; evler, arsalar, arabalar... Dolayısıyla bir sürü insan altındaki bu durgunluğu görürse eğer... Eğer altın gitmeye devam ederse bu artış gözükmez. Eğer ama altında durma olmaz, altın artışa devam ederse bu etki ertelenir. Ama sanki altın 4400 onsta bir çift tepe yaptı ve orada duruyor gibi. Dolayısıyla altının böyle 3-4 ay daha böyle yatay gitmesi ciddi şekilde konut piyasasına fiyat artışı anlamında bir etki yaratabilir. Çünkü altınım çok arttı, artık alamadığım evi alabiliyorum diyen insanlar bir anda o evlere yönelebilir. Bu da ev fiyatlarında bu yıl beklemediğimiz, 2027'de esas beklediğimiz artışı erkene alabilir" ifadelerini kullandı.

TL'nin değerli olması konusu, yatırımcıların çok sayıda alternatif arasında kararsız kalması durumunu ve yatırım konusunda yapılan en büyük hatayı sorduğumuz Başaran "Türk Lirası'nın değerli olduğunu ben de düşünüyorum. Dövizin de ucuz kaldığını ben de düşünüyorum. Dolayısıyla burada bir risk var. Mümkün olduğu kadar dövizle borçlanmamak lazım. Önümüzdeki 1-2 yıl, belki seçime kadar böyle bir sıkıntı olmayabilir ama herhangi bir şekilde büyük bir şokta dövizde bir sıçrama olabilir. O yüzden döviz bazı, dövizi de borç almamak lazım. Şu an altın çok yükseldiği için, gümüş çok yükseldiği için, diğer varlıklar da Amerikan borsası dahil çok yükseldiği için şu an yatırımcının kısa vadeli pozisyon olarak faizde, faiz hassasiyeti olanların da kira sertifikalarında olması epey mantıklı gözüküyor. Çünkü riski kısa vade için göremeyebiliriz. Özellikle faizlerin düşüşüyle en iyi kâr getirecek varlıklardan biri de tahvil bono fonlarıdır. Tahvil bono fonlarında orta vadeli pozisyon alınabilir. Aynı şekilde 2027, 2028 vadelide bekleyecekler için de hisse senedi ağırlıklı büyük şirketlerin fonlarını alıp tutmak, endeks bazı fonları, endeksi götüren büyük fonları almak mantıklı olabilir. Küçük yatırımcının en büyük hatası; bir varlık çok gittiğinde herkes konuşurken alıyorlar ama dipteyken almıyorlar. Bundan 3 yıl önce kimse altın konuşmuyordu, o zaman da herkes borsa konuşuyordu. Şimdi kimse borsa konuşmuyor, herkes altın konuşuyor. Bu da bizim dikkat etmemiz gereken bir konu" şeklinde konuştu.
Okuyucu Yorumları 2 yorum