İlk çeyrek büyüme ve dış ticaret rakamları ekonomide aşırı ısınmaya işaret ederken Merkez Bankası'dan yapılan açıklama bunun tam tersini iddia etti. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özeti bugün yayımlandı. Özellikle ekonomide görülen talep yavaşlamasına dikkat çekilen açıklamada "Özel kesim talebinde yavaşlama teyit edildi. Aşırı ısınma yok. Cari dengede iyileşme söz konusu" denildi.
Açıklamada ayrıca, yılın ikinci yarısında zorulu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyacı azalacağına da dikkat çekildi.
Açıklamada ana hatlarıyla şu ifadeler yer aldı:
-Mayıs ayında tüketici fiyatları yüzde 2,42 oranında artmış ve yıllık enflasyon yaklaşık 3 puan yükselerek yüzde 7,17 olmuştur. Bu yükselişte büyük ölçüde taze meyve fiyatlarında sezon geçişlerinden kaynaklanan yüksek artışlar belirleyici olmuştur. Temel enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranları ise beklendiği gibi önceki aya kıyasla sınırlı artışlar sergilemiştir.
-İlk çeyrekte iç talebin desteğiyle güçlü seyrini koruyan iktisadi faaliyet ikinci çeyrekte yavaşlamıştır. Nitekim, sanayi üretiminde Şubat-Nisan döneminde üç ay üst üste aylık bazda gerileme gözlenmiş ve Nisan ayında üretim ilk çeyrek ortalamasının altında gerçekleşmiştir. Kurul, dış talebe duyarlı sektörlerdeki yavaşlamanın daha belirgin olduğunu not etmiştir.
-Özel tüketim ve yatırım talebi ılımlı bir seyir izlemektedir. Özel kesim talebindeki güçlü artış ikinci çeyrekte hız kesmiştir. Nisan ayı tüketim malları üretim ve ithalatı ile sermaye malları üretimi ilk çeyreğin altında gerçekleşmiştir. Nisan-Mayıs dönemine ilişkin satış verileri de özel kesim talebindeki yavaşlamayı teyit etmektedir.
"DIŞ TALEP ZAYIF GÖRÜNÜMÜNÜ KORUYOR"
-Dış talep zayıf görünümünü korumaktadır. Yakın döneme ilişkin veriler ihracatta ikinci çeyrekte sınırlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Gelecek üç aya ilişkin sipariş beklentilerindeki yatay seyir dış talep koşullarında kısa dönemde güçlü bir iyileşme olmayacağı yönünde sinyal vermektedir.
-Kurul, küresel ekonomiye ilişkin artan belirsizliklere atıfta bulunarak dış talebe ilişkin aşağı yönlü risklerin arttığını vurgulamıştır. Bu çerçevede Kurul ihracattaki toparlanmanın yavaş ve kademeli gerçekleşeceği öngörüsünü yinelemiştir.
- İstihdam koşullarındaki iyileşme devam ederken işsizlik oranları kriz öncesi seviyelerine dönmüştür. Yılın ilk çeyreğinde beklenenin üzerinde gerçekleşen istihdam artışı Mart döneminde yavaşlayarak devam etmiştir. Öncü göstergeler artış eğiliminin kısa vadede hız keserek süreceğine işaret etmektedir.
"İÇ TALEBİN BÜYÜME HIZI YAVAŞAYACAK"
-Kurul, toplam talep koşullarının aşırı ısınmaya işaret etmediği yönündeki değerlendirmesini yinelemiştir. Son dönemde iç talep ılımlı bir görünüm izlerken zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayinde kapasite kullanım oranları düşük düzeylerini korumaktadır. Sipariş ve satış göstergeleri ile güven endeksleri de ikinci çeyrekte iç talebin büyüme hızının yavaşladığını göstermektedir.
-Son dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun aldığı tüketici kredilerine yönelik önlemler hızlı kredi büyümesinin kontrol altına alınmasına destek vererek iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunacaktır. Anılan önlemler, aynı zamanda zorunlu karşılık oranlarında ilâve artışlara duyulabilecek ihtiyacı da azaltmaktadır. Bu çerçevede Kurul, geçtiğimiz yılın Kasım ayından bu yana uygulanan politikalar sayesinde yılın son çeyreğinden itibaren cari dengede iyileşmenin gözlenmeye başlayacağını teyit etmiştir.
-Kurul üyeleri, küresel konjonktürden kaynaklanan belirsizliklerin yüksek olması nedeniyle, politika bileşiminin içeriği konusundaki esnekliğin önümüzdeki dönemde de korunması gerektiğini düşünmektedir. Küresel ekonomiye dair kırılganlıklar dikkatle izlenmekle birlikte, bu aşamada Enflasyon Raporu'nda yer alan temel risk senaryoları geçerliliğini sürdürmektedir.
"GEREKİRSE İLAVE TEDBİR ALIRIZ"
- Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı ve son dönemde küresel ekonomideki artan belirsizlikleri de göz önüne alarak politika duruşunu korumuştur. Kurul, fiyat istikrarına ve finansal istikrara ilişkin risklerin azaltılması açısından, mevcut politika bileşiminin sıkılaştırıcı yöndeki etkilerinin yakından izlenmeye devam edilmesinin ve gerekli görüldüğü takdirde aynı doğrultuda ilave tedbirler alınmasının uygun olacağını belirtmiştir.
"SERMAYE AKIMLARINDA YAVAŞLAMA VAR"
-Toplantıda ayrıca sermaye akımlarının seyri ve döviz alım ihaleleri de değerlendirilmiştir. Kurul üyeleri, bazı euro bölgesi ülkelerinde kamu borcunun sürdürülebilirliğine dair endişelerin artarak devam etmesi sonucu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki nispi zayıflamanın sürdüğüne dikkat çekmiş ve şartlara bağlı olarak düzenli döviz ihaleleri ile alınan tutarın tekrar gözden geçirilmesinin faydalı olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.
"İLAVE ZORUNLU ARTIŞLARA DUYULAN İHTİYAÇ AZALACAK"
Söz konusu zayıflamanın devam etmesi halinde, günlük döviz ihalelerinde alımı yapılacak tutarın kademeli olarak azaltılmaya devam edilebileceği hatırlatılmıştır. Kurul, bu durumda piyasaya bu kanaldan arz edilecek Türk lirası likidite tutarı da azalacağından kredi büyümesi açısından 2011 yılının ikinci yarısında zorunlu karşılık oranlarında ilâve artışlara duyulabilecek ihtiyacın da azalacağını teyit etmiştir.
MALİ DİSİPLİN
-Merkez Bankası, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecektir. Mevcut konjonktürde iç ve dış talep arasındaki ayrışmaya bağlı olarak artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılması, dolayısıyla mali disiplinin sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır. Orta Vadeli Program(OVP) projeksiyonlarından daha güçlü seyreden iktisadi faaliyetin sağladığı ek vergi gelirlerinin tasarruf edilmesi, fiyat istikrarına ve finansal istikrara dair riskleri azaltacağı gibi uygulanan politika bileşiminin etkinliğini de artıracaktır.
-Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir. Mali disiplinin devamı aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir.